Marmara Denizi’nde oksijen bitiyor! Köpek balıkları ve vatozlar kıyılara gelmeye başladı… Şimdi ne olacak?
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
MARMARA’DAKİ OKSİJENSİZLİK SORUNUNUN BOYUTU VE NEDENİ
“Marmara Denizi yarı kapalı bir denizdir. İki tane dar boğaz yoluyla Karadeniz’e ve Ege Denizi’ne bağlanmış olan Marmara’nın çevresi ülkemizin en kalabalık şehri başta olmak üzere milyonlarca insanın yaşadığı kentlerle çevrili. Her gün milyonlarca insanın evsel atıklarının son durağı Marmara...” diyen WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Kıkırdaklı Balıklar Danışmanı Dr. Hakan Kabasakal, oksijensizlik sorununu ve sebeplerini detaylandırdı:
-- Kentlerin yanı sıra Marmara’nın çevresinde, özellikle İzmit Körfezi kıyılarında yoğun bir endüstrileşme var. Ayrıca Marmara’ya dökülen akarsuların çevresindeki tarım alanlarından akarsulara karışan tarım ilacı ve gübre içeren sular da nihayet Marmara’ya karışıyor.
-- Bu deniz aynı zamanda Karadeniz’den gelen ve Avrasya’nın endüstriyel ve tarımsal atıklarını taşıyan nehirlerin getirilerini de kabullenmek zorunda kalıyor. Tüm bunlar insan kaynaklı (yani antropojenik) kirletici unsurlar olarak genellenebilir.
24 MİLYON İNSAN MARMARA’YA KIYISI OLAN ŞEHİRLERDE YAŞIYOR
-- Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 yılı verilerine göre Türkiye nüfusunun %28’i (yaklaşık 24 milyon) Marmara Denizi’ne kıyısı olan yedi ilde yaşıyor. Bölgedeki yoğun nüfus ve gelişmiş sanayiye ek olarak tarım ve hayvancılık faaliyetleri, su ve enerji tüketiminin artmasına ve buna bağlı olarak daha fazla miktarda atık oluşumuna yol açıyor.
-- 2022 yılında Şehir ve Toplum dergisinde yayınlanmış olan bir makalede ‘Marmara Denizi’ne her gün yaklaşık 5,5 milyon m3 atık suyun boşaltıldığı rapor edilmiştir’ bilgisi yer alıyor. Karasal kaynaklı kirleticilerin denize karışması sonucu ki bu durumun 40 yıldır devam ettiğini de belirtmek isterim, Marmara’nın dip sularında hipoksiya (yani 1 litre deniz suyunda 2 mg’dan daha az oksijen bulunması) artık çok yaygın bir hal aldı.
-- Doğu Marmara’da bu durum kıta sahanlığı olarak adlandırdığımız ve derinliğinin en fazla 200 metreye kadar uzandığı deniz tabanının sığ sayılabilecek bölgelerinden itibaren başlıyor.
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi, aynı üniversitenin Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından Marmara Denizi devlet destekli çeşitli projeler kapsamında yıllardır izleniyor. Yüzeyden en derin (Çınarcık Çukuru yaklaşık 1390 metre derinlik) bölgeye kadar Marmara’nın çözünmüş oksijen değerleri yıllardır izleniyor. Bazı bölgelerde ‘sıfır oksijen’ anlamına gelen anoksiyanın dahi oluşmaya başladığı görülüyor. 2024 yılının şubat ayında doğu Marmara’da anoksiya koşullarının 375 metre gibi sığ sayılabilecek bir katmana kadar yükseldiği ölçümlendi.
Dr. Hakan KabasakalMARMARA’DA YAŞAYAN KIKIRDAKLI BALIK TÜRLERİ
Dr. Hakan Kabasakal, “Bugün itibarıyla Marmara Denizi’nde 25’i demersal yani dipte ya da dip yakınında yaşayan ve 1 tanesi ise pelajik yani yüzeyle orta su arasındaki bölgede diple bağlantısı olmadan yaşayan toplam 26 tane tür var” dedi.
