MAHMUT ÖVÜR İmamoğlu’na kefil olan Özel ve İsrail’e karşı çıkan Öcalan
Sabah sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, öyle bir savrulma yaşıyor ki zaten siyaset üretmekte sıkıntı çeken partisini tam bir çıkmaza sürüklüyor. Karşınızda CHP değil de sanki Ekrem İmamoğlu partisi var. CHP'nin bütün gündemi İmamoğlu.
Türkiye'de ve dünyada olup bitenler umurunda değil. İran yanıyor, Gazze soykırımcısı İsrail bölgeyi kan gölüne çeviriyor, ABD Başkanı 10 bin kilometre uzaktan İran'ı tehdit ediyor ve her ikisi birlikte Türkiye'nin tarihi adımı terörsüz Türkiye projesini sabote etme hesabı yapıyor. Ama ne acıdır ki bütün bunlar ülkenin ana muhalefet partisi CHP'nin gündemde değil.
AÇIK İTİRAFLARA RAĞMEN HÂLÂ KEFİL
Genel Başkan Özel öyle kaptırmış ki kendini, son Avcılar konuşmasında bu saldırılara ilişkin tek kelime yok. Peki ne var? Bol bol İmamoğlu var, bol bol A Takımı dahil 30'u aşan İBB çalışanı ve müteahhidin açık itiraflarına rağmen "her şeyin iftira" ilan edilmesi var ve en önemlisi partisini de bağlayan "Ekrem Başkan'a kefilim" sözü var...
Bu tablo Özel'i de CHP'yi de zaten zayıf bağlar kurduğu gerçek hayattan kopartıyor. Çünkü son dönemde sokaktaki insanın gündeminde artık sadece ekonomi ve iktidar-muhalefet arasındaki gerilim yok. Dahası yolsuzluk itirafları çoğaldıkça İmamoğlu da yok.
Ama, terörsüz Türkiye ve İran-İsrail savaşı var. Bu da doğal olarak siyasetin gündemine "dış politika" ve "güvenlik" meselesini getiriyor. Çünkü İsrail'in İran'a saldırması sadece bir nükleer silahı engelleme meselesi değil. Ortada özellikle Türkiye'yi yakından ilgilendiren "terörü" bitirme meselesi var ve hiç kolay değil. Hatırlayın, zaten Türkiye ne zaman PKK terörünü bitirmek ve kendi Kürt sorununu çözmek istese mutlaka bir küresel el devreye giriyor.
ÖCALAN'IN SUİKAST İMASI
İsrail'in İran'a saldırması hiç kuşkunuz olmasın büyük oranda "Kürt hesabı"yla da ilgili. Dün yazdım, Öcalan daha bu saldırılar olmadan kendi partisini ve ilişkili aktörleri İsrail'e karşı uyarmış, hatta o konuşmasında İmralı'da bulunmasına dikkat çekerek "suikast" ihtimalinden söz etmiş:
"Buranın benim için en büyük avantajı MOSSAD'ın etki alanından uzak olmasıdır. İsmail Haniye'yi nasıl vurdular. İşte Cumhurbaşkanı da gitti (Reisi kastediliyor), kuşkulu mu, kuşkulu. Hizbullah liderlerini silip süpürdüler. Burası güvenlikli ama buraya da sızabilirler."
Şu çok açık; İsrail, "terörsüz Türkiye" projesinden çok rahatsız. Dış Kürtleri de kapsayan terörsüz Türkiye ve bölge projesinin gerçekleşmesi demek, İsrail'in "İkinci İsrail" hayalinin çöp olması demek.
Şu çok açık; İsrail, "terörsüz Türkiye" projesinden çok rahatsız. Dış Kürtleri de kapsayan terörsüz Türkiye ve bölge projesinin gerçekleşmesi demek, İsrail'in "İkinci İsrail" hayalinin çöp olması demek.
Şimdi dönün CHP'ye bakın... CHP bu konularla hiç ilgili değil ve karnından konuşuyor. Bölgenin çehresini değiştirecek savaşa karşı da terörsüz Türkiye projesine ilişkin de CHP'nin toplumun dönüp bakacağı bir siyaseti yok. Her iki konuda da isteksiz ve suskun. Hatta Ali Bayramoğlu'nun dediği gibi "tehlikeli" bir siyaset izliyor:
"(CHP) Mevcut barış sürecinden Erdoğan'a faydası olur endişesiyle uzak duruyor. Öcalan'la ilgili milliyetçi-duygusal tepkilerin sözcülüğünü yapmaktan geri kalmıyor."
Ülkenin temel meselesine ve bölgesel gelişmelere sırtını dönen, "yolsuzluk" iddialarına kefil olan CHP, bu siyasetsiz tavrının bedelini çok sürmez haziran anketlerinde görür. Parti olarak ders çıkartır mı bilemem ama dün CHP'ye "doktrin" yazan, bol keseden "özerklik" vaat eden ideologların ırkçı partilere övgüler düzecek noktaya gelmeleri de ayrı bir paradoks.


