MHP li Yurdakul: Genetik bilimindeki ve biyoteknolojideki gelişmeleri yakalayabiliriz

MHP'li Yurdakul, yaptığı yazılı açıklamada, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda, sağlık alanında dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli üretim gücünü stratejik bir avantaja dönüştürmek amacıyla; üniversite hastaneleri, akademisyenler ve sağlık girişimcileri arasında yapısal bir iş birliği modeline ihtiyaç olduğunu kaydederek, 'Türk ve Türkiye Yüzyılında Stratejik Sağlık Ekonomisi ve Gelişim Hamlesi' ile hem Türkiye'nin hem de uluslararası sağlık pazarının ihtiyaçlarına yönelik tıbbi alet, cihaz, tanı kiti, ilaç, ileri görüntüleme sistemleri ve yaşam destek ekipmanlarının yerli tasarımı ve üretimin mümkün olacağını ifade etti. Yurdakul, "Bununla birlikte, üniversite laboratuvarlarında yürütülen klinik düzeyde genetik araştırmalar ile biyoteknoloji tabanlı girişimlerin desteklenmesi yoluyla; kişiselleştirilmiş tıp, genetik hastalıkların erken tanısı ve tedavisine yönelik biyolojik çözümler geliştirilmesi, ülkemize önemli katkılar sağlayacaktır. Milli sağlık sanayimizi güçlendirecek bu stratejik hamle, hem kitle fonlama hem de yatırım ortaklığı modelleriyle sermaye piyasalarının derinleşmesini de temin ederek, toplumsal katılımı teşvik eden yenilikçi bir sağlık ekonomisinin de temelini oluşturacaktır" dedi.

'ÜLKE EKONOMİSİNİN KAZANÇ SAĞLAYACAĞI ÖNGÖRÜLMEKTEDİR'

Tıbbi cihaz, genetik çalışmalar, ilaç ve aşı sektörünün tüm ülkeler için savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip olduğuna dikkat çeken Yurdakul, "Ülkemizde tıbbi uygulama ve tedavilerdeki gelişme maalesef halen ithal teknoloji cihazları ve ilaçlarla sağlanmaktadır. Tıbbi teknoloji ve ilaç konusunda ülkemizin dışa bağımlılığı yaklaşık yüzde 85 seviyesindedir. Sağlık Bakanlığımız Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu son 10 yılda ilaç için dışarıya 60 milyar dolar harcandığını, tıbbi cihazlarda da önemli bir cari açık bulunduğunu belirtmiştir. 2023 yılı itibarıyla ilaç ithalatı yüzde 8,8 artışla 5,4 milyar dolar seviyesine, ilaç ihracatı ise yüzde 15,8 artışla 2,2 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. 2024 yılının ilk yarısında ihracat yüzde 1,9, ithalat ise yüzde 4,9 oranında artmıştır. Türkiye ilaç pazarı 2023 yılında hastane ve eczane çerçevesinde değer bazında yüzde 90,9’luk bir büyüme oranı ile 222,5 milyar TL’ye ulaşmıştır. Tıbbi cihaz sektörü de benzer bir büyüme göstermiştir. 2023 yılı itibarıyla dünya tıbbi cihaz pazarı 530 milyar doları aşarken, Türkiye’nin tıbbi cihaz ihracatı 1,25 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Devletler, sağlık hizmeti vermeye devam ettiği müddetçe karşılamaları gereken bu ürünlerde, ülkemizin ithal eden ülke konumundan ihraç eden ülke konumuna gelmesi halinde, ülke ekonomisinin milyarlarca dolar kazanç sağlayacağı öngörülmektedir" ifadelerini kullandı.

'İŞ BİRLİĞİNİ KOLAYLAŞTIRAN VE GELİŞTİREN BİR MODEL İHTİYACI AÇIKTIR'

Biyoteknoloji, bilişim, mikroelektromekanik ve nanoteknoloji gibi ileri teknoloji alanlarını kullanan, katma değeri yüksek tıbbi cihazların Türkiye'deki üretiminin kısıtlı olduğunu belirten Yurdakul, bir rekabet ortamında ulusal tıbbi teknoloji atağını yapmanın ancak üniversitelerdeki bilim insanları ve ilgili tüm sektörlerle iş birliği içinde kamunun kolaylaştırıcı inisiyatifi ile mümkün olabileceğini kaydetti. Yurdakul, "Bu nedenle tıbbi cihazların, medikal ürünlerin ve ilaçların gelişimlerini destekleyecek şekilde AR-GE/İnovasyon şirketleri ile üniversitelerimiz ve girişimcilerin iş birliklerini kolaylaştıran ve geliştiren bir model ihtiyacı açıktır" değerlendirmesinde bulundu.

'MİLLİ BİR ÜLKÜ OLARAK GÖRÜYORUZ'

Yurdakul, tıbbi cihaz ve ilaç sektörlerinde ithalat bağımlılığını azaltarak yerli üretimi artırmayı ve uluslararası pazarda Türkiye'nin rekabet gücünü artırmayı hedeflediklerini belirterek, "Elimizi çabuk tutabilirsek teşhis ve tedavi odaklı genetik bilimindeki ve biyoteknolojideki gelişmeleri yakalayabiliriz. Bilim insanları, üniversiteler, girişimciler ve devlet, Türk sağlık endüstrisinin bel kemiğini oluşturarak, ülkemizin 21'inci yüzyıla damga vurmasını sağlayacak potansiyele sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu potansiyeli hayata geçirmeyi milli bir ülkümüz olarak görüyoruz" dedi.