Mavi Nefes’ten müsilaja çare çıktı
Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
“Aldığımız her iki nefesten biri denizler sayesinde.” Deniz Temiz Derneği TURMEPA’nın Başkanı Şadan Kaptanoğlu’na ait bu sözler. Denizlerin korunmasının ‘sudan’ bir sorun olmadığının altını çizmek için kendi deyimiyle, ‘kırık plak gibi’ her konuşmasında bu cümleyi tekrarladığını söylüyor.
Kaptanoğlu denizci bir aileye doğmuş. Başkanı olduğu TURMEPA’nın neler yaptığını anlatırken duygusal davrandığı düşünülebilir. Ama verdiği bilgi bilimsel bir gerçek. Dünyanın oksijen kaynakları listesinin tepesinde denizler yer alıyor. Çünkü tıpkı karada olduğu gibi denizlerde de ormanlar var. Gezegenin yüzde 71’inin okyanuslar ve denizlerle kaplı olduğu düşünülürse oksijen ihtiyacının yüzde 50 ila 70’ini denizlerin karşılaması şaşılacak bir bilgi değil. Bu yüzden de aldığımız her iki nefesten birini denizlere borçluyuz.
DÖRT YIL ÖNCE BAŞLADI
Bizim nefes almamız için önce denizlerin nefes alması şart. Sanayileşme, atıklar, vahşi balıkçılık derken son dönemde iklim değişikliği de eklendi. İklim krizi, belli ısının üstünde yaşayamayan deniz canlılarının yok olmasına neden oluyor.
Bu gerçekler dört yıl önce TURMEPA’yı harekete geçirdi. Projenin adı da müthiş: Mavi Nefes. Fazla söze gerek yok, derdini anlatan bir isim bence.
Peki kolunda kim var TURMEPA’nın? Garanti BBVA.
Bankalar ‘yeşil finansman’ meselesinde çok hızlı yol alıyor. Bu da Trump kararlarıyla morali bozulan iklim krizi mücadelecilerinin imdadına yetişiyor. Mavi Nefes projesi, dört yılı geride bıraktı. Önceki gün bu dört yılın muhasebesini yapmak ve bundan sonraki adımları konuşmak üzere bir toplantı düzenlendi.
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten denizlerin sürdürülebilirliğine gönül koyanlardan. Şadan Kaptanoğlu gibi denizciliğin içinde doğmamış ama dedesiyle ilgili anlattığı anekdot onu Mavi nefes’e bağlayan etkenlerden gibi duruyor. Akten, “Dedem Atatürk’ün öldüğü gün İzmir’den İstanbul’a gelmiş. ‘O yıllarda Eminönü’nde denizden elinle palamut alabilirdin’ derdi. Şimdi bugünleri yaşıyoruz” derken hem kendisi hem de bankası için Türkiye’nin dört bir yanını kaplayan denizleri kurtarmanın önemini anlattı masadakilere.
1 MİLYAR TL FİNANSMAN
İşin finansman tarafıyla ilgili de şu bilgileri verdi:
“2021 yılında Birleşmiş Milletler Net Sıfır Bankacılık Birliği’ne Türkiye’den katılan ilk bankayız. Uzun süredir gerçekleştirdiğimiz yeşil finans dünyasının dışında ‘mavi finans’ konusunu da yakın zamanda iyice gündemimize almaya başladık. 2024 yılının başından bugüne bu alanda yaklaşık 1 milyar TL’lik bir sürdürülebilir finans hacmi yakaladık. İşlemlerin başında atık su tesislerinin yapımı ve rehabilitasyonu geliyor. Deniz ve gölleri korumak ise bir çevre meselesi değil, yaşamın ta kendisi. Dört yıldır TURMEPA’yla birlikte kararlılıkla yürüttüğümüz Mavi Nefes projesi de bu ana fikre dayanıyor. Bu projeyi, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj krizine karşı bir yanıt olarak başlatmıştık. Ancak amacımız yalnızca yüzeydeki atıkları temizlemek değil; deniz altı yaşamını da onaracak uzun vadeli, bilim temelli çözümler üretmek. Mavi Nefes, Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğunda ilham veren bir model olmaya devam edecek.”
