SonTurkHaber.com
close
up
Menu

WhatsApp çeviri özelliği çıktı: iOS ve Android’de nasıl kullanılır? WhatsApp’ın çeviri özelliği nedir, nasıl çalışır? İşte detaylar Teknoloji Haberleri

Son Dakika İhracatçılar Meclisi Başkanı Gültepe nin evine şafak baskını

Suriye Cumhurbaşkanı Şara’dan SDG’ye son uyarı: Türkiye’nin askeri operasyonu gündemde Bülent Orakoğlu

AK Parti seçimin iptali için dava açtı! Gerekçeler belli oldu! Böylesi daha önce görülmedi

EMEKLİ PROMOSYON KAMPANYASI GÜNCELLENDİ! Eylül 2025 emekli promosyon veren bankalar hangisi ve ne kadar veriyor? İşte bankaların güncel promosyon ödemeleri

Trump İslam ülkeleri ve Trump Avrupalılar! İki fotoğrafta büyük fark

Karşıyakalı futbolculara prim dopingi Futbol Haberleri

Almanya’dan gelen öğrenciler Demirören Medya ve Teknoloji MTAL i ziyaret etti

Fenerbahçe Seçiminde Lokma Dağıtımı

AB, Apple, Google ve Microsoft a finansal dolandırıcılığı sordu

Ahmed Şara ile Volodimir Zelenskiy bir araya geldi Dış Haberler

İran: İsrail ve ABD nin saldırılarında hasar gören nükleer tesisler yeniden inşa edilecek

Mahmut Tanal KYK krizi için 4 maddelik çözümü açıkladı

Eskişehir haberleri Eskişehir de 5 kişiyi bıçaklayan 18 yaşındaki saldırganın cezası belli oldu 24 Eylül 2025

Gariban emekçiye bu yapılır mı? Feryatları bütün mahalleyi inletti

Türkiye Yüzyılı Buluşmaları AK Parti İstanbul İl Başkanlığı nda yapıldı

Ragasa alarmı! Çok sayıda kişi hayatını kaybetti

Etikette 72 kasada 169 lira: Müşteri fark ederse

Patronların kararı yeni yıla ertelendi Sözcü Gazetesi

Van da dehşet: Anne ve iki oğlu kavgada yaşamını yitirdi

Milli Eğitim Bakanlığı bir münafıklık ve tutarsızlık içerisindedir

Milli Eğitim Bakanlığı bir münafıklık ve tutarsızlık içerisindedir

Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.

Ne yazık ki HALA sanatsız, sporsuz bir eğitim olabileceğini düşünüyoruz. Eğitim paydaşlarının uygulamaları incelendiğinde, öğrenmenin hâlâ bilgiyi aktarma ve öğretmenin merkezde olduğu bir yapıda gerçekleştiği görülmektedir. Bu yaklaşım, tutarsızlık yaratmaktadır. Bu da ikiyüzlü durumu ortaya çıkarmaktadır.”

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Yılmaz ile eğitimimizi konuştuk.

Türk eğitim sistemini eğitim felsefesi acısından nasıl değerlendirirsiniz?

Eğitim felsefesi; eğitimle ilgili politikaları, uygulamaları, varsayımları, inançları, kararlar ve ölçütleri inceleyen, bunların kendi içerisinde tutarlılığını kontrol eden sistemli fikir ve kavramlar örüntüsüdür. Eğitim felsefesi; okulun amacı, öğrencinin eğitim sürecindeki yeri ve görevleri, bir öğretmenin rolü, hangi konular ve bilgilere ağırlık verileceği, neyin hangi yöntemlerle öğretilmesi gerektiği ile ilgili soruların cevaplarını arar.

Eğitim sistemi ikiyüzlü bir hal almıştır.

