Mikrofondaki Nefes... Efsane spiker Yüksel Saymaz ın belgeseli çekildi Spor Haberleri
Fanatik sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Her spor efsaneleriyle yaşar ve yaşatılır. At yarışı da istisna değil. 1 milyonu aşkın kişinin direkt veya dolaylı ekmek kapısı olan devasa sektörün şüphesiz ki en önemli isimlerinden bir tanesi de yaşayan efsane spiker Yüksel Saymaz. Halen kariyerinin zirvesindeki usta ses için D-Smart’ın 1 yıl önce harekete geçirdiği ve geçtiğimiz günlerde ekrana gelen “Mikrofondaki Nefes - Yüksel Saymaz” belgeseli yayınlandığı andan itibaren spor camiasında geniş yankı uyandırdı.
Bu akşam Spor Smart ekranlarında saat 20.00’de yeniden yayınlanacak belgesel öncesi Yüksel Saymaz ve eserin yapım ekibini FANATİK’e konuk ettik.
30 YILLIK SEVDA
90’lı yıllarda üniversite çağındayken bir yandan ganyan bayiinde harçlık için çalıştığı sırada yarış anlatma tutkusunun kendisi gibi efsane bir spiker olan rahmetli Gültekin Alpay’ın sunumunu duyduğu sırada ortaya çıktığını belirten Saymaz, aşkla bağlandığı mesleğinin zorluğunu ise şöyle anlattı: “At yarışı gösteri sporu olmasının yanı sıra 1-2 dakikalık süresinde bir yandan bahis katılımcılarına, izleyenlere, dinleyenlere, diğer yandan at sahip ve antrenörlere doğru bilgiyi / sıralamayı verebilmek için büyük dikkat isteyen, yanı sıra coşkuyu da yükseltmek adına pek çok faktörü aynı anda yürüttüğümüz zorlu bir kulvar.”

YENİ ADAYLAR NE YAPMALI?
Belgesel ile ilgili mutluluğunu ifade eden Yüksel Saymaz fikri ilk duyduğunda çok heyecanlandığını ve 1 yıllık emeğin ardından ortaya çıkan eser için müteşekkir olduğunu ifade ederken işe sıfırdan başlamak isteyenlere ise altın niteliğinde tavsiyelerde bulundu: “At yarışı hızla gelişen, geliştikçe spiker ihtiyacı artan bir sektör. Aramıza yeni katılmak isteyen genç kardeşlerimize nacizane önerim padokta atların isimlerini, numaralarını, formalarını ezberledikten sonra piste çıkış esnasında TV’nin sesini kapatmaları ve kendi özgün anlatımlarına başlamaları. Tekrar ettikçe hatalar ve heyecan azalacaktır”.
GAZİ KOŞUSU BİR BAŞKA
Atçılık konuşulur da Gazi Koşusu konuşulmaz mı? Bu dev derbiyi ve önümüzdeki 2026 yılına ait 100. Gazi Koşusu’nu da sorduk Saymaz’a. Heyecanların ve yarışların en büyüğü olduğunu belirten efsane ses “Dört kez anlatmak nasip oldu. Benim için en büyük gururdur. Bunlardan bir tanesi de Cumhuriyetimiz’in 100. Yılı Gazi Koşusu’ydu. 1927’den bu yana kesintisiz düzenlenen Gazi’nin 100.’sünü de yöneticilerimiz görev verirse anlatmak benim için yine ve hatta en büyük gurur olacaktır.” dedi.

1 YILLIK YOĞUN EMEK
Böylesine bir belgeseli ele almışken 1 yıl boyunca her adımında yer alan TAY TV Dizi-Belgesel Koordinatörü Fatih Çalı da söyleşi konuğumuzdu. Çalı, belgeselin çıkışını şöyle özetledi:
“Geçtiğimiz yıl yine bu zamanlardı, Cumhuriyet Koşusu günü Ankara’da Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Cantınaz, Yüksel Saymaz’ın hikayesini yöneticilerimize anlattı, hem de tanıştırdı. Yöneticilerimiz bu hayat hikayesini belgeselleştirmenin çok iyi bir fikir olacağını söyleyince ilk tohumlar o gün atıldı. Yüksel abinin hayatı o kadar derin ve geniş ki özellikle yapımcı Salta Ajans’ın ve yönetmenimiz Vakkas Aksu’nun da katılımıyla proje büyüdü ve bugünlere geldik. İlgi ve teveccühten çok mutluyuz. Hedefimiz her zaman at yarışının bahisten ibaret olmadığını, insani yönünün de çok kuvvetli olduğunu göstermek”.
Yalnızca “Mikrofondaki Nefes – Yüksel Saymaz” belgeseli değil “Bizim İçin Şampiyon” filmiyle de at yarışı camiasının tanıtımında önemli katkılarda bulunan TAY TV Genel Yayın Yönetmeni Hakan Cantınaz da 1 yıllık emekle ortaya çıkan bu harika belgesel için gerek D-Smart yöneticilerine, gerekse katkıda bulunan A’dan Z’ye herkese çok teşekkür etti.
AKSU: AT YARIŞI BÜYÜLEYİCİ
Yönetmen Vakkas Aksu da röportaj konuğumuz olurken at yarışını yakından tanıdıkça camianın büyüklüğüne hayran olduğunu ifade edip belgeselle ilgili düşüncelerini paylaştı: “Öneri bana geldiğinde at yarışı hakim olduğum bir konu değildi ancak Yüksel Saymaz’ın film gibi hikayesi ve konunun yüksek enerjisi beni içine çekti ve adeta büyüledi. Hikaye güçlü olunca yönetmenin de ilhamı ve motivasyonu yüksek oluyor. Bu sayede at yarışı camiasının da devasalığına ve en çok da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e sevgi ve bağlılığına şahit oldum”
Röportaj: Cem Boşgelmez