Bu türlerin bilimsel adları yandaki gibi sıralanabilir: Hexanchus griseus, Galeus melastomus, Scyliorhinus canicula, Scyliorhinus stellaris, Mustelus asterias, Mustelus mustelus, Mustelus punctulatus, Galeorhinus galeus, Oxynotus centrina, Centrophorus uyato, Squalus acanthias, Squalus blainville, Echinorhinus brucus, Squatina oculata, Squatina squatina, Torpedo marmorata, Dipturus batis, Dipturus oxyrinchus, Raja clavata, Raja miraletus, Raja radula, Dasyatis pastinaca, Dasyatis tortonesei, Aetomylaeus bovinus, Myliobatis aquila ve pelajik tür Alopias vulpinus.
Kabasakal şunları da ekledi: “Ancak dip suyunda çözünmüş oksijen koşullarının adeta dibe vurduğu doğu Marmara’da güncel tür sayısı 11’e düşüyor ve bu durum çevresel koşullardaki bozulmanın yani deniz kirliliğinin kıkırdaklı balıkların yaşamlarını tehdit eden ve tükeniş krizini tetikleyen çok önemli bir etken olduğu vurgusunu da doğruluyor.”
PEKİ KIYILARDA HANGİ TÜRLER GÖRÜLÜYOR?
Bu soruyu doğu Marmara özelinde yanıtlayacağını çünkü son üç yılının sadece bu konuyu araştırarak geçtiğinden bahseden Dr. Hakan Kabasakal, “Çevresel koşullardaki bozulmaya özellikle dip sularındaki oksijensizleşmeye bağlı olarak doğu Marmara’da kıkırdaklı balık faunasının 11 tane türe kadar gerilediğini gördük. Bu türler şunlardır: Galeus melastomus, Scyliorhinus canicula, Mustelus mustelus, Oxynotus centrina, Squalus acanthias, Squalus blainville, Raja clavata, Raja miraletus, Dasyatis pastinaca, Dasyatis tortonesei ve Myliobatis aquila” diye konuştu.
1000 METREDE OLMASI GEREKN İKİ KÖPEK BALIĞI TÜRÜNE KIYILARDA RASTLANDI
“Normal koşullarda 200 metreden daha derin sularda yaşayan hatta Marmara’nın 1000 metreyi aşan bölgelerinde rastlanmaları gereken iki köpekbalığı türü -Centrophorus uyato ve Echinorhinus brucus- dahi kıta sahanlığının sığ sayılabilecek bölgelerinde birkaç kez karşımıza çıktılar. Ancak 2022 sonrası bu iki türü bir daha elde edemedik” diyen Kabasakal ekledi:
“Kıyılarda en fazla gözlemlediğimiz türler ise Mustelus mustelus, Squalus acanthias, Squalus blainville, Raja clavata ve Myliobatis aquila türleriyidi. Bu türler özellikle 2019-2022 arasında doğu Marmara’nın kıyı yakını sularında nüfus olarak zirve yaptılar. Temelde oksijensizleşmeden kaynaklanan bu durumu ‘yaşam alanının dikey daralması’ olarak adlandırıyoruz ki Marmara’da tam da bu oldu.”
MARMARA TEPE YIRTICILARINI KAYBETTİ
Geçmişte Marmara Denizi’nde de bulunan Mavi köpek balıkları da oksijensizleşme nedeniyle artık diğer denizlerimizde yaşamını sürdürüyor.
