Mezopotamya Göç Derneği nden komisyonda 8 maddelk talep
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
İmralı Süreci kapsamında kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 11. toplantısında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çalışan sivil toplum temsilcileri dinlendi.
Toplantıda söz alan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği Başkanı Murat Sarı, zorunlu göçün etkilerini ve geri dönüş sürecinin önündeki engelleri anlattı.
Murat Sarı, göçün bireyler üzerindeki etkilerini şöyle ifade etti:
“Göç sürecinin psikososyal ve kültürel etkileri kaçınılmazdır. Elbette ki bu sürecin yarattığı birtakım travmalar mevcuttur. Bu travmalar, zorunlu göçün bireylerde anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlara yol açmıştır. Göçün yaratmış olduğu birtakım kültürel uyum problemleri beraberinde gelmiştir. Kültürel uyum problemleri ve göç edilen yerlerde dil ve kültür farklılıkları uyum sorunları yaratmıştır. Bu süreçten en çok etkilenen kesimler, kadınlar ve çocuklar olmuştur. Göç eden kadınlar, kentlerde düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalmış, sosyal izolasyon ve aile içi şiddet gibi sorunlarla karşılaşmıştır. Bu süreçte işsizlik ve ekonomik sorunlar da sürecin beraberinde gelmiştir. Bu kişilerin gittiği yerlerde sosyal uyumsuzluklar da ortaya çıkmıştır.”
Korucular süreç komisyonunda konuştu! Yeni statü talebi
Sarı, geri dönüş önündeki fiziksel ve hukuki engellere dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Askeri güvenlik bölgelerinin bulunması başta faktörlerden biridir. Mayınlı alanlar, özellikle Türkiye-Suriye sınırı gibi bölgelerde köyler arasına mayınlar döşendi. Bu durum, hem yaşam hem geçim kaynaklarını tehlikeye attı. Mayınlı alanların bölgede yaratmış olduğu tahribatlar bilinmektedir. Ottawa Sözleşmesi’nin yürürlüğe konmasından sonra birtakım gelişmeler sağlandı fakat bunun şeffaf ve yasal zeminde yapılması kaçınılmazdır geri dönüşlerin önündeki bu engelin kaldırılabilmesi adına.”
Geri dönüşün sağlıklı biçimde gerçekleşmesi için kültürel adımların da atılması gerektiğini belirten Sarı, “Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Arapça gibi isimlerin iadesi gerekli” dedi.
Sarı, özellikle 1990’lı yıllarda zorla yerinden edilen yurttaşların geri dönüşünü engelleyen en büyük faktörün koruculuk sistemi olduğunu vurguladı:
“Koruculuk sisteminin yaratmış olduğu militarist ortam, geri dönüşlerin önündeki en somut engeldir. Korucuların kontrolündeki köylerde geri dönün yurttaşlar güvenlik endişeleri yaşamaktadır. Korucuların geçmişteki ihlalleri nedeniyle toplumsal barışın sağlanması zorlaşmaktadır.”
Sarı, köy koruculuğu sisteminin aynı köyde yaşayan aileler arasında kutuplaşmaya neden olduğunu ve bazı korucuların “keyfi güç kullanımı, zorla göç ettirme ve işkence gibi suçlara karıştığını” belirtti. Silahlı grupların varlığı ise yerel düzeyde adalet mekanizmalarının işleyişini bozuyor.
Geri dönüş sürecinin sadece bireysel hakların iadesiyle sınırlı olmadığını belirten Sarı, bunun aynı zamanda bir demokratikleşme ve toplumsal barış meselesi olduğunu vurguladı:
SEKİZ TALEP“90’larda boşaltılan köyler ve zorunlu göç mağdurları yönelik etnik bir geri dönüş süreci sadece bireysel hakların iadesi açısından değil, aynı zamanda Türkiye’de demokratikleşme, toplumsal barış ve adaletin tesisi açısından da yaşamsaldır.”
Murat Sarı, konuşmasının sonunda taleplerini şöyle sıraladı:
“Hak ihlallerinin tanımlanması ve araştırılması temel taleplerimizdendir.”“Köylerin asıl isimlerinin iadesi; Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Arapça gibi isimlerin iadesi gerekli.”“Geri dönüşün önündeki engeller kaldırılmalı.”“Toplumsal onarım ve yüzleşme süreci...”“Demokratik katılım güvence altına alınmalı.”“Koruculuk sistemi lağvedilmeli, silahların toplanması gerekmektedir.”“Köye dönüş programlarının güçlendirilmesi gerekmektedir.”“Hakikat ve adalet komisyonunda zorla göç ettirilenlerin tanıklıklarının alınması ve zararlarının telafisi talebimizdir.”

