MHP Komisyon da kırmızı çizgilerini açıkladı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İmralı Süreci'nde terör örgütü PKK’nın fesih kararının ardından yürütülecek sürece dair yasal düzenlemeleri hazırlamak amacıyla kurulan TBMM komisyonu ilk toplantısını bugün gerçekleştirdi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un davetiyle TBMM Tören Salonu’nda toplanan komisyonda, çalışma usulleri, adı ve ilkeleri belirlenecek.
Toplantının açılışında konuşan Kurtulmuş’un ardından siyasi parti temsilcilerine söz verildi. Grup temsilcilerine 20’şer dakika, grubu bulunmayan üyelere ise 10’ar dakika konuşma süresi tanındı.
"SÜREÇ DEVLET PROJESİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR"MHP adına söz alan İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te DEM Parti eş başkanlarıyla tokalaşmasını hatırlatarak sürecin o tarihte başladığını söyledi. Yıldız, "Gelişmeler aşamalı bir şekilde devamlılık arz eden siyasi bir sürece, daha sonra da bir devlet projesine dönüşmüştür" dedi.
Komisyonun önemine dikkat çeken Yıldız, şunları dile getirdi:
"TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATMAK İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT VAR""Bu komisyon demokratik sınırlar içerisinde her partinin görüşlerini paylaşması, önerileri sunması için önemli bir fırsattır. Buradaki faaliyetlerimizi büyük bir uyum ve uyumluk içerisinde sürdüreceğinize inanıyorum. Anaların gözyaşının akmadığı bir geleceğin inşası için hepimizin gayret göstereceğini umuyorum"
Feti Yıldız, farklılıkların düşmanlık sebebi olmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
"YENİ BİR DİL İNŞA EDELİM""Türkiye'yi ve komşularını etkileyen, geleceğimizi şekillendiren 41 yıllık ağır bir sorunun etkilerini çözmeye çalışıyoruz. Kararlı duruşumuza aziz milletimiz de büyük destek vermektedir. Ülkemizin enerjisini sömüren, sosyal maliyeti gerçekten çok yüksek bir terör belasını tarihin çöplüğüne atmak için elimizde büyük bir fırsat var. Bu fırsatı heba etmeyelim. Birbirimizi itibarlaştırmak yerine anlamaya çalışalım ve komisyonun değerli üyelerinin buna uyacağını umuyorum ve bekliyorum. Bu komisyondaki görevimiz Terörsüz Türkiye'yle bağlantılı olarak bazı sorunların çözümü konusunda farklı görüşlerin kesişme noktalarını tespit ederek müşterek çözümler yürütmektir."
Yıldız, konuşmasında toplumsal barışın önemine değinerek şu çağrıyı yaptı:
"BU SÜREÇ ÇÖZÜM SÜRECİ 2025 DEĞİLDİR""Askerimize, polisimize, korucumuza, öğretmenimize, şehidimize, şühedamıza terörden büyük bedel ödeyen masum insanlarımıza karşı sorumluluğumuzu biliyoruz. Toplumun tamamını kucaklayan, temel hak ve özgürlüklerini genişleten, vatandaşların ülkeye aidiyetini ve devlete güvenini pekiştiren adımlar attırırken yeni bir dil inşa edelim. Sükunetle düşünelim. Düşmanlık körüklemeye hevesli olanların tuzağına düşmeyelim. Terörsüz Türkiye yolunda zorunlu olan hukuk içerisindeyi belirlerken milletimizden aldığımız yetkiyi milletimizin işaret ettiği istikamette kullanalım. Liderimizin 22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı tarihi çağrı ve bugüne kadar geçen sürede çok önemli bir ihtiyaç geride bırakılmıştır."
