Mavi Oda İnovasyon Merkezi sağlıkta geleceği şekillendiriyor
SonTurkHaber.com, Dha kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Türkiye’de ilk kez bir hastane bünyesinde, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde kurulan inovasyon merkezi sayesinde Türkiye’de cerrahi eğitiminde bir ilke imza atılıyor. Yaklaşık 4 bin yatak kapasiteli hastanenin bünyesindeki bu yenilikçi merkez, laparoskopik cerrahi eğitiminde uzmanlaşmak isteyen asistanlara dünya standartlarında eğitim imkanı sunuyor.

Yapay zeka ve artırılmış gerçeklik destekli son teknoloji simülatörlerle donatılan Medtronic Mavi Oda İnovasyon Merkezi, yaklaşık 2 bin 300 asistan hekimin görev yaptığı hastanede kapalı cerrahide uzmanlaşmak isteyen hekim adaylarının eğitimine ev sahipliği yapıyor. Merkezde, genel cerrahi, üroloji ve kadın doğum gibi branşlarda asistanlar, karmaşık laparoskopik prosedürleri risksiz bir ortamda öğrenme şansı elde ediyor. Yaklaşık 1 yıl önce açılışı yapılan merkezde, şimdiye dek 110 asistan bu eğitimleri aldı, sadece Ankara değil, Türkiye genelinden eğitim taleplerini karşılayan merkez, yurt dışından gelip bu eğitimi almak isteyenlere de kapılarını açıyor.

'BU MERKEZ TÜRKİYE’DE BİR İLK'
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Levent Öztürk, Türkiye’nin en büyük inovasyon merkezi olan Mavi Oda sayesinde, geçmişte yurt dışında alınabilen bu eğitimlerin artık bir kamu hastanesinde sunularak asistanların bu işlemleri hastalar üzerinde yapmadan önce, eğitim box’larında, simülasyonlarla gerçeğe birebir uygun senaryolar üzerinde çalışma şansı bulduklarını kaydetti. Prof. Dr. Öztürk, "Bilkent Şehir Hastanesi 4 bin yataklı bir hastane. 3 bin 200 tane servis yatağı, yaklaşık 900 tane de yoğun bakım yatağından oluşuyor. 2 bin 300 asistanımız eğitim görüyor. Bunların 250’si yan dal asistanı Açıldığından bu yana 6 yılda 935 uzman doktor yetiştirdik. Yılda 180 bin ameliyatın yapıldığı bir hastane. Mavi Oda, laparoskopik cerrahi ile asistanlara ameliyat öncesinde el becerilerini artırmak için eğitim verilmek üzere tasarlanmış bir merkez. Burada yaklaşık 20 adet eğitim box’ımız var. Asistanlar hastalar üzerinde bu işlemleri yapmadan önce bu eğitim alanlarında belli periyotlar dahilinde eğitimler alıyorlar ve kurslara dahil oluyorlar. Daha sonra da bu tecrübelerini uzman hocalarının nezaretinde hastalar üzerinde uyguluyorlar. Türkiye'de bir ilk Mavi Oda, Türkiye'nin en büyük inovasyon merkezi" dedi.

ULUSLARARASI DÜZEYDE EĞİTİM VERİLEBİLİYOR
Türkiye'de laparoskopik cerrahinin ilk kez 1980'lerin sonlarında yapılmaya başlandığını anlatan Prof. Dr. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: Yaklaşık 40 yıldır laparoskopik cerrahi yapılıyor ülkemizde. Ama geçmiş yıllarda bu tarz eğitimler, inovasyon merkezleri yoktu. Bu oda hem asistanların eğitim süresini kısaltıyor, hem de el becerisi gerektiren laparoskopik cerrahide burada aldıkları eğitimlerle bu işlemlerde daha ehil hale geliyorlar. Hem asistanlarımız hem de ulusal çapta, hatta uluslararası merkezlerden bize başvuran herkes için açık merkezimiz. Genel cerrahi, üroloji, kadın doğum ana branşlar. Bundan sonraki hedefte de kardiyoloji, kalp damar cerrahisi ve gastroenteroloji gibi branşların talepleri var, önümüzdeki günlerde de bunları gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