Türk eğitim sistemi felsefi açıdan çelişkili bir dönem yaşamış ve yaşamaktadır. Eğitim programlarının dayandığı felsefe ile uygulanan programın dayandığı felsefe arasında bir tutarsızlık vardır. Çünkü resmi programlar; büyük oranda ilerlemeci yani öğrenciyi merkeze alan, etkinlik ve yaşantı merkezli öğrenime ağırlık veren, buluş, keşfetme yoluyla öğretimi esas alan felsefeye dayanmaktadır. Ancak okullarda uygulanan öğretim programları, öğretmen merkezli ve bilgi aktarımına dayalı didaktik bir anlayışı benimsemektedir. Bu durum yönetsel anlamda tam bir örgütsel ikiyüzlülüktür. Örgütsel ikiyüzlülük, kurumların, söylemleri, kararları ve yapılan davranışlar arasındaki tutarsızlıklardır. Okulun programlardaki hedefleri ile uygulamaları arasındaki farklılıklardır. Teolojik kavramla tam bir münafıklık durumudur.

Bu ikiyüzlülük durumunu tarihsel olarak nasıl açıklarsınız?

Bu ikiyüzlülüğü ortaya çıkaran tarihsel bir arka plan vardır. 1927 ile 1960 yılları arasında ülkemizde eğitim sistemine Mustafa Kemal Atatürk ve İsmail Hakkı Tonguç’un görüşleri damga vurmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’e göre çocuklar dürüst, ilişkilerinde sevgi dolu ve saygılı olan, modern toplumun bir üyesi olan ve kendini özgürce ifade edebilen bireyler olmalıdır. Atatürk döneminin yasa ve uygulamalarıyla değerlendirmeler yapıldığında Atatürk'ün eğitim felsefesinin teoride "ilerlemecilik" olduğu görülmektedir. Tonguç’un eğitim felsefesi ise İsviçreli pedagog Pestalozzi ile Amerikalı filozof ve eğitimci John Dewey’in düşüncelerinden etkilenmiştir. Tonguç’un görüşlerini “iş içinde, iş vasıtasıyla, iş için eğitim” şeklinde özetleyebiliriz. 1926-1936 programları ilerlemecilik eğitim felsefesinden çok etkilenmiştir. Özetle bu programlar “eğitim, yaşamın kendisidir” anlayışındadır, çocuklara, hayatta kendilerine lazım olacak bilgilerin öğretilmesi gerekliliğini savunmuştur. Ama uygulamalarda büyük oranda “daimicilik” ve “esasicilik" olduğu tespit edilmiştir. 1948 programı ile esasici bir anlayışa doğru kayış söz konusudur. 1968 programında natüralizm, realizm ve pragmatizm anlayışları hakimdir. 1998 programı ise, realizm, pragmatizm ve natüralizmden etkilenmiştir.

Cumhuriyetimizin genellikle her döneminde resmi programla, uygulanan programlar örtüşmemektedir. Ülkemizin geleceği ihmal edilen programlara yani uygulanmayan programlara bağlıdır.

2005 İlköğretim Programı bilişsel ve yapılandırmacı kuram/yaklaşım dikkate alınarak hazırlanmıştır. 2018 İlkokul Programında pragmatizm felsefesinin yansımaları görülmektedir. 2024 programında ise ilerlemeciliğin ve yapılandırmacılığın yansımaları çok güçlüdür. 2024 yılında açıklanan program, eğitimde köklü bir dönüşümü hedefleyen yeni bir öğretim modelidir. Bu model, akademik başarı ile bireyin zihinsel, duygusal ve ahlaki gelişimini bütüncül şekilde desteklemeyi amaçlar. Öğrencilerin, öğrencinin eğilimlerini desteklemekte, sadece bilgiyle değil , aynı zamanda beceri, tutum ve değerlere de sahip bireyler olarak yetişmesi hedeflenmektedir. Program; öğrencileri akademik yönünün yanında, sosyal-duygusal becerileri, okuryazarlık becerileri, değer kazanımı açısından da destekler. Bu amaçla maarif modeline göre öğretim programları beceri temellidir. Hazırlanan kitap ve dokümanlar beceri temelli hazırlanmaktadır. 2024 programında alan becerilerinin yanında, beceriler arası ilişkilere ve disiplinler arası ilişkilere yer verilmektedir. Ders öğrenme çıktıları; alan becerileriyle, kavramsal becerilerle, sosyal-duygusal becerilerle, okuryazarlık becerileri ve değerlerle desteklenmektedir. 2024 programı öğrencinin bir bütün olarak gelişimini desteklemektedir. Kısaca bu modelle, 21. yüzyılın ihtiyaçlarına uygun bireyler yetiştirilmesi hedeflenmektedir.

