Milletin parası faizciye aktı: Faizin bütçedeki payı yüzde 17 ye çıktı Ekonomi Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Türkiye, son iki yıldır dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir yüksek faiz cenderesi altında eziliyor. Devletin bütçesi, sanayicinin emeği ve halkın alın teri faizcilere akıtılıyor. Son 2 yılda Son iki yılda vatandaşın cebinden, şirketlerin ve Hazine’nin kasasından 600 milyar dolar rantiyeye gitti.
Yüksek faiz nedeniyle devlet, sadece borç faizi için bu yılın ilk altı ayında 1 trilyon 114 milyar lira ödeme yaptı. Sanayi ise artık üretimden değil, kredi yükünden dolayı zarar ediyor. Türkiye bu tablonun eşiğinde bugün bir karar verecek. Merkez Bankası ya ciddi bir faiz indirimi yaparak üretime destek verecek ya da paradan para kazanan faiz lobilerini sevindirmeye devam edecek.
Devletin faiz yükü son iki yılda katlandı. 2022’de 311 milyar lira olan Hazine’nin faiz gideri 2023’te yüzde 117 artarak 674 milyar liraya çıktı. Hazine’nin faiz gideri 2024'te ise bir önceki yıla göre yüzde 88 artışla 1 trilyon 270 milyar liraya yükseldi. Devletin faiz ödemelerinin bütçe gideri içerisindeki payı 2022’de yüzde 11 iken, 2023’te yüzde 10’a indi. Faiz ödemelerinin bütçe gideri içerisindeki payı 2024’te ise yüzde 15’e fırladı.
ALTI AYLIK RAKAMLAR DAHA KÖTÜ
Devletin faiz ödemelerine aktardığı para, 2025'in ilk altı ayında son yılların en yüksek seviyesine çıktı. Ocak-Haziran 2025 döneminde Hazine’den faiz ödemelerine 1 trilyon 114 milyar lira aktarıldı. Faiz ödemesinin bütçe içerisindeki payı yüzde 17’e kadar ulaştı. Yılın ikinci yarısında bu rakamın artarak devam etmesi bekleniyor. Son iki yılda vatandaşın cebinden, şirketlerin ve Hazine’nin kasasından 600 milyar dolar rantiyeye gitti.
FAİZE GİTMESEYDİ DAR GELİRLİ KESİM İHYA OLURDU
2025'in ilk altı ayında faiz ödemelerinin bütçe giderleri içerisindeki payı geçen yılın aynı dönemindeki oranda kalsaydı, Hazine’nin kasasından 1 trilyon 114 milyar TL değil; 773 milyar TL çıkmış olacaktı. Bu durumda 341 milyar TL devletin kasasında kalacaktı. Söz konusu parayla en düşük seviyede maaş alan yaklaşık 4 milyon emekliye ve diğer dar gelirli kesimlere ciddi miktarda sosyal destek verme imkanı doğacaktı.
MERKEZ BANKASI SAFINI BELLİ EDECEK
Sanayicilerin üretimden çekilmesine neden olan yüksek faizler, çiftçiye rahat bir ekip biçme fırsatı vermiyor. Esnafın borcunu çeviremediği, devlet bütçesinin faiz ödemelerine kurban edildiği politikanın ısrarla sürdürülmesi dikkat çekiyor. Merkez Bankası, bugünkü faiz kararıyla tarafını belli edecek. Ya halkın ve üreticinin yanında olduğunu gösteren bir adım atacak, ya faizcinin, tefecinin, rantçının temsilcisi olarak Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almaya devam edecek.
Faiz 20 aydır %40-50 bandında
Bugünkü faiz oranları, bırakınız gelişmiş ülkeleri, enflasyonla boğuşan Afrika ülkelerinde bile görülmeyen bir seviyede. 20 aydır yüzde 40-%50 bandında yürütülen faiz politikasıyla ne ciddi bir fiyat istikrarı sağlanabildi ne de kur kontrol altına alınabildi. Tam tersine yüksek faiz, paradan para kazanan azınlık bir kesimin daha da zenginleşmesine, devasa servet transferlerine yol açtı. Yüksek faiz politikasının kazananı, sermayeyi elinde tutan 6-10 bin kişilik bir grup oldu. Kaybedeni ise 85 milyon vatandaşın tamamı.
İŞ DÜNYASI FERYAT EDİYOR
Türkiye’nin faizle değil üretimle yoluna devam etmesi gerektiğini vurgulayan iş dünyası kaynakların ekonomi çarkının daha hızlı dönmesi için harcanması gerektiğini vurguluyor.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan
: “Sıkı para politikaları nedeniyle finansman giderlerindeki yükseliş de karlılığı iyice eritmiş durumda. Özellikle daha küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarımızın yer aldığı İSO İkinci 500’de, artan faiz oranlarına rağmen, öz kaynak yetersizliği nedeniyle dış kaynak ihtiyacı sürmüş ve mali borç stoku artmaya devam etmiş. Karlılığın böylesine aşındığı bir ortamda firmalarımızın finansal dayanıklılığının zayıfladığını görüyoruz.”
MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir
: “Anlamlı bir indirim bekliyoruz. Bunu birkaç kez de ifade ettik hatta 350-400 baz puan arasında bir beklentimizin olduğunu söyledik. Ancak son alınan stopaj kararı, bu beklentimizi birazcık törpüledi gibi görünüyor. Ekonomimizin ihtiyacı olan en az 350-400
baz puan aralığında bir indirim çünkü buna bir boşluk, buna bir alan da var."
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın
: “Enflasyon 13 aydır kesintisiz düşüşte. Emtia fiyatlarında gerileme, finansal piyasalardaki dalgalanmalar durulmuş durumda. Bu şartlar altında enflasyonu baskılamak için kullandığımız yüksek faiz politikasından vaz geçerek, faiz indirimi yapabiliriz. Yatırım, üretim, finansa erişim ve istihdam açısından temmuz ayı bu bağlamda her türlü zemine sahip.Merkez Bankası’ndan asgari 300 ila 400 baz puanlık bir indirim bekliyoruz.”


