LGBT’ye anatomik eleştiri Kültür Sanat Haberleri

LGBT dayatmasını anlatan “İnsan 3.0” belgeseli izleyiciyle buluştu. Yönetmen Hatice Beyza Öztürk, insanlar için cinsiyetsiz, kimliksiz, vatansız, hiçbir dini değer ve yargısı olmayan farklı bir modelleme öngörülüyor. Biz bu ‘İnsan 3.0’a yani LGBT’ye anatomik eleştiri getiriyoruz” dedi. Belgeselin ana karakteri 15 yıl trans olarak yaşamış bir kadın.

LGBT dayatmasının gerçek yüzünü ortaya koyan “İnsan 3.0” belgeseli izleyiciyle buluştu.

Gerçek hayat hikayesiyle desteklenen, sanat ve sinema alanındaki LGBT propagandasının zararlarına odaklanan belgeselin lansman etkinliği, AKM Yeşilçam Sineması’nda gerçekleştirildi. “Parlak renkler, karanlık niyetler?” alt başlığıyla hazırlanan 36 dakikalık belgesel film, LGBT dayatmasına uzman görüşleriyle anatomik bir eleştiri getiriyor.

Cinsiyet değiştirme sürecine giren ve LGBT propagandasına maruz kalarak pişman olan bir gencin yaşadığı sıkıntılar ve zorlukların anlatıldığı belgeselde, konuya ilişkin uzmanların görüşlerine de yer veriliyor. Belgesel, “Mesele” isimli YouTube kanalından izlenebiliyor.

MESELENİN ÖTEKİ TARAFINA BAKTIK

Yeni Şafak’a konuşan belgeselin yönetmeni Hatice Beyza Öztürk, yıllardır LGBT mevzusuna kafa yorduğunu, ancak sanat camiasından bu konuya girmek isteyenlerin yok denecek kadar az olduğunu söyledi. LGBT’nin eleştirel bir anatomisini ortaya koyduklarını ifade eden Öztürk, şunları söyledi: “Tüm dünyada çocuklara ve gençlere sanat sektörünün farklı alanlarında sürekli tek bir akışla LGBT lehine propaganda yürütülüyor. Aksi ise engelleniyor. Biz meselenin öteki tarafına, kimsenin konuşmadığı, görmek istemediği ve rahatsız olduğu tarafına bakmak istedik. İnsanlar için cinsiyetsiz, kimliksiz, vatansız, devletsiz, hiçbir ideolojik bağı olmayan, hiçbir dini değer, yargı ve bağı olmayan farklı bir modelleme öngörülüyor. Biz de “İnsan 3.0”a yani LGBT’ye anatomik bir eleştiri getiriyoruz.”

MUHAKKAK BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDECEKTİR

Belgeselin ana karakteri 15 yıl trans olarak yaşamış bir kadın. Gerçek hayat hikayesinin uzman görüşleriyle birleştiği belgesel, sosyolojik, hukuki ve dijital mecralara taşan yönleriyle meseleleri kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Rahatsız edici sahnelerin belgeselde yer almasını ise Yönetmen Öztürk şöyle açıklıyor: “Muhakkak birilerini rahatsız edecektir. Çünkü bu konuda bir ilki teşkil ediyor. İlk kez madalyonunun öteki yüzünü insanlara derli toplu bir sinema anlatısıyla sunmuş oluyoruz.”

BELKİ BU BELGESEL DE KALDIRILACAK

LGBT lobisi çok güçlü olduğu için bu konulara kimsenin girmek istemediğini belirten Yapımcı Samet Doğan ise, “Bir adım atılması gerekiyordu ve kimse buna cesaret edemiyordu. Çünkü banlanıyor, yok ediliyorsunuz. Ben yapabileceğimi söyledim. Belgeseli çekerken birtakım zorluklarla karşılaştık. Çünkü insanlar konuşmak istemiyor, bunu yaşayanlar da görünmek istemiyor. Dolayısıyla içeriği üretmek çok zordu, o yüzden çekimi 6 ay sürdü. Ama bu belgeselden sonra bu riski

almak isteyenlerin sayısı artacaktır. Maalesef Anti LGBT konusunda internet ortamında birikim yok. Tutmuyorlar da zaten biliyorsunuz, kaldırıyorlar. Belki bu belgesel de kaldırılacak bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

İNSANLARI SEVİN DIŞLAMAYIN

Gösterim sırasında yüzünü göstermese de hayat hikayesinin içtenlikle ekrana yansıtılmasına müsaade eden belgeselin kahramanı da izleyiciler arasındaydı. Gösterimin sonunda sahneye çıkarak, “İnsanları sevin, dışlamayın. Severek kazanabilirsiniz. Korkutarak hiç kimseyi elde edemezsiniz. Benim ailem bu savaşı kazandı, umarım herkesin ailesi kazanır. Bu yoldan geçen insanlar çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Hayatımın yarısını böyle yaşadım. Ben aileme çok teşekkür ederim, beni çok güzel sevdiler” ifadeleriyle duygularını aktardı.