Maden yasasının ilk 4 maddesi kabul edildi: AKP li Varank Siz yaptırmam deyince yapacağız diyoruz demişti
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Tarım alanlarını, ormanlarını, sularını ulusal ve uluslararası şirketlerin madencilik faaliyetlerine açacak torba yasanın görüşmelerine başlandı.
MADEN YASASININ İLK 4 MADDESİ KABUL EDİLDİTBMM Genel Kurulunda, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk 4 maddesi kabul edildi.
Kabul edilen maddelere göre, Çevre Kanunu'nun çevresel etki değerlendirilmesini düzenleyen hükmünde değişikliğe gidilerek, "veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı" ifadesi çıkarılıyor.
"Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı" alınmadıkça projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyecek, proje için yatırıma başlanamayacak ve ihale edilemeyecek ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına da engel teşkil etmeyecek.
Ruhsat bedeli tanımında yer alan çevre ile uyum teminatı çıkarılarak rehabilitasyon bedeli ayrıca düzenleniyor.
Yapılan değişiklikle ruhsat bedeli tanımı, "Taban bedelinin, ruhsatın yürürlükte kaldığı takvim yılı sayısı, maden grubu, cinsi ve alan büyüklüklerine göre belirlenen katsayılarla çarpılarak, ilgili tablolarda gösterildiği şekilde hesaplanarak her yıl ocak ayının sonuna kadar; arama ruhsatlarında tamamı Genel Müdürlüğün bütçesine ve işletme ruhsatlarında ise yüzde 30'u Genel Müdürlüğün bütçesine, yüzde 70'i ise genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Genel Müdürlüğün muhasebe birimi hesabına yatırılması gereken tutar." şeklinde değiştiriliyor.
Kanun'a "Kurul", "Rehabilitasyon", "Rehabilitasyon bedeli hesabı" ve "Tahsil dairesi" tanımları da ekleniyor.
Madencilik faaliyetlerinde izinleri düzenleyen hükümde değişiklik yapılıyor.
Düzenlemeye göre, özel çevre koruma bölgeleri, Milli Parklar Kanunu'na göre korunan alanlar, sulak alanlar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, ormanlar, Turizmi Teşvik Kanunu'na göre ilan edilen kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri, turizm merkezleri, Kıyı Kanunu'na göre korunması gerekli alanlar, 1'inci derece askeri yasak bölgeler, 1/5000 ölçekli imar planı onaylanmış alanlar, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında kalan sit alanları ile madencilik amacı dışında tahsis edilen ve Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından uygun görüş verilen elektrik santralleri, organize sanayi bölgeleri, endüstri bölgeleri, petrol, doğal gaz ve jeotermal boru hatları gibi yatırım alanlarına ait koordinatlar, ilgili kurumlar tarafından Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne bildirilecek.
Ormanlar hariç bu alanlarda ruhsat düzenlenmeden önce Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, ilgili kuruma proje hakkında görüşünü sorarak izin talebinde bulunacak. İlgili kurum, değerlendirmelerini tamamlayarak 3 ay içinde izin talebine cevap verecek. Bu süre içerisinde cevap verilmemesi durumunda ilgili kuruma Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce bir ay ilave süre verilecek. Bu süre sonunda da karar bildirilmezse izin verilmiş sayılacak. Verilen izin, işletme ruhsatına geçiş veya temdit değerlendirmelerinde o alanda devam edecek ancak idarenin projede veya rehabilitasyon projesinde değişiklik talep etmesi mümkün olacak.
Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine Orman Kanunu hükümlerine göre Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün talebi üzerine 3 ay içinde 24 ay süreyle bedelsiz izin verilecek. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce talep edilmesi halinde izin süresi 12 ay uzatılacak.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce alınan bedelsiz izne ilişkin taahhüt senedi, Orman Genel Müdürlüğüne verilecek ancak verilen bedelsiz iznin işletilmesi, gerçek ve tüzel kişilere devredilmesi veya işlettirilmesi halinde alınması gereken bedeller, Orman Genel Müdürlüğünün özel bütçe hesabına yatırılarak bedelli taahhüt senedi, en geç 1 ay içerisinde Orman Genel Müdürlüğüne verilecek.
Bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce verilen izinler, ruhsat süresince devam edecek ve 6 ay içerisinde Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne devredilecek.
Arama faaliyeti için izin verilen alanlarda mücbir sebepler ve kısıtlayıcı yasal hükümler hariç işletme faaliyetine de izin verilecek. İzin süreçlerinde mevzuatı gereği alınması gereken kurum görüşleri, çevresel etki değerlendirmesi belgesi gibi belgeler Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce alınacak. Tarım ve Orman Bakanlığınca verilen izin, çevresel etki değerlendirmesi yönünden uygun görüş olarak kabul edilecek.
Ruhsat düzenlendikten sonra alan izne tabi hale gelse dahi madencilik faaliyetlerine devam edilecek ancak ruhsat sahasında kültür varlığının tespiti halinde madencilik faaliyetlerine devam edilebilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığının uygun görüşü aranacak. Bakanlığın uygun görüş vermemesi durumunda Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce hesaplanan yatırım giderleri tutarındaki tazminat, lehine kısıtlama kararı verilen idarenin bütçesinden ruhsat sahibine ödenecek.
Çevresel etki değerlendirmesi işlemleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yürütülecek. Çevresel etki değerlendirmesi sürecinde ilgili kurumlar görüşlerini en geç 3 ay içinde verecek. Kurumların ilave süre talep etmeleri halinde en fazla bir ay ek süre verilecek.
Tüm değerlendirmelerini tamamlayarak bu süreler içinde görüş bildirmeyen kurumun görüşü olumlu kabul edilecek. İzin vermiş kurumlar, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde olumsuz görüş veremeyecek. "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı" alınan madencilik faaliyetleri için ilgili kurum tarafından varsa mali yükümlülükler alınarak, en geç bir ay içinde diğer işlemler tamamlanacak.
İlgili kurum tarafından IV. Grup ile stratejik veya kritik madenlere izin verilmeyen hallerde sahanın rezerv potansiyeli, yeri, cinsi ve ekonomiye katkısı gibi hususlar dikkate alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yapılacak başvuru üzerine izin hakkında nihai karar, üstün kamu yararı çerçevesinde Kurul tarafından verilecek. Kurul, madencilik faaliyeti lehine karar verirse ilgili kurum bir ay içinde izin kararını Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne gönderecek ve ruhsat düzenlenecek.
Maden Kanunu'nun "Stratejik veya kritik madenler" başlıklı hükmü yeniden düzenleniyor. Buna göre, arz kesintisi veya yüksek fiyat artışı halinde ciddi ekonomik sorunlar veya güvenlik zafiyeti doğabilecek, sanayi üretiminin temel girdilerinden ve yüksek arz riski taşıyan madenler, kritik maden olarak kabul edilecek.
Ulusal güvenlik ve ekonomik refah için yüksek öneme sahip ve iç veya dış etkenler nedeniyle arzı kısıtlanabilecek madenler, stratejik maden olarak kabul edilecek.
Stratejik veya kritik madenler, Milli Savunma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca tespit edilecek.
Stratejik veya kritik madenlere ilişkin madencilik faaliyetleri için Kamulaştırma Kanunu hükümleri doğrultusunda acele kamulaştırma yapılabilecek.
Bir önceki yıldaki üretim miktarının yüzde 10'unu geçmemek kaydıyla stratejik veya kritik madenlerin belirli bir oran veya miktarda ruhsat sahiplerince stoklanmasına Cumhurbaşkanınca karar verilebilecek.
Teklifin 4'üncü maddesinin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl, birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Bingöl, birleşimi, saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
AKP'Lİ VARANK "SİZ 'YAPTIRMAM' DEYİNCE 'YAPACAĞIZ' DİYORUZ" DEMİŞTİZeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını da içeren torba kanun teklifinin Meclis Komisyonu'nda başlayan tartışmalar TBMM Genel Kurulu’a da taşındı.
Görüşmeler sürerken söz alan eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı ve AKP Bursa milletvekili Mustafa Varank, muhalefeti yasaya destek vermemekle eleştirirken "Malesef TBMM'de böyle bir ortamı hiçbir zaman yakalayamıyoruz. Siz 'yaptırmam' deyice biz de tabi 'yapacağız' diyoruz. Siz 'geçirmeyeceğiz' deyince biz de geçirmek için gayret gösteriyoruz." dedi.
