MELİH ALTINOK Mavi gömlekli avı
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.

Sosyal medya âlemi geçen gece sürek avındaydı.
Herkes, Marmaray'da bir vatandaşa küçük çocukları yanında olduğu hâlde yumruk atan orta yaşlı adamın ve kavgayı körükleyen 20'li yaşlardaki gencin peşine düştü.
Burnu kırılan babanın yanındaki küçük çocukların korku ile kulaklarını kapatmalarının görüntülerini izleyen binler, infial hâlinde intikam yeminleri ediyordu.
İki adamın özellikle de "mavi gömlekli" olanın başına ödüller bile konuldu.
İnsanlar mavi gömlekli gence daha çok kızmışlardı, ama yargı yumruk atan adamın tutuklanıp cezaevine konulmasına hükmetti. Adam, polisteki ifadesinde, olayın sosyal medyada yayınlanan görüntülerde olmayan kısmını şöyle anlatmıştı:
"Ben Yenikapı durağından Marmaray trenine bindim. Bostancı durağına geldiğimde müşteki şahıs trene biniş yaptı. O esnada kapıda duran 18-20 yaşlarında kıza hakaret içerikli söylemlerde bulunarak kapıda durduğu için söylenmeye başladı. Ben ilk başta olaya karışmadım ancak ineceğim durak olan Küçükyalı durağına tren yanaştığında kapıya yöneldiğim sırada müştekinin bağırdığı ve aşağıladığı kızın ağladığını gördüm. Bunun üzerine müştekiye dönerek 'Yaptığın oldu mu, genç bir kızın kalbini kırdın, bu kadar söylenmeye ne gerek vardı, hoş mu oldu?' şeklinde sitemde bulundum. Müşteki 'O bunu hak ediyor, az bile yaptım' şeklinde yanıt verdi. Bana 'Sen kimsin, sen karışma, istediğimi söylerim, istediğimi yaparım' dedi. Her kapıda insanların durduğunu, kızın hatalı olmadığını anlatmaya çalıştım. Aramızda sözlü bir münakaşa başladı. İstasyona geldik. Tam o sırada mavi gömlekli, trenin içerisinde bulunan genç bir arkadaş, müştekiye aynı şekilde bağırmaya, üzerine saldırmaya başladı. Ben yaklaşık 1.5 sene önce akciğer sönmesi nedeniyle entübe olmuştum. Bu nedenle nefes darlığı çekmeye başladım. Yaşadığım heyecanla bir anda müştekiye vurdum."
Evet, 16 milyonluk şehir. Trafikte, kaldırımda, metroda her yerde üst üsteyiz. Her gün kayda geçmeyen kim bilir böyle kaç vukuat yaşanıyor.
Kamusal alanda birbirimize, güçsüze sahip çıkmaktan, zorbalığa, haksızlığa karşı durmaktan başka çaremiz yok.
Ama bunu yaparken soğukkanlılığımızı korumamız şart. Bir haksızlığı önlemeye çalışırken daha büyük mağduriyetlere yol açmamalıyız.
Vahşi Batı yöntemleriyle adalet sağlanmaz. Belki anlık olarak içimizi soğutur, ama sonrası hep pişmanlıktır.
***

KEMAL BEY'E BUNU YAPAN...
"Can güvenliğime yönelik açık tehditler alıyorum. Beni elektrik direğine asmakla tehdit edenler de var, silahla vurulmamı isteyenler de... Tehditler, iftiralar ve kirli kampanyalar bir araya gelmiş durumda. Sahte sosyal medya hesaplarından fonlanan sözde akademisyenlere, iftira ve manipülasyonla mesleklerini kirleten bazı gazetecilere kadar uzanan geniş bir cepheyle karşı karşıyayız.
Beni direklere asacaklara, silahla vuracaklara, beni yakacaklara, taşlatacaklara, bir adım attırmayacaklara ve lamalara söylüyorum: Sizden korkan sizden namerttir. Benden bir mesaj bekleyen herkese buradan açıkça sesleniyorum: Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harim-i ismetinde boğmaya muktediriz."
Bu yakarış CHP'nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait.
2023 seçimlerinde "pirom" diyerek cumhurbaşkanı adayı gösterdikleri, grup konuşmalarında her cümlesine salya sümük gözyaşı döktükleri adama şimdi hayatı dar ediyorlar.
Tıpkı 2010'da kaset komplosuyla gönderdikleri Deniz Baykal'a ve son seçimlerde Muharrem İnce'ye yaptıkları gibi.
CHP'de düzen bu. Gidişata bakılırsa, partideki histeri krizine teslim olmuş görünen Özgür Özel'i bekleyen akıbet de seleflerinden farklı olmayacak.
***

İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde greve giden işçilere saydırma sırasına girmişler.
"Aldığınız maaş neyinize yetmiyor" diyorlar, "İşçinin karnını fazla doyurursan bu olur" diye veryansın ediyorlar.
Evet, 1 Mayıs'ta da "En yüce değer emektir" pankartı taşıyanlar, konserlerde Cem Karaca'nın "İşçisin sen işçi kal" şarkısını okuyanlar bunlar.
Hayatları yalan.

