Mehmet Şimşek i hedef tahtasından indirmeyen Yeni Şafak bu kez geçmişine gitti
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
AKP iktidarında uzun süredir çift haneli enflasyonun altında derin bir ekonomik kriz yaşanırken vatandaşın hayat koşulları her geçen gün daha kötüye gidiyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkan'ı Recep Tayyip Erdoğan'ın sadece iki yıl önce seçime giderken kabul ettiği krizin 'çözümü için' ekonomide direksiyonun başına yeniden Mehmet Şimşek'i getirdi.
Sıkı duruşu ve vergi toplamadaki sıklığıyla gündemde olan Mehmet Şimşek, aynı zamanda iktidara yakın Yeni Şafak gazetesinin ise hedef tahtasında.
"DÖVİZDEN VERGİ ALINMIYOR" İDDİASINI BAKANLIK YALANLAMIŞTIAlbayrak Holding bünyesindeki Yeni Şafak yaşanan ekonomik tablonun sorumlusu olarak göreve geldiği günden bu yana Şimşek'i gösteriyor.
Henüz geçtiğimiz haftalarda Yeni Şafak "dövizden vergi alınmıyor" diyerek ekonomi yönetimini hedef almış hemen ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı, haberin eksik bilgi barındırdığını söyleyerek yalanlamıştı. Bakanlık dövizin vergiye tabi olduğunu açıklamıştı.

Yaşanan gelişmelerin ardından Yeni Şafak geçtiğimiz hafta aynı konuyu tekrar gündeme aldı. Yeniden Şimşek'i hedef tahtasına koyan gazetede yazar Özgür Bayram Soylu, döviz kazançlarına yönelik vergi adaletsizliği olduğunu yazdı. Yazıya göre, yol kenarında simit satan esnaftan, mahalle bakkalından ve kahveciden bile vergi alınırken, yüksek gelirli döviz spekülatörleri neredeyse vergisiz biçimde sistem dışı kazançlar elde edebiliyor.
SOYLU ŞUNLARI YAZMIŞTIDENETİMSİZ SERVET TRANSFERİ"Türkiye’de ekonomi politikaları uzun süredir, gelir dağılımı adaleti ve mali eşitlik ilkeleriyle çelişen uygulamalara sahne oluyor. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, yol kenarında simit satan esnaftan, mahalle bakkalından, kahveciden hatta limon tezgâhı açan çocuktan bile vergi alınırken; yüksek gelirli döviz spekülatörlerinin neredeyse vergisiz biçimde sistem dışı kazançlar elde etmesidir. Böylece vergi, vatandaş için boyunduruk; spekülatör içinse bir tür dokunulmazlık belgesine dönüşüyor. Sıradan vatandaş vergi arenasında gladyatör gibi aslanlarla boğuşurken; döviz zengini spekülatörler ise protokol tribününde serin içeceklerini yudumlayarak keyif sürüyor."
Yazıda, özellikle düşük faiz dönemlerinde bankalardan sağlanan ucuz TL kredilerle yapılan döviz alımlarının, TL’nin üretim ve yatırıma yönelmesi gereken kaynaklarını spekülatif amaçlarla dövize kaydırdığı vurgulandı. Soylu'ya göre bu süreç, halkın satın alma gücünü azaltırken, bazı sermaye gruplarının üretim yapmadan kur farkından kazanç sağlamasına neden oldu.
Soylu, eğer mevcut yasal çerçeve etkin biçimde işletilseydi, bu tür spekülatif kazançların caydırılabileceğini savundu.
Fatih Altaylı Mehmet Şimşek'e iş teklif etti: Bankada güvenlik olur mu?
Yeni Şafak yazarı Soylu yeni bir düzenleme yapılmasını önerdi. Soylu'ya göre söz konusu düzenleme ile
BU KEZ MANŞETE TAŞIDILAR"Spekülatif döviz alımını azaltacak
Kurda ani dalgalanmaları yavaşlatacak
Enflasyon baskısını hafifletecek
Merkez Bankası'nın faiz politikalarında esneklik sağlayacak"
Yeni Şafak aynı konuyu bu kez manşetine taşıdı. "Yüksek döviz ticaretinden ne kadar vergi alınıyor" başlıklı haberde "vergisiz döviz düzeninin" enflasyonu körüklediği, Merkez Bankası'nın elini kolunu bağladığı ve faturayı vatandaşın ödediği iddia edildi.
Gazetenin haberine göre, vergisiz döviz kazancı piyasada dolara ve avroya olan talebi sürekli artırıyor. Bu durum TL'nin değerini düşürürken, ithalatı pahalılaştırıyor ve enflasyonu kontrolden çıkarıyor. Merkez Bankası'nın enflasyonu frenlemek için faiz artırdığı ancak faiz yükseldikçe dövizin yine talep gördüğü belirtilerek, Türkiye’nin dünyada eşi benzeri olmayan bir “faiz–enflasyon-döviz sarmalına” sürüklendiği savunuldu.

Yeni Şafak'ın haberinde, bu sorunun kaynağı olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2016 yılında bir vatandaşın başvurusuna cevaben verdiği bir "özelge" (yazılı Maliye görüşü) gösterildi. Haberde, Mehmet Şimşek'in Başbakan Yardımcısı, Naci Ağbal'ın ise Maliye Bakanı olduğu o dönemde verilen bu şahsi yorumun, "bazı döviz vurguncuları tarafından yasal bir muafiyet gibi kullanıldığı" ve "vurgunun maskesi" haline geldiği iddia edildi. Gazete, "Bu yorumun arkasına sığınılarak, milyarlarca dolarlık döviz alım satımından elde edilen kazançlar yıllar boyunca vergisiz kaldı" ifadelerini kullandı.
ANAYASA VE YASALARA RAĞMEN VERGİ ALINMIYOR İDDİASIHaberde, Anayasa'nın 73. maddesindeki "Herkes mali gücüne göre vergi öder" ilkesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 75, 80 ve 82. maddelerinin döviz kazançlarının vergilendirilmesini emrettiği belirtildi. Şirketlerin döviz kazançlarından yüzde 25 vergi alınırken, bireysel yatırımcıların milyarlarca dolarlık al-sat işlemlerinden vergi alınmamasının bir "adalet ihlali" olduğu vurgulandı.
Gazete, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin sermaye kazançlarını farklı oranlarda vergilendirdiğini örneklerle açıklarken, Türkiye'de ise kanun emrettiği halde bu verginin alınmadığını belirtti. Haberde, bu durum "spekülatöre ödül, çalışana ağır yük" olarak nitelendirildi ve maaşlı kesimin kazancının neredeyse yarısı vergiye giderken, döviz spekülatörlerinin vergi dışı bırakılmasının gelir eşitsizliğini büyüttüğü savunuldu.


