MELİH ALTINOK Putin, İran’ı yalnız mı bıraktı?
Sabah sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in dünyanın yeni kutuplaşma zemini olan küreselciler ile yerelciler arasındaki mücadelede konumlandığı yer net görünüyor.
Kapitalizmin yeni versiyonu küreselleşmenin hegemonya araçlarının tam karşısında.
Hâlihazırda da Ukrayna cephesinde ikna edilmiş Atlantikçilerle savaşıyor.
İran-İsrail savaşına ABD'nin dâhil olup olmayacağı tartışılırken hâliyle Putin'in pozisyonu da merak ediliyordu.
Geçtiğimiz gün St. Petersburg'da gazetecilerle bir araya gelen Putin, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz'ün İran'ın yardım isteyip istemediğiyle ilgili sorusuna şu cevabı verdi:
"Stratejik ortaklık anlaşmasında savunma alanında bir madde bulunmuyor. İranlı dostlarımız da bunu talep etmiyor. (Rus uzmanların İran'daki Buşehr nükleer tesisinde çalıştığını belirterek) 250 kişi bulunuyor, 600'e çıkabilir. Bir yere de gitmiyoruz. Bu bir destek değil mi?"
İsrail'in İranlı bilim adamlarına suikast yaparak başlattığı bir savaşta Putin'in Tahran'a sahada verdiği uzman desteğinin "askeri" olduğu açık.
Kaldı ki dahası da var.
Putin savaştan aylar önce İran'a savunma sistemleri başta olmak üzere askeri alanda daha kapsamlı savunma işbirliği önerdiğini ancak Tahran'ın "ilgi göstermediğini" anlatıyor.
Çünkü böyle bir adımın ABD'yle olan nükleer müzakerelerde Trump'ın tepkisini çekeceğini düşündüler.
Bir anlamda tuzağa düştüler.
Petersburg'daki Uluslararası Ekonomi Forumu'nu takip eden Dr. Mehmet Perinçek bu durumu şöyle yorumluyor:
"İran, İsrail'e karşı gayet iyi savaşıyor. Kimseyi suçlamak için söylemiyorum ama eğer ABD ve İsrail'in birlikte tasarladıkları bu oyalama tuzağına düşmeselerdi bugün daha güçlü pozisyonda olurlardı."
Anlaşılan Tahran da Rusya'nın fazla dümen suyuna gireriz diye kaygılandı. Suriye'de Esad'ın başına gelenler malum.
***

İRAN'I SUYA GÖTÜRÜP SUSUZ GETİRENLER
Putin'in, "İran teklifimizle ilgilenmedi" demesi aklıma Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın şubat ayında, ABD'yle yürütülen nükleer müzakerelerle ilgili bir soruya cevap olarak okuduğu şiiri getirdi:
"Bizim Türkçe bir şiirimiz var. Bu şekilde alıştık biz. Geçme namert köprüsünden / Ko aparsın su seni / Yatma tilki gölgesinde / Ko yesin aslan seni."
Pezeşkiyan malumunuz İran'da ılımlı, Batıcı olarak görülen bir isim, ama acaba bu şiirle ülkenin asıl iktidarına bir uyarı mı yaptı?
Haklısınız, belki de her İranlı gibi, o da sadece şiir okumayı seviyordur.
***

PUTİN DE TRUMP'TAN ÜMİDİ KESMİŞ
Putin planına sadık kalıp soğukkanlılığını korurken, antiküreselci nutuklarla iktidarı alan Trump saatlik strateji ilan ediyor, yalpalıyor.
Her ne yapıyorsa ve söylüyorsa kendi kararı olmadığı açık. Birkaç ay önce kendisini kulağından vuran ve İran'ın üstüne atmaya çalışanlara kolu bacağı kaptırmış halde.
"Eğer Trump olsaydı Ukrayna savaşı çıkmazdı" diyen Putin'in şu sözleri baharın geçtiğinin habercisi:
"ABD'yi koyu takım elbiseli adamlar yönetiyor. Bir kişi seçimle başa geldiğinde bazı fikirleri olabilir. Ancak sonra koyu takım elbise giymiş, ellerinde evrak çantaları taşıyan insanlar gelir. Bu kişiler neyin nasıl yapılacağını anlatmaya başlar ve her şey bir anda değişir. Trump'ın, savaş karşıtı söylemleri vardı, buna rağmen İsrail ve istihbarat teşkilatları gerilimi artırdı, İran'a saldırı gerçekleşti. ABD'deki derin yapı Trump'ı savaşa zorladı. İsrail'in İran'a saldırmasından bu yana henüz bir hafta bile geçmemişken ABD, adeta dev bir savaş makinesi gibi İran'a saldırı pozisyonuna geçti."
***

ŞANSÖLYE'NİN 'PİS İŞLERİ'
G7 Zirvesi'nde konuşan Almanya Başbakanı Friedrich Merz, "İsrail hepimiz için bu kirli işi üstlenmiş durumda. Bu cesaretleri için İsrail devletine ve ordusuna saygı duyuyorum" dedi.
Evet, Alman Şansölye İran'da kullanmak üzere ABD'den kitle imha bombaları talep eden İsrail'den bahsediyor. Saygı duyduğu ordu da bir yandan Gazze'de ara vermeden soykırıma devam ediyor.
Anketler Alman kamuoyunun ülkelerinin İsrail'e destek vermesine karşı olduğunu gösterirken İsrail'e gidecek tüm askeri yardımlara onay veren Merz'in tuzu kuru.
BlackRock'ta yöneticilik yapmış bir milyarderden bahsediyoruz.
New York merkezli bu çok uluslu varlık şirketinin pis işlerini de bilenler bilmeyenlere anlatsın. Yerim bitti.