'ESKİDEN AMELİYATHANE CAMEKANLARINDAN ÖĞRENMEYE ÇALIŞIRDIK'
Genel Cerrahi Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ali Coşkun da bu teknoloji merkezlerinin cerrahi eğitimlerde çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: Türkiye'nin en büyük hastanesinde böyle büyük bir simülasyon eğitim merkezinin olması, özellikle laparoskopi gibi karmaşık cerrahi yöntemlerin giderek artan oranda hayatımıza girdiği ve uygulandığı bir dönemde hekimlerin el becerilerini geliştirmesi, daha da önemlisi el-göz koordinasyonunu kazanması bakımından çok önemli. Hasta başında ameliyat anında bunlarla karşılaşmak yerine, ameliyat öncesindeki eğitim box’larında tecrübe ediyorlar. Bu çok büyük bir kazanç. Hekim açısından önemli bir güvence, özgüven ve rahatlık getiriyor bu imkan. Daha sonra da hastaya da yansıyor. Eskiden yurt dışına giderek Avrupa ülkelerinde bu eğitimleri almak zorunda kalıyorduk. Artık tamamen ülkemiz şartlarında yapılabilir durumda. Bizim asistanlığımız dönemlerinde ameliyathanelerde camekandan bir tavan vardı. Bu ameliyatları izlemek isteyenler ameliyathane camından seyrederek bir şeyler öğrenmeye çalışıyorlardı. Ses yoktu, tamamen görüntüye dayalı bir tecrübeydi. Günümüzdeki teknolojilerle birebir sesli, canlı yayın ve görsellerle, hatta neredeyse kişi başına bir görselle bu eğitimleri yapmak mümkün.

'AÇIK CERRAHİ YERİNE DAHA ÇOK TERCİH EDİLİYOR'
Laparoskopik cerrahinin en sık kullanıldığı branşlardan biri olan üroloji alanında büyük kolaylık sağladığını kaydeden Bilkent Şehir Hastanesi Üroloji Kliniği’nden Prof. Dr. Tolga Karakan da özellikle son 20 yılda teknolojik gelişmelerle beraber uygun vakalarda açık cerrahinin yerine laparoskopik ve endoskopik olarak bilinen kapalı ameliyat yöntemlerinin aldığını vurgulayarak şunları söyledi: Bizim asistanlık eğitimimiz zamanında laparoskopi yeni yeni başlamıştı. Birçok hocamız yurt dışında ya da bunu yapan merkezlere giderek bu eğitimi almaya çalışıyorlardı ve kendi merkezlerinde bunu uygulamaya çalışıyorlardı. Kendi çabalarımızla biz karton kutulara web kamera vs yerleştirerek bu aletleri kullanmayı, dikiş atmayı öğrenmeye çalışıyorduk. Ama bu odadaki aletler kadar etkili olmuyordu. Çünkü hep webcam’lerde hep bir gecikme, görüntü kalitesindeki bozukluk gibi bazı dezavantajlar oluyordu.

'KARTON KUTULARDA TAVUK ETİ İLE ÇALIŞIRDIK'
Bilkent Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekim Yardımcısı Opr. Dr. Gonca Türker Ergün ise karton kutular içinde tavuk eti üzerinde dikiş atma denemeleri yaptıkları günlerden bugünlere ulaşmış olan kapalı cerrahi eğitimlerinde, bu inovasyon merkezinin yeni yetişen hekimler için çok büyük bir şans olduğuna değinerek şunları ifade etti: Bundan 15-20 yıl önce laparoskopik simülasyon merkezleri ve laparoskopi bu kadar gelişmiş değilken, doğum eğitimlerimiz için evlerde yastıklarda sütür (dikiş) çalışıyorduk. Ya da kendimize ait karton kutular hazırlayıp onun içine bir tavuk eti koyup, kendi yaptığımız portlarla kutudaki deliklerden içerideki ete dikiş atmaya çalışırdık. Bu inovasyon, simülasyon merkezleri ile el göz koordinasyonu kameralar aracılığıyla çok daha konforlu hale geldi. ameliyatta yaşadığımız deneyimin birebir aynısını burada tecrübe edebiliyor asistan arkadaşlarımız. Laparoskopik cerrahiyi bilmeyen kadın doğumcu hekim sayısı gitgide azaldı. Batına kapalı giriyoruz ve bu kapalı giriş sayesinde enfeksiyon oranımız çok daha az. Hastalar, rahim alma ameliyatından sonra bile laparoskopik cerrahi sayesinde ertesi gün evlerine gidebiliyor. Asistan hekimlerimiz simülasyon merkezinde hastaya dokunmadan önce eğitimini tamamlayıp sonrasında hasta üzerinde ameliyatlarını yapma şansını elde ediyorlar. Kadın doğum eğitimimiz doğum jinekoloji olarak ikiye ayrılıyor. Doğum sürecini tamamlayan her asistanımız jinekolojik anlamda kendini hazır hissettiği noktada bu eğitimleri 6’ncı aydan sonra almaya başlayabiliyorlar.







