Modanın ikonik parçaları müzayedelerin yıldızı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Müzayedelerden yükselen “Satıyorum, sattım” sesleri sadece sanat eserlerini veya antikaları değil, hafızamızda yer eden popüler kültür sahnelerini de yeni hikâyelere taşıyor. Moda dünyası geçen haftalarda bunun çok çarpıcı iki örneğini yaşadı: Önce Prenses Diana’nın hastane ziyaretlerinde giydiği, İngiltere halkı arasında ‘şefkatli elbise’ olarak bilinen elbisesi 520 bin dolara satıldı. Ardından Hermès’in 1984’te Jane Birkin için hazırladığı çanta 8,6 milyon euroya alıcı buldu. Ancak onlar, müzayedelerde yıldızlaşan ilk moda parçaları değil, son da olmayacak. Kimi bir film sahnesinde giyildi, kimi bir müzik klibinde, kimi de bir doğum günü kutlamasında... Hepsi bir obje olmanın çok ötesine geçerek kendi çağının ruhunu içinde taşıdı ve zamanla koleksiyonerlerin ilgi odağı haline geldi. Moda tarihinde iz bırakan bu satışlara göz atalım.
Dünyanın en ünlü çantası
�
Hikâye 1981’de Paris’ten Londra’ya uçan Jane Birkin’in çantasındakileri yanlışlıkla yere dökmesiyle başlıyor. O sırada yanında oturan Hermès’in CEO’su Jean-Louis Dumas, Birkin’e “Cepleri olan bir çanta almalısınız” dediğinde Birkin’in cevabı “Neden Hermès Kelly’den daha büyük fakat Serge’nin (Gainsbourg) bavulundan daha küçük bir çanta yapmıyorsunuz” oluyor. İlk çizimleri o uçak yolculuğunda ortaya çıkan çanta modeli, günümüzde bir aksesuar olmaktan ziyade yatırım, tasarım ve prestij üçgeninin kesiştiği bir kutsal obje gibi. Sotheby’s Paris’teki müzayedede çantanın yeni sahibi olan Shinsuke Sakimoto “Bu bir yatırım değil, global kültür mirasının korunması için atılan bir adım” sözleriyle tanımlıyor hamlesini. Çanta, 8,6 milyon euroluk satış fiyatıyla dünyada lüksün somutlaşmış değerinin vardığı zirve gibi.
Hepburn’ün zarafeti
Hubert de Givenchy tarafından ‘Tiffany’de Kahvaltı’ filmi için tasarlanan elbise, Audrey Hepburn’ün benzersiz zarafetinin simgesi oldu ve dünyanın dört bir yanında yaşayan her yaştan kadının gardırobuna küçük siyah bir elbise girmesini sağladı. 2006’da Christie’s müzayedesinde 923 bin dolara satıldı.
Newman’ın saati
Bazı saatler sadece zamanı göstermez onu durdurur. Paul Newman’ın yıllarca bileğinden çıkