MELİH ALTINOK Erdoğan’ın seçilmesi kimin derdi?
Sabah sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Budapeşte dönüşü uçakta "Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok" dedi.
Bence de. Cumhurbaşkanının böyle bir derdi yok. İstediği sürece seçilir.
Erdoğan'ın aday olması ve tekrar seçilmesi asıl Türkiye'nin derdi.
Zira alternatifi yok.
Adı bir şekilde bu görev için anılan aktörlerin hiçbirisi, son yirmi yılda muazzam büyüyen, komplike hale gelen devleti idare edecek potansiyele sahip görünmüyor.
Türkiye'yi küresel aktör haline getiren Erdoğan'ın dış politikada oynadığı rolü üstlenmeleri de imkansız.
Ufukta da biri görünmüyor.
Tartışmaya "Zaten anayasa izin vermiyor" diyerek katılan ana muhalefetin 2028'de Erdoğan'ın karşısına çıkarmaya vadettiği adayın cumhurbaşkanı adayı olmak için asgari yasal şartları bile karşılayamaması tabloyu özetliyor.
Elbette, hiçbir görev, makam mevki sonsuza kadar değil. Bir gün Türkiye Cumhurbaşkanı koltuğunda Erdoğan'dan başka biri oturacak.
Ve bence bu kişi bugün siyaset podyumunda cilalananlardan biri olmayacak.
***

TELEFONDA SOĞUK CÜZDANI MI ARIYORLAR?
Ekrem İmamoğlu'nun ele geçirilen yeni telefonu tartışılıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "'Telefon bulduk' diye söyledikleri telefon, Ekrem Başkan'ın Beylikdüzü Belediye Başkanı iken kullandığı, İstanbul Büyükşehir'e geçince telefonu Özel Kalem'e yönlendirdiği, kapattığı, bir çekmeceye attığı, beş yıldır hiç arama yapmayan, arandığında Özel Kalem'den çıkıp işlerinin görüldüğü, asla ve asla içinde herhangi bir bilgi, belge, sorun olmayan bir telefon" dedi.
İmamoğlu aylar öncesinden teknik takipte olduğunun farkındaydı. Telefondan kurtulmak ya da içindeki bilgileri temizlemek için yeterli zamanı vardı.
O halde telefonda atılamayacak kadar, silinemeyecek kadar değerli bir şey olmalı?
Telefon, soruşturmada bu kadar önemli hale geldiğine göre aranan ciddi bir şey olmalı.
Yüzlerce milyon doların sığacağı bir Bitcoin soğuk cüzdanı olabilir mi mesela?
Yakında öğreniriz.
***

İNAN KIRAÇ'I EVİNE KAÇIRMIŞLAR!
Türkiye'nin tanınmış iş insanlarından rahmetli Vehbi Koç'un damadı İnan Kıraç'ın geçtiğimiz gün sağlık kontrollerini yaptırdığı hastaneden kaçırıldığı duyuruldu.
Çok şükür, Kıraç saatler sonra Vaniköy'de ikamet ettiği evinde bulundu.
Ancak kafalar karışık...
Zira olayla Koç Üniversitesi Hastanesi'nden yapılan açıklamada "Vasileri hastanede hazır bulundukları sırada, taburculuk işlemleri henüz tamamlanmadan, refakatinde yardımcısı ve şoförü ile birlikte hastaneden vasilerinin izni olmaksızın ayrılmıştır" deniliyor.
Gözaltına alınan şoförü ise polisteki ifadesinde "40 yıllık çalışanıyım. Beni aradı gittim araca bindi, 'sür' dedi sürdüm. İl dışına gidiyorduk yoldan dönüp eve gittik" diyor.
Bu durumda "Acaba İnan Bey kendi isteğiyle mi kaçırıldı" sorusu gündeme geliyor.
Öyle ya, insanın aklına her şey geliyor.
Zira paran mı var derdin var.
Hatırlayacaksınız, Vehbi Bey'in de mezarını açıp naaşını çalmışlardı.
Ama anlaşılan bu kez, Nevşin'in abisinin kendisini kaçırması türünden bir vakayla karşı karşıyayız.