Genel olarak baktığımız zaman programlarda, öğrenciyi merkeze alan ve yaşantı yoluyla öğrenmenin hedeflendiği, öğrenciyi yaşama hazırlayan bir yapı söz konusudur. Bu eğitim programları, okullaşmanın artması, bilgi kaynaklarının az olması, belli dönemlerde öğretmen sayılarında yetersizlik, bazı bölgelerde kalabalık sınıflar, hatta birleştirilmiş sınıflar, kültürel kodlar, bilgiye ulaşmada yetersizlikler, eğiticilerin donanımlarında eksikler, eğitim sürelerinin ve imkanlarının yetersizliği nedenlerinden dolayı, öğretmeni ve konuları merkeze alan bir anlayışa büründürülmüştür. Sonuç olarak, kademeler arası geçiş sınavları, öğretmen ve konu merkezli eğitim anlayışını pekiştirmiş ve sistemde yekpare bir yapı oluşturmuştur. Bu sebepten, devletin öngördüğü ve eğitim programlarında belirtilen anlayış çoğu zaman gerçekleşme şansı bulamamıştır.

Bu ikiyüzlülük veya tutarsızlık durumu tam olarak nasıl gerçekleşmektedir?

Bu iki yüzlülük durumu eğitimin tüm paydaşlarını esir almıştır. Derslerimde, ilerlemeci söylemler ifade eden öğretmen adayı öğrencilerime bazı sorular soruyorum. Aynı zamanda şu anda bizimle beraber olan izleyicilere de/okuyuculara da soruyorum.

Çocuğunuzun matematik dersinde başarılı olmasını istiyorsunuz. Çocuğunuzun başarılı olması için özel ders aldıracaksınız. Çocuğunuza Türkiye’nin en bilinen ve başarılı olduğunu düşündüğünüz üniversitenin matematik bölümünden mezun olan bir kişiye mi ders aldırırsınız? Yoksa Türkiye’nin ücra bir köşesinde bulunan bir üniversitenin eğitim fakültesinden matematik öğretmenliği bölümünden mezun olan öğretmen adayına mı ders aldırırsınız?

Çocuğunuzun derslerde başarılı olabilmesi için nasıl ders çalışmasını istersiniz?

Öğretmen deyince zihninize ilk gelen eylem nedir?

Bu sorular bizim eğitime ve öğretime ilişkin bakış açılarımızı ortaya koyuyor. Genellikle öğrencilerim, ilk soruyu “çocuğuma aldıracağım matematik dersini, bilinen ve başarılı olduğunu düşündüğüm bir üniversitenin matematik bölümünden mezun olan bir kişiye ders aldırırım” şeklinde cevaplar, ikinci soruyu “çocuğum başarılı olmak için, öğrenmesi gereken bilgi ve konuları dinlemeli, okumalı, yazmalı ve bol bol soru çözmeli” şeklinde cevaplar. En son üçüncü soruya ise, öğrencilerim, “öğretmen ders anlatır” şeklinde cevaplandırır. Yani bu cevapları, şu şekilde de anlayıp özetleyebiliriz:

Bilen daha iyi öğretir ve öğretmenlik meslek değildir (Meslek olabilmesi için meslek öncesi ve meslekle ilgili eğitim alması gerekir).

Bilgi tekrar, ezber yoluyla ve soru çözerek daha iyi öğrenilir.

Öğretmen, bildiği bilgiyi anlatılır.

Öğretmenlik bir meslek olamamış, anlatma eyleminin kıskacından kurtulamamıştır.

Eğitimin tüm paydaşlarının öğrenmenin ve başarının bu yolla gerçekleştiğine inandığını söyleyebiliriz. Bu cevaplar esasici eğitimin yansımalarıdır. Ama o paydaşlara nasıl bir eğitim anlayışına inandıkları sorusunu sorsak büyük bir olasılıkla paydaşlar “öğrenciyi merkeze alan, gerçek yaşamla eğitim yaşamını örtüştüren, öğretmenin rehber olduğu, öğrencinin süreçte aktif olduğu, etkinliklerle öğrenmenin gerçekleştiği bir eğitime inanıyoruz” gibi cevaplar verirler. Bu cevaplar, ilerlemeci eğitim felsefesinin temellerini oluşturmaktadır. Eğitim paydaşlarının eğitim felsefesini betimlemeye yönelik yapılan araştırmalarda; öğretmen adayları, öğretmenler, yöneticiler çoğunlukla ilerlemeci bir eğitim anlayışına sahiptir. Veliler de eğitim ve ekonomik düzeyi arttıkça ilerlemeci bir eğitim anlayışına sahip olmaktadırlar. Ancak eğitim paydaşlarının uygulamaları incelendiğinde, öğrenmenin hâlâ bilgiyi aktarma ve öğretmenin merkezde olduğu bir yapıda gerçekleştiği görülmektedir. Bu yaklaşım, tutarsızlık yaratmaktadır. Bu da ikiyüzlü durumu ortaya çıkarmaktadır.

Tam olarak, paydaşları bu ikiyüzlüğe iten sebepler nelerdir?

Türkiye’de bu ikiyüzlülüğe iten sebep, öğrencilerden beklentilerimizdir. Modernleşme sürecinde eğitim, toplumsal hareketlilikte önemli bir güç kaynağı olmuştur. İnsanların eğitim düzeyi artıkça, anne babaların çocuklarından eğitimle ilgili beklentileri de artmıştır. Çocuklarından eğitim sürecinde başarılı olmalarına yönelik motivasyona sahip olmuşlardır. Aynı zamanda 12 yıllık zorunlu eğitim süreci, ilkokuldan ortaokula geçiş hariç kademeler arasında geçiş sınavları sebepler arasında sayılabilir. Hatta ilkokuldan ortaokula geçişte örtük bir şekilde bursluluk sınavı adı altında kademeler arasında geçiş sınavları yapılmaktadır. Bu sınavın oluşturduğu ve manipüle ettiği önemli bir ekonomik rant vardır. Örneğin Türkiye’de satılan her 100 kitaptan yaklaşık 47’si yardımcı ders kitaplarıdır. Bu sınavlarda başarılı olmaya yönelik oluşturulan öğretim kursları, özel dersler, kulüpler altında eğitim çalışması yapan yapılar vardır. Buradaki finansal değere yönelik sağlıklı bir veri yoktur.

Sınavların esir aldığı bu düzende çocuklardan beklenen başarılı olmalarıdır. Çocuklarımızın bu sınavlarda başarılı olmalarına yönelik tüm paydaşların ortak inançları vardır. Şimdi sizlere “çocuklar bu sınavlarda nasıl başarılı olmalıdır?” diye bir soru sorsam;

Günde 300 vb. soru çözmelidir,

Bol bol tekrar yapmalıdır,

Eksik bilgilerini tespit etmeli ve eksik bilgilerle ilgili okumalar ve dinlemeler gerçekleştirmelidir,

Eksik bilgilerle ilgili sorular çözmelidir diye cevaplar verme olasılığınız çok yüksek.

Bu inanç, Türk eğitim sistemini esir almıştır. Programlar hangi eğitim felsefesine dayanırsa dayansın bizi bu esaretten kurtarması çok zordur.

Sınavlar önemli bir rantın sebebi olmuştur. Aynı zamanda farklı yapıların eğitime müdahale kanalı haline gelmiştir.