Varank'ın açıklaması şu şekilde:
"Öncelikle bu kanun teklifiyle ilgili olarak bize ilk ulaştığı andan itibaren komisyondaki arkadaşlarımızla bu kanun teklifini paylaştık, daha sonra bürokrat arkadaşlarımızla birlikte komisyondaki ve komisyonda olmayan arkadaşlarımız bir araya geldiler ve süreçleri birlikte değerlendirdiler. Hiçbir komisyonumuzda da böyle bir uygulama olmuyor. Daha sonra komisyon sürecinde başlangıcında ufak tefek sıkıntılar yaşasak da daha sonra 27 saatlik bir süreçte kanun teklifi üzerindeki değerlendirmeleri bütün tarafların görüşlerini almaya çalışacak şekilde yerine getirdik. Ben isterdim ki komisyondaki arkadaşlarımız, o gün dışarıdan gelen arkadaşlarımız keşke yapıcı eleştirilerde bulunabilselerdi. Ama benim gördüğüm bütün arkadaşlarımız "biz bu kanunu değiştirmeyeceğiz, bu maddeyi çekin, biz bunu istemiyoruz" şeklinde yaklaştılar. Keşke bir müzakere ortamı olsaydı ve arkadaşlarımız "bu maddeyi şöyle değiştirin, bunu nasıl daha anlaşılır bir hale getiririz" şeklinde bize destekte bulunsalardı ama maalesef TBMM'de böyle bir ortamı hiçbir zaman yakalayamıyoruz. Siz "yaptırmam" deyice biz de tabi "yapacağız" diyoruz. Siz "geçirmeyeceğiz" deyince biz de geçirmek için gayret gösteriyoruz.
Burada gerçekten enerji, maden sektörünün ihtiyaçlarını giderecek şekilde, Türkiye'nin ihtiyaçlarını giderecek şekilde bir kanun çalışması yapmaya çalışıyoruz. Bu kanun ne getiriyor derseniz; yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılmasını getiriyor. Şu anda bu söylerken hicap ederek söylüyorum; Türkiye'de bir yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isterseniz izin süreçleri 4-5 yıl sürüyor. Hiçbir yatırımcı 4-5 yıl süren süreçlerle yatırım yapmaz, onun için bunların hızlandırılmasına yönelik maddelerimiz var. Bunları yaparken ÇED sürecinin hızlandırılması gibi bir ifade kullanılıyor asla burada ÇED süreçlerinin hızlandırılması diye bir husus mevzu bahis değil. Sadece ilgili kurumların görüşlerinin verilmesinde hızlandırma süreci var, ÇED süreçleri ile ilgili böyle bir değerlendirme asla yoktur. Maden sahalarının rehabilitasyonu ile ilgili mevcut kanunda talep edilen bedeller çok düşük kalıyordu. Bu kanunla birlikte rehabilitasyon süreçlerinde kullanılacak kaynaklar arttırılmış oldu.
Muğla bölgesindeki santrallere ilişkin ise açıklamaları defalarca yaptık. Komisyonumuzda bütün tarafları dinlemeye çalıştık. Bu santraller Türkiye'nin baz yükünü karşılayan santrallerdir. Türkiye'nin elektriğinin yüzde üç buçuğunu karşılayan santrallerdir. Özellikle Türkiye'nin coğrafi konumuna baktığınızda batıdaki elektrik sistemini destekleyen santrallerdir. Bu santralleri biz inşa etmedik. Bu bölgedeki kömür yataklarını biz bulmadık. 1980'lerden itibaren maden sahaları olarak belirlendi. Bu santraller o zamandan beri çalışmaya devam ediyor. Biz buraya uzaydan kömür getirmiyoruz. Bunda kamu yararı görmüyorsanız ben çok şaşırıyorum. Biz şimdi kömürler çıkartılsın, burada çalışan beş bin işçi ekmek yemeye devam etsin diye buradaki zeytin ağaçları başka bir yere taşınsın diyoruz. Bir ziraat mühendisi profesörü getiriyoruz "zeytin ağacı taşınır" diyor, buradaki arkadaşlarımız "hayır taşınmaz" diyor. Biz zeytin düşmanı değiliz."