Yıldız, geçmiş deneyimlere atıfla sürecin “çözüm süreci” olmadığını vurguladı. 2013-15 arasındaki süreçte çıkarılan yasanın yürürlükte olduğunu hatırlatan Yıldız, yeni Anayasa çalışmasının da bu komisyonda konuşulmayacağını ifade etti. Yıldız, şöyle konuştu:
"Bu süreç 2013-15 tarihleri arasında ortaya konulan çözüm sürecinin 2024-2025 versiyonu değildir. O süreç tekrarlanmayacaktır ve yeniden de canlandırılmayacaktır. Anılan dönemde çözüm sürecine katılanların görev yaptıkları faaliyetler nedeniyle idari ve hukuki bir tahribata uğramamak için bir kanun maddesi çıkarılmıştı. Diğer arkadaşlarımızın hatırlattığı gibi bu kanun yürürlüktedir. Bu dönemde görev ifadesi nedeniyle benzer bir yasaya ihtiyaç yoktur. Yeni anayasa hazırlamak, yeni anayasanın bazı maddelerini değiştirmek gibi de bu komisyon görevi yoktur. Aslında yazdığım metinle bu komisyonun adını çoktan koyduk. Mart-Mayıs ayında liderimiz bunun Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu olduğunu söylemişti. Şimdiye kadar da gerçekten süreç başarılı bir şekilde yönetiliyor."
Yıldız, terör örgütü PKK’nın silah bırakma kararına ilişkin şunları söyledi:
"ATACAĞIMIZ ADIMLAR ŞEFFAF OLMALI""Türk devleti, askeri ve siyasi kapasitesini dost düşman herkese gösterdi. Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerin Türkiye için oluşturacağı tehditleri yok etmek için öncelikle PKK'nın tardedilmesi, silahlarının bırakılması, feshine doğru önemli gelişmeler sağlandı. Örgütün 12 Mart'ta kamuoyuyla paylaştığı fesih ve silah bırakma kararına önemli bir eşikle açıldı."
Yıldız, sürecin tamamen Türk siyaseti eliyle yürütüldüğünü belirterek, şeffaflık vurgusu yaptı:
ANAYASA'NIN İLK DÖRT MADDESİNE VURGU YAPTI"Biz bu süreci istihbarat örgütlerinin cirit attığı, her türlü entrikanın döndüğü Orta Doğu'da kimseden yardım almadan siyasi partiler olarak götürüyoruz. Bunda da çok başarılıyız. Evet, 41 yılda terör karmaşası çok sorunlar üretti. Buna rağmen demokratik olgunluk seviyemiz ve ortak geçmişimiz sayesinde sorunlar zaman zaman derinleşse de hiçbir zaman toplumsal bir çatışmaya dönüşmedi. Bu süreçte yapılacak hiçbir şey onun için kamu vicdanını incitmemelidir. Atacağımız adımlar şeffaf ve evrensel hukuk çerçevesinde olmalıdır."
MHP'li Yıldız, konuşmasının sonunda anayasal ilkeleri hatırlattı:
"Ancak bu hususta bir şeyi tekrar hatırlatmak istiyorum. Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir hukuk düzeninin dışına çıkamayacağı, hiçbir faaliyetinin Türk milli menfaatlerini Türk varlığının devleti, ülkesiyle bölünmez hükümlerinin karşısında koruma göremeyeceği açıktır. Anayasanın bir, iki, üçüncü maddelerini burada tekrarlamaya gerek yoktur. Türk devletinin dili Türkçedir. Bayrağın şekli kanunda belirtilen beyaz al yıldızlı bayraktır. Milli Marşı da İstiklal Marşı'dır. Bu ilk üç madde, dördüncü madde de yazılı olduğu şekilde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez."
Yıldız, komisyonun amacıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Biz sorumluluğumuzu biliyoruz. Ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi de biliyoruz. Elbette biz burada bir kanun yapmayacağız ama yapılacak kanunların çerçevesini hazırlayıp yüce Meclise bir rapor olarak sunacağız. Burada ülkedeki tüm mağdurları her türlü siyasi görüşü, dini inancı, felsefesi, dünyaya bakışına aldırmadan bir eşitlik içinde bu meseleleri çözmek zorundayız."


