Meclis, tarihinin en zorlu sınavlarından birine hazırlanıyor: Eve dönüş ya da geçiş yasası Son dakika haberleri
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Türkiye, kırk yılı aşkın süredir devam eden terörle mücadelesinde büyük kayıplar verdi. Bu faturanın artık son bulması için devlet inisiyatifiyle başlatılan Terörsüz Türkiye sürecinde önemli mesafeler katedildi.
PKK’nın silah bırakma kararının ardından süreç, yasal düzenlemeler boyutuna evrildi. İşte bu aşamada Meclis’in hazırlayacağı yasa kritik bir dönemeç olarak öne çıkıyor. Komisyonun hazırlayacağı taslağın, mağdurları dışlamayan, failleri topluma yeniden kazandırmayı hedefleyen ve aynı zamanda adaletin terazisini sarsmadan çözüm üreten bir içerikle şekillenmesi bekleniyor.
2014 YASASI YETERLİ DEĞİLGeçmişteki deneyimler ise bu çalışmanın ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. 2014 yılında çıkarılan “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi Hakkında Kanun” devletin elini güçlendiren, bürokrasiye hareket alanı sağlayan bir çerçeve sundu. Ancak mağdurların sürece katılımı, hakikatle yüzleşme, siyasi meşruiyet ve toplumsal sahiplenme boyutlarında eksiklikler barındırıyordu. Birkaç yıl içinde şiddetin yeniden yükselmesiyle bu yasa fiilen işlevsiz kaldı. Bugün gündeme gelecek düzenleme, işte bu eksiklerin tekrarlanmaması amacıyla farklı bir anlayış üzerine inşa ediliyor.
ULUSLARARASI ÖRNEKLER
Uluslararası örnekler de bu gerekliliği doğruluyor. Güney Afrika’da hakikat komisyonu kurulmadan barış kalıcı hale gelmedi, Kolombiya’da FARC ile imzalanan anlaşmalar toplumsal entegrasyon boyutu tamamlanmadığı için sürdürülemedi. Ankara kulislerinde, Türkiye’nin de benzer hatalara düşmemesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
EĞİTİM, İSTİHDAM, REHABİLİTASYONYeni yasa taslağının yalnızca devletin elini güçlendiren bir metin olmayacağı, toplumsal barışı kalıcı kılacak bir model sunacağı belirtiliyor. Mağdurların dışlanmadığı, ağır suçlarla yüzleşirken pişmanlık gösterenlere entegrasyon imkânı tanındığı, eğitim ve istihdam programlarıyla rehabilitasyonun öne çıktığı bir çerçeve üzerinde çalışıldığı ifade ediliyor. Ayrıca düzenlemenin hem Anayasa’ya hem de AİHM standartlarına uygun bir güvence sağlaması, iktidar ve muhalefetin iş birliğiyle hazırlanarak güçlü bir siyasi meşruiyet kazanması hedefleniyor.
RİSKLER VE İNCE DENGEBütün bu çabalara rağmen en büyük riskin kamuoyunda “af yasası” algısı yaratılması olduğu vurgulanıyor. Böyle bir görüntünün, hukuk devleti ilkesini ve toplumsal vicdanı zedeleyeceği değerlendiriliyor. Öte yandan taslağın aşırı dar tutulması da sürecin kâğıt üzerinde kalmasına yol açabilir. Dolayısıyla yasa çalışmasının, af görüntüsü vermeyen ama dönüşü gerçekçi kılacak dengeli bir metin üretmesi zorunluluk olarak görülüyor.
DEMOKRASİ SINAVI
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu işte bu zor görevi üstleniyor. Önümüzdeki haftalarda tamamlanacak yasa önerisi taslağı, 1 Ekim’de Meclis gündemine geldiğinde yalnızca bir yasal düzenleme değil; Türkiye’nin demokrasi ve kardeşlik sınavı olarak okunacak. Siyasetin topluma vereceği en güçlü mesaj da bu düzenlemenin içeriğinde şekillenecek. Kaynaklar, 1 Ekim’e yetiştirilmeye çalışılan taslağa dair hazırlıklarda iyimser bir havanın hâkim olduğunu ifade ediyor.


