Metrobüste alarm zilleri! Sorumlu dalgın sürücüler mü, yorgun araçlar mı? ‘2 milyon kilometreyi aştılar’
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
İstanbul’da her gün milyonlarca yolcuya hizmet veren metrobüs hattında yaşanan kazalar, son dönemde endişe verici bir artış gösterdi.
Geçtiğimiz günlerde Haramidere Sanayi Durağı’nda meydana gelen kazada 1 kişi hayatını kaybetti, 3’ü ağır 48 kişi yaralandı. Özellikle sabah ve akşam saatlerindeki yoğunlukta meydana gelen çarpışmalar hem can kayıplarına hem de çok sayıda yaralanmaya yol açarak toplu ulaşım güvenliğini yeniden gündeme taşıdı.
Son aylarda meydana gelen metrobüs kazaları ise tabloyu net bir şekilde ortaya koyuyor:
12 Nisan’da Avcılar’da, durakta bekleyen bir metrobüse arkadan gelen başka bir metrobüs çarptı. Kazada 2’si çocuk olmak üzere toplam 21 kişi yaralandı.
21 Ocak’ta Zincirlikuyu Durağı’nda yaşanan kazada, kontrolden çıkan bir metrobüs bariyerleri aşarak 4 otomobile çarptı.
3 Aralık 2024’te Saadetdere’de seyir halindeyken yoldaki rögar kapağına çarpan bir metrobüsün camı kırıldı. Kapağın savrulması sonucu kapıya yaslanan bir yolcu yola düşerek ağır yaralandı.
22 Ekim 2024’te Cevizlibağ’da ani fren yapan bir metrobüse arkadan gelen başka bir araç çarptı. Bu kazada da 8 kişi yaralandı.
Fotoğraflar: AA
‘PROJE EN BAŞLARDA 300-400 BİN YOLCU KAPİSTESİNE GÖRE PLANLANMIŞTI ŞİMDİ İSE 1 MİLYONU AŞTI’
Yıllar önce metrobüs projesinin hazırlık ve uygulama sürecinde aktif rol alan İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Başlangıçta bu sistemi günlük 300-400 bin yolcu kapasitesine göre planlamıştık. Ancak zamanla gördük ki, metrobüs sistemi İstanbul’un toplu ulaşımında hayati bir rol üstlendi. Günlük 1 milyonu aşkın yolcuya hizmet vererek, şehirdeki toplu taşımanın yaklaşık yüzde 20’sini karşılar hale geldi” dedi.
Prof. Dr. Ilıcalı, şöyle devam etti:
-- Yıllar içinde daha da artan yolcu talebi, sistemdeki yoğunluk ve yıpranma kaza riskini artırmaya başladı. Bu süreçte, özellikle pandemi döneminde, dönemin İstanbul Valisi Sayın Ali Yerlikaya başkanlığında bir toplu ulaşım kurulu oluşturuldu. Ben de kurulda aktif olarak görev aldım ve her toplantıda, metrobüs sisteminin artık otonom hale getirilerek metroya dönüştürülmesi gerektiğini vurguladım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bu öneriye olumlu yaklaştı, gerekli teknik raporları da kendilerine sundum.
-- Hatta ülkemizin önde gelen teknoloji şirketlerinden Ulak Haberleşme (Türkiye’nin yerli ve milli haberleşme teknolojilerini geliştirmek amacıyla 2017 yılında Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde kurulan şirket) ile İETT yetkilerini bir araya getirdik. Atılacak somut adımların belirlenmesi ve yol haritası hazırlanması için çok yararlı bir toplantı gerçekleştirdik. Sahada çalışmalar yürüttük ve projeyi tamamlamaya çok yaklaşmıştık. Tamamen otonom hale gelmese bile kısmi şekilde yapılabileceğine dair projelerimizi oluşturmuştuk ancak bir türlü hayata geçmedi.
YENİDEN ADIMLAR ATILACAK
Son yaşanan metrobüs kazasının ardından, uzun süredir üzerinde durduğu konunun yeniden gündeme taşındığını ifade eden Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Bu önemli gelişme üzerine, metrobüs hattının güvenliği ve geleceğiyle ilgili atılabilecek adımları değerlendirmek amacıyla İETT Genel Müdürü ve Ulak Haberleşme yetkilileriyle yeniden bir araya gelmek üzere gerekli görüşmeleri yaptım. Cuma günü görüşeceğiz. Amacımız, mevcut sistemi daha güvenli hale getirmek” dedi.
‘BAZI METROBÜS ARAÇLARI 2 MİLYON KİLOMETREYE ULAŞMIŞ DURUMDA’
“Metrobüs filosunun ciddi anlamda yaşlandığını artık net bir şekilde görüyoruz” diyen Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Filodaki 600’ün üzerindeki aracın büyük çoğunluğu 9 yaşın üzerinde. En önemli sorun ise bazı araçların 2 milyon kilometreye ulaşmış olması. Bu rakam, bir toplu taşıma aracı için oldukça yüksek bir kullanım süresine işaret ediyor” dedi.
Bu araçların düzenli olarak periyodik bakımlardan geçtiğini de söyleyen Prof. Dr. Ilıcalı, “Ancak kilometre seviyesi bu noktaya geldiğinde, özellikle fren sistemleri, motor yanma performansı ve genel güvenlik açısından ciddi riskler doğurabiliyor. Bu da artık sadece yaş değil, kullanım ömrü bakımından da filonun yenilenmesi gerektiğini ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
KAPASİTE ÜZERİNDE YOLCU KONFOR KOŞULLARINI ORTADAN KALDIRIYOR
Kapasite üzerinde yolcu taşınmasının, konfor koşullarını ortadan kaldırmasının yanı sıra kaza riskini de artırdığını belirten Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Araç içinde adım atacak yerin kalmaması, sürücüyle yolcular arasındaki iletişimin artması ve zaman zaman yolcular arasında yaşanan tartışma ya da kavgaların medyaya da yansıdığını görüyoruz. Tüm bu durumlar, sürücülerde ciddi dikkat dağınıklığına yol açıyor. Bu da hem sürüş güvenliğini tehlikeye atıyor hem de yolcular açısından riskli ve stresli bir ulaşım ortamı oluşturuyor” dedi.
‘SÜRÜCÜLER ZAMAN ZAMAN DİKKATSİZ DAVRANIYOR’
Sürücülerin zaman zaman dikkatsiz davranabildiğini de söyleyen Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Hatta dalgınlıkla kısa süreli bilinç kaybı yaşayabildikleri de oluyor. Bu durum kimi zaman ‘yol hipnozu’ olarak da adlandırılan, sürücünün farkında olmadan otomatik bir şekilde araç kullanmaya devam ettiği tehlikeli bir duruma dönüşebiliyor. Böyle bir tablo, özellikle yoğun yolcu taşıyan metrobüs hattı gibi sistemlerde ciddi kazalara yol açabilecek riskler barındırıyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, sürücülerin bu gibi riskli durumlara karşı bilinçlendirilmesi ve periyodik olarak özel eğitimlerden geçirilmesinin de altını çizen Prof. Dr. Ilıcalı, “Hem güvenli ulaşım hem de sürdürülebilir bir toplu taşıma sistemi için bu adımların ivedilikle atılması şart” dedi.