Hatta bu esareti, MEB bünyesinde yapılan ekstra kurslar (İYEP, DYK vb.), deneme sınavları, belediyeler gibi kimi kamu kurumlarının yaptığı bazı eğitsel çalışmalar, kimi sivil toplum ve dini cemaatlerin gerçekleştirdiği kurslar perçinlemekte ve esaretin sürdürülmesine katkı sağlamaktadır. Anne babalar, adeta yangına körükle giden bir tutum sergilemektedir. Gelir düzeyi yeterli olan veliler, özel dersler, kurslar vb. gibi yöntemlerle oluşturulan eğitsel esaret durumunu kuvvetlendirmektedir. Bunun yanında bazı ulusal gazeteler deneme sınavları bile dağıtmaktadır. Bu, toplum olarak tam bir paranoya durumu... Düşünsenize; geçen seneye kadar ortaokullarda proje sınıflarında resim, müzik ve beden dersleri azaltılmıştı. Hatta bazı uygulamalar da programlardan kaldırılmıştı. Bu yıl bazı okul türlerinde devam etmesi muhtemeldir. Ne yazık ki HALA sanatsız, sporsuz bir eğitim olabileceğini düşünüyoruz.

Son olarak bu paranoya durumundan nasıl kurtulabiliriz?

Bu durumdan bilimin bize sunduğu bilgilerle kurutulabiliriz elbette. Türkiye, eğitim bilimlerinde dünyada bilgi üretmede son yıllara kadar 11. sıradaydı. Bilim, sınava ve ezbere dayalı bir eğitim anlayışının zihinsel becerileri körelttiğini söylüyor. Biz tüm kurumlarımızla ve kaynaklarımızla bu köreltme işini yapıyoruz. Biz niçin sınav yapıyoruz? LGS ve YGS sınavlarında ortalama %3’e giren öğrencileri belirlemek için... Yükseköğretim, üniversite eğitimi almak isteyen her bireye açık hale gelmiştir. Üniversite kontenjanlarının doldurulamadığı süreci yaşıyoruz. Başka bir yönü ile üniversiteler fiili olarak işlevsiz hale gelmeye başladı. Çünkü üniversite mezunu bireylerin yaklaşık %57’si ortaokul ve ilkokul mezunlarının yapabileceği düşük nitelikli veya nitelik gerektirmeyen işler yapıyor. Tüm bu sebeplerden dolayı ‘hangi üniversiteden ve hangi bölümden’ eğitim alabilme daha önemli hale gelmeye başladı. Lise düzeyinde ise Fen Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi ve bazı liselerde eğitim alabilecek öğrencileri belirlemek için sınav yapıyoruz. Bu eğitim kurumlarına, genele göre çok az sayıda öğrenciyi seçebilme adına, 12 yıllık eğitimi sınav odaklı bir süreç haline getirdik. Çocuklarımızı okumaya geçer geçmez yardımcı ders kitapları, deneme testleriyle soru havuzlarında boğulacak hale getiriyoruz. Bakanlığın bunu yasaklama adına yaptığı tüm uygulamalar maalesef başarısız oluyor.

Eğitim bilimlerinin bilgi birikimine güvenmeliyiz.

Sonuç olarak Cumhuriyet tarihi boyunca eğitim programlarımızın dayandığı felsefe, ilerlemecilik ve yeniden kurmacılık olmasına rağmen eğitim uygulamaları esasiciliği yansıtmaktadır. Tasarlanan eğitim programları uygulanamamıştır. Günümüzde teknolojik gelişmeler, nörobilimin ürettiği bilgiler, transhümanist hareketler kapsamında okul ve eğitimle ilgili tartışmaların çok farklı düzlemlerde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu konuyu kapsam dışı tutarak en kısa sürede hayata geçirilebilecek uygulamaların şu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum: Eğer belli bir grup öğrenci seçilmesi gerektiğini düşünüyorsak, bilimin ortaya koyduğu tanıma süreçlerine göre bir seçme sistemi kurabiliriz ya da kademeler arasında sınavı kaldırabiliriz. Elbette, bu önerinin hayata geçirilemeyeceğini düşünenler olabilir. İçimizden bir ses, torpil gibi adaletsiz uygulamaların devreye gireceğini ve sistemin güvenilir olmayacağını söyleyebilir. Ancak tüm bu kuşkulardan bağımsız olarak, Türk eğitim sistemi böyle bir yapıyı kurma potansiyeline sahiptir. Bu paranoya durumundan kurtulmak için neler yapabiliriz sorusunu kısaca özetlersek;