MESELE ‘KİRLETMEMEK’
Şadan Kaptanoğlu da Mavi Nefes’te neler yapıldığını özetledi bize. Marmara’daki müsilajla başlayan yolculukta eğitimi işin odağına aldıklarını söyledi. “Dört yılda 280 ton katı atık, 650 bin litre atık su toplandı. 100 bini aşkın öğrenci ve öğretmene ulaşıldı” dedi. Kaptanoğlu’nun verdiği bilgilere göre proje Akdeniz, Ege Denizi ve Van Gölü’ne kadar uzandı. Proje kapsamında İstanbul Boğazı’nda iki, Van Gölü’nde bir deniz süpürgesi, Göcek’te bir sıvı atık alım teknesi, öğrencilerin robotik kodlamayla tanıştığı bir mobil eğitim otobüsü, çevrim içi eğitimler, Göcek’te deniz çayırı ekimi ve Saros Körfezi’nde haritalandırma ve habitat koruma projesi gibi doğa temelli birçok bilimsel proje gerçekleşti. Kaptanoğlu, projenin şimdi de İstanbul’da Prens Adaları çevresinde devam edeceğini belirtti.
Gerek Mahmut Akten gerekse Şadan Kaptanoğlu’nun sözlerinden Mavi Nefes’teki birlikteliğin daha uzun yıllar devam edeceği sonucunu çıkardık.
Akten, Garanti BBVA’nın Mavi Nefes projesi kapsamında 2021 yılından bu yana, denizlerin temizlenmesi, koruması ve denizel ekosistemin rehabilitasyonu için toplam 80 milyon TL destek sağladığını belirtti.
Bu, gerçekten denizlerin korunması için ilham veren bir işbirliği modeli. Etkileri ölçülebilir, katkısı hissedilen ve bilim temelli ilerleyen bir çalışma.
Mavi Nefes, iklim konusundaki başka projelere de model olabilir nitelikte. Keşke daha da çoğalsa...
YENİ BULUŞLAR DA DOĞDU
Mavi Nefes projesinde dört üniversiteden sekiz uzman ve 16 öğrenci dört yıl boyunca önemli çalışmalara imza attı. Bu çalışmalar bilimsel buluşlara da zemin hazırladı.
Örneğin Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Celal Bayar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergün Taşkın’ın ekibiyle yürüttüğü çalışmalar kapsamında yaklaşık 10 bin deniz çayırı fidanı dikildi. Denizaltı oksijen üretimi ve karbon yutak alanlarının korunmasına katkı sağladı. Daha güzeli ekilen alanlarda yüzde 70’in üzerinde canlılık oranına ulaşıldı.
Prof. Dr. Taşkın ve ekibi bu çalışmalar sırasında Göcek-Kızılada mevkiinde tam 2 bin yaşında bir deniz çayırı tespit etti. Taşkın, keşfin Türkiye deniz araştırmaları tarihinde bir ilk olduğunu ve tüm deniz çayırı ekim çalışmalarının geleceğini etkileyeceğini söyledi.
İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cem Dalyan’ın ekibiyle Saros Körfezi’nde 35 istasyonda yürüttüğü çalışmalarda ise 45 dalışta toplam 382 deniz türü tespit edildi. Bölgenin habitat haritası çıkarıldı. Bilimsel veri tabanı oluşturuldu. Dalyan’ın ekibi bu dalışlar sırasında denizdeki müsilajı basınçla dağıtan ve temizleyen bir makine de geliştirdiler. Dalyan, “Bu bir dip temizliği aleti. Habitata zarar vermeden müsilajı temizliyor. Marmara’da 40 metrenin altında müsilaj nedeniyle artık oksijen sıfır. Denize nefes aldıracak bir alet geliştirdik” dedi.