Mavi köpek balığının Akdeniz’in büyük pelajik predatör (yırtıcı) köpekbalığı türlerinden bir tanesi olduğundan bahseden Hakan Kabasakal, “Burada yırtıcılık insana saldırı olarak algılanmamalı, bu tür köpekbalıklarının beslenme biçimlerini genelleyen bir ifadedir bu. Mavi köpekbalıkları tepe yırtıcılardır yani besin piramidinin üst basamaklarında yer alan, ekosistem dengesini koruyan, ortamdaki sakat, hasta türleri avlayarak var olan kaynakların sağlıklı türler tarafından tüketilmesi için gereken avantajlı ortamı oluşturan türlerdir. Dolayısıyla sağlıklı bir deniz ekosistemi ancak denge unsuru tepe yırtıcıların varlığıyla devam edebilir” ifadelerine yer verdi.
BÜYÜK BEYAZ GEÇMİŞTE MARMARA’YA GELİRDİ
Köpek balıklarının Marmara’dan çekilmesini insanlar ‘güvenli’ bulsa da durum ekosistem için hiç de iyi bir şey değil.
Hakan Kabasakal, “Marmara mavi köpekbalığı yanı sıra diğer tepe yırtıcılarını da kaybetti, örneğin büyük beyaz köpekbalığı bunlardan birisiydi. Geçmişte büyük beyaz Marmara’ya kalabalık orkinos sürülerini izleyerek gelirdi. Aşırı avcılık, deniz kirliliği vb. nedenlerle orkinoslar bölgeyi terk edince büyük beyaz da Marmara’dan çekildi” dedi ve şunları söyledi:
“Tamam bugün itibarıyla diyelim ki Marmara köpekbalığı güvenli bir denizdir. Ancak bu türler buradan ortam koşulları bozulduğu ve avları kalmadığı için çekildiler. Bu iyi mi sizce? Tepe yırtıcılar gidince geride mezopredatörler dediğimiz ara yırtıcılar yani küçük köpekbalıkları kaldı ve onların da nüfusları hızla azalıyor.”
MARMARA DENİZİ’NİN GELECEĞİ İÇİN SENARYOLAR NELER?
“Son 30 yıldır Marmara Denizi'nin derin katmanlarındaki çözünmüş oksijen miktarı, deniz canlılarının hayatta kalması için gereken seviyenin altında seyrediyor. Derin deniz köpek balıklarının Marmara Denizi kıta sahanlığında yaşayan diğer türlerin nişlerini giderek daha fazla işgal ettiği görülüyor. Bu durumun balıkçılık üzerindeki etkisi ve ticari balıkçıların bu ekolojik belirsizliğe olası tepkileri şimdilik tahmin edilemiyor” diyen Kabasakal 6 sene gibi bir sürede durumun tersine çevrilebileceğinden bahsetti:
-- Mevcut kanıtlara dayanarak, derin deniz köpekbalıklarının kıta sahanlığında yaşamalarının bir sonucu olarak Marmara Denizi'ndeki hedef dışı av oranlarının arttığı ve bunun da bu hassas türlerin hayatta kalmasını olumsuz etkilediği açıktır.
-- Oksijensizleşmeye neden olan antropojenik ve karasal kirletici faktörlerin deniz ortamına girişi %40 oranında engellendiğinde, Marmara Denizi'nde hipoksinin 6 yıl gibi bir sürede tersine çevrilebileceği tahmin ediliyor.
-- Ancak oksijen seviyeleri normale dönse bile, faunal kolonizasyonun yeniden hipoksi öncesi seviyelerdeki gibi gerçekleşmeme olasılığı vardır. Bu nedenle hem bilimsel araştırmacılar hem de politika yapıcılar, Marmara Denizi'ndeki köpekbalıklarının etkili bir şekilde korunması için, özellikle en fazla tehdit altında olan türlere öncelik vererek, Marmara'ya özgü önlemleri belirlemelidir.
-- Her şey yolunda giderse, Marmara batiyalinin normal oksijen koşullarına dönmesi için beklenen 6 yıllık süre göz önüne alındığında, bu önlemler göz ardı edilemeyecek bir aciliyettir.
Fotoğraflar: AA, iStock


