MELİH ALTINOK EDS belediyelerin gelir kapısına döndü
Sabah sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.

Trafik kazalarının önlenmesini hedefleyen kanun teklifi, yarın Meclis Genel Kurulu gündemine gelecek. Teklif, trafik kurallarına uymayarak yol güvenliğini tehlikeye atanlara caydırıcı cezalar içeriyor.
Ancak konunun tartışılması bile şimdiden etkili olmuşa benziyor. Pek çok kişi birkaç gündür kurallara daha fazla uyulduğuna dair gözlemlerini aktarıyor.
Bu hava İstanbul trafiğinde de hissediliyor. "Bayram tatili şehir boş, ondandır" diyenler de var.
Katılmıyorum. Hemen hemen her bayramı İstanbul'da geçiren biri olarak bu kez farklı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Kaldı ki İstanbul'da trafik olmadığında kuralsızlık daha da artar. Şeritler anlamsızlaşır, makaslar katlanır.
Bu bayramda sinyal koluna dokunanların, yayalara ve birbirlerine yol verenlerin sayılarının artığını görüyorum. Trafikteki depresif hal gitmiş, sürücüler birbirlerini ittirmiyorlar, sıkıştırmıyorlar.
Sosyal medyadaki genel eğilim ise farklı. Muhtemel Meclis'teki görüşmelerde de bu havanın etkisiyle bol bol popülizm yapılacak.
Ciddi konulara fırsat kalırsa, vekillerimizden somut taleplerimiz var.
Öncelikle "Kafamız karışıyor" diyen sürücülerin şikayetleri doğrultusunda yol tabelalarının yeniden gözden geçirilmesi meselesini de ele alın.
İkincisi, Trafik Kanunumuza göre Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) kanalıyla kesilecek trafik para cezalarından belediyeler de pay alıyor. Bu uygulama belediyelerin dağı taşı EDS'yle donatmalarının yolunu açtı. Çünkü EDS kurulumu nedeniyle kesilecek trafik para cezalarının yatırım maliyetini karşılayacak düzeye kadar yüzde 30'u, sonrasında yüzde 15'i hizmet bedeli adı altında belediye ve dolayısıyla da şirketlere aktarılıyor. Trafikte karmaşaya ve istismara yol açan bu ikiliğe son verilmeli. Yetki ve sorumluluk tek elde toplanmalı.
İstiyorlarsa kendilerine ilçe belediyelerin karayolları üzerinde gişeye çevirdiği lokasyonlara dair okurlarımızdan gelen pek çok örneği de ulaştırabilirim.
***

ELON ERROR VERİNCE BABASI ERROL DEVREYE GİRDİ
Elon Musk'ı, Trump'la girdiği kavgada kontrolünü kaybettiği için eleştiriyorum.
Zira Mossad aparatı Epstein'in dosyasında Trump adının geçtiği türünden pestili çıkmış dedikodulara sarılması zekasını, derinliğini sorgulatmıştı.
Kendine gelmiş olmalı ki, Gülben Ergen - Seren Serengil atışmalarını akla getiren "Büyük bombayı bırakmanın zamanı geldi: @real-DonaldTrump Epstein dosyalarında. Bu yüzden halka açıklamadılar. İyi günler, DJT!" şeklindeki twitini sildi.
Elon'un birkaç zamandır X Æ A-12 adını verdiği el kadar çocuğuyla şımarıklıkta yarıştığını, error verdiğini biz buradan görüp söylüyoruz.
Güney Afrikalı bir işadamı ve siyasetçi olan Elon'un babası Errol Musk da durumu fark etmiş olacak ki sonunda devreye girdi.
Baba Musk "Elon ile konuşmadım, ama ona bu işin sönümlenmesini sağlaması için bir mesaj gönderdim" diyor. Ve Trump'ın halkın çoğunluğu tarafından seçildiği için bu tartışmada galip geleceğini düşündüğünü söylüyor. Elon'ın bu paylaşımları yapmasını "büyük bir stres" altında olmasına bağlıyor.
Bence Errol, Trump'ı da arasa iyi eder.
Trump'ı, arkadaşı Mehmet Ali Yalçındağ'dan dinlemiştim. Ailesine çok düşkünmüş. Çocukları her sabah Trump'ı arayıp günlük planlarını anlatırlarmış.
Sonuçta o da bir baba, anlayacaktır.
***

ORDUNUN ZAYIFLAMASI DERKEN MAHFİ BEY?
Ekonomist Mahfi Eğilmez diyor ki; "Türkiye'de bürokrasiyi, yargıyı, üniversiteyi ayakta tutan gücün ordu olduğunu anlıyorum. Ordu zayıflayınca yargının, bürokrasinin ve üniversitenin çöküşü de ardından kendiliğinden geldi."
"Sallandıracaksın üçünü beşini Taksim Meydanı'nda bak bir daha ülkede işler bozuluyor mu" demediği için teşekkür ederiz de... Ordunun zayıflamasından kastı nedir, hoca biraz daha açsa.
Zira TSK son 20 yılda dünyanın en güçlü ve donanımlı orduları arasında ilk sıralara yerleşti.
Neye göre, hangi kriterler açısından ordunun zayıfladığını öne sürüyor?
Evet, Mahfi Bey artık generallerin siyasetle değil asli işleriyle ilgilenmesinden yakınıyor ama şöyle Celal Şengör gibi ağız dolusu "Darbeciyim" diyemediği için yutkunuyor.

