Meclis Başkanı Kurtulmuş un kirli dili
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
AKP’li Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Alevi katliamcıları Yavuz Selim ile İdris-i Bitlisi’yi öven ve referans alan sözleriyle yaptığı açıklama Alevi toplumunda nefretle karşılandı. Böylesi çağdışı bir anlayışa sahip olan bir kişinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde başkanlık yapması Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir talihsizliktir.
Kindar bir anlayışın taşıyıcısı olduğunu ispatlayan AKP'li Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş: "Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail'e karşı, Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi'nin yapmış olduğu ittifak, Anadolu'daki Müslüman toplulukların birlikte var olmasına neden olmuştur." diye yaptığı açıklamada Alevi düşmanlığından beslenen köhnemiş zihniyetini ortaya koymuştur.
Kurtulmuş bu sözleriyle adeta Alevilere ‘Haddinizi bileceksiniz. Bilmezseniz tarihte örneğini verdiğim yöntemlerle haddinizi bildiririz’ demektedir.
Ayrıca Kurtulmuş’un Şah İsmail Hatayi’nin bir Alevi Pir’i, evliyası ve Yedi Ulu Ozan’dan birisi olduğunu bilmeyecek kadar cahil olduğunu da düşünmüyorum. Seçtiği kelimelerin bir köhne hafızanın ürünü olduğu apaçık.
Haddini aşan konuşmasından sonra gelen tepkiler üzerine bir ‘özür’ açıklaması yapmak zorunda kalan Kurtulmuş’un özrünün samimiyetine inanılmamaktadır.
Alevi katliamcısı İdris-i Bitlisi’ye hayranlık bunların fıtratında var!
Adı bile hala konulamamış lakin halk arasında "Barış süreci" veya "Çözüm süreci" olarak algılanan bir sürece girilen ülkemizde; Kurtulmuş’un döneme balta vuran bu ‘anlamlı’ sözleri bilinçaltına yerleşik nefret, kin ve Alevi düşmanlığının dışa vurumu olduğu çok açık ve net bir ifadedir.
Aleviler barışa giden hiçbir sürecin karşısında yer almadı, almaz da. ‘Artık kardeşkanı dökülmesin’ diye bu sürece destek veren, güç veren bir anlayışa sahip olan Aleviler; Alevilerin katliam tarihi tarif edilerek barışın sağlanacağını düşünüyorlarsa yanılırlar. Barış, ancak ülkede yaşayan tüm toplum kesimlerinin ve inanç sahiplerinin ortak bir yaşamda buluşması ve anlaşmasıyla olur.
Alevi düşmanlığı üzerinden kurulacak olan barış ortamı kabul edilemez.
Gazeteci dostum Musa Ağacık sosyal medya paylaşımında Kurtulmuş’un sözlerinden duyduğu kaygısını dile getirirken, “Öcalan ile Saray; Alevi düşmanlığı üzerinde mi anlaştılar?” sorusunu sormaktan kendini alamadı.
Alevilerin temsilcisi olduğunu söyleyen demokratik kitle örgütlerinin yaptığı açıklamada “AKP’nin duayeni ve ülkenin meclis başkanının zihninden dökülen bu cümleler, bir kez daha gösterdi ki; Türk İslam sentezli Siyasal İslam anlayışı ve bu anlayışın temsilcilerinin, hücrelerinde beslediği düşmanca duygu ve ümmetçi, gerici, tekçi bir zihniyet ile yürüyen bu süreç, ülkeyi kardeşlik bağına ve toplumsal bir barışa götüremez. Suriye’de AKP tarafından beslenen Şeriatçı Selefi HTŞ çetelerinin Alevilere uyguladığı soykırım bunun en net kanıtıdır.” diyerek tepkilerini dile getirdiler.
Açıktır ki TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un bu açıklaması AKP anlayışının Alevilere bakışını ortaya koymaktadır. Kuyucu Murat’ın, Ebu Suud’un, İdris-i Bitlisi’nin artıklarının içlerinde taşıdıkları düşmanlık duygusunun vicdani de, insani de olmadığı bilinmelidir.
Numan Kurtulmuş’un kullandığı kirli dil ile haddini aşan bu sözleri Alevilerin tarih boyunca uğradığı en vahşi soykırımlardan biri olan İdris-i Bitlisi'nin Yavuz ile girdiği suç ortaklığını da meşru göstermeye yöneliktir.
Kullanılan bu sözlerle Alevi katliamlarını meşru göstermeye cüret eden siyasal İslamcı ideolojinin temsilcileri Anadolu Alevileri’nin yaşadığı vahşetleri desteklediklerini ve içselleştirdiklerini göstermektedir.
Gazi Meclis’in başkanı olan Kurtulmuş’un İdris-i Bitlisi ile Yavuz Selim’in Alevi katliamına atfen yaptığı bu talihsiz açıklamayı köşemde ele alacağımı söylediğim televizyon programcısı Hüseyin Kelleci’nin aktardığı anekdot Kurtulmuş’un riyakarlığını da ortaya koymaktadır.
Kurtulmuş Kütür Bakanı iken Ordu’da gittiği cemevinde Hakk Muhammed Ali Öğretisi’nin ‘Rıza Şehri’ metaforu üzerine yaptığı konuşmanın Alevi yurttaşlar tarafından memnuniyetle karşılandığını Hüseyin Kelleci’ye aktarmış.
Sen hem ‘Rıza Şehri’nden dem vur, hem de Alevi katliamını olumlayan bir vahşi anlayışa sahip ol. Bu ne yaman çelişki Bay Kurtulmuş!
Tarihi gerçekler Yavuz Selim’in, Aleviler'i, Türkmen'leri katleden eli kanlı bir padişah olduğunu ve İdris-i Bitlisi’nin de bu katliamların işbirlikçisi, Siyasal İslamcı bir cani olduğunu göstermektedir.
Tüm bu kirli siyasete rağmen Aleviler, onurlu, kalıcı, samimi ve kapsamlı bir barış sürecinin yanında olmaya devam edecektir. Aleviler laik demokratik cumhuriyetin savunucusu; Siyasal İslamcı, ırkçı, tekçi, inkarcı, asimilasyoncu, soykırımcı anlayışa hep karşı olacaktır.
Tarihte de bugün de yaşanan toplumsal mücadeleler ezenle ezilen, sömürenle sömürülenler arasındaki mücadeledir. Eşit yurttaşlık, laikliğin tam uygulandığı bir ülkede her yurttaşın kardeşçe yaşadığı bir gelecek inşa eder. Eşit yurttaşlık ortak geçmişi olan ve ortak kaderi yaşamış toplumlar çoğunluk ya da azınlık her ırktan, her renkten, her dilden, her inançtan herkesin hakkıdır.
Tarih boyunca demokratik hak ve özgürlükler, insanlığın vazgeçmediği mücadelelerden olmuştur. Bu anlayış, yüreklerde yeşeren umutlardan ve verilen emeklerden beslenir.
Aleviler vardır!
Alevilik haktır!