Programın öngördüğü felsefenin sahada etkili biçimde uygulanabilmesi için öncelikle gerekli altyapı oluşturulmalı,

İnsan kaynağı, bu felsefeye uygun bilgi ve becerilerle donatılmalı,

Ayrıca eğitim uygulamalarında bu felsefeden kesinlikle ödün verilmemelidir.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...

Durumu takip etmeye devam edin, SonTurkHaber.com her zaman en yeni haberleri sunuyor.
seeGörüntülenme:114
embedKaynak:https://halktv.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 27 Temmuz 2025 05:06 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

WhatsApp çeviri özelliği çıktı: iOS ve Android’de nasıl kullanılır? WhatsApp’ın çeviri özelliği nedir, nasıl çalışır? İşte detaylar Teknoloji Haberleri

24 Eylül 2025 21:35see193

Son Dakika İhracatçılar Meclisi Başkanı Gültepe nin evine şafak baskını

24 Eylül 2025 14:20see179

Suriye Cumhurbaşkanı Şara’dan SDG’ye son uyarı: Türkiye’nin askeri operasyonu gündemde Bülent Orakoğlu

24 Eylül 2025 04:04see168

AK Parti seçimin iptali için dava açtı! Gerekçeler belli oldu! Böylesi daha önce görülmedi

24 Eylül 2025 08:09see162

EMEKLİ PROMOSYON KAMPANYASI GÜNCELLENDİ! Eylül 2025 emekli promosyon veren bankalar hangisi ve ne kadar veriyor? İşte bankaların güncel promosyon ödemeleri

24 Eylül 2025 15:24see161

Trump İslam ülkeleri ve Trump Avrupalılar! İki fotoğrafta büyük fark

24 Eylül 2025 15:45see160

Karşıyakalı futbolculara prim dopingi Futbol Haberleri

24 Eylül 2025 11:56see157

Almanya’dan gelen öğrenciler Demirören Medya ve Teknoloji MTAL i ziyaret etti

24 Eylül 2025 15:02see157

Fenerbahçe Seçiminde Lokma Dağıtımı

24 Eylül 2025 18:03see156

AB, Apple, Google ve Microsoft a finansal dolandırıcılığı sordu

24 Eylül 2025 16:18see148

Ahmed Şara ile Volodimir Zelenskiy bir araya geldi Dış Haberler

25 Eylül 2025 01:18see142

İran: İsrail ve ABD nin saldırılarında hasar gören nükleer tesisler yeniden inşa edilecek

24 Eylül 2025 13:18see125

Mahmut Tanal KYK krizi için 4 maddelik çözümü açıkladı

25 Eylül 2025 09:13see123

Eskişehir haberleri Eskişehir de 5 kişiyi bıçaklayan 18 yaşındaki saldırganın cezası belli oldu 24 Eylül 2025

24 Eylül 2025 14:59see123

Gariban emekçiye bu yapılır mı? Feryatları bütün mahalleyi inletti

24 Eylül 2025 18:03see122

Türkiye Yüzyılı Buluşmaları AK Parti İstanbul İl Başkanlığı nda yapıldı

24 Eylül 2025 16:24see118

Ragasa alarmı! Çok sayıda kişi hayatını kaybetti

24 Eylül 2025 07:30see118

Etikette 72 kasada 169 lira: Müşteri fark ederse

25 Eylül 2025 00:02see117

Patronların kararı yeni yıla ertelendi Sözcü Gazetesi

24 Eylül 2025 04:49see115

Van da dehşet: Anne ve iki oğlu kavgada yaşamını yitirdi

24 Eylül 2025 23:56see114
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları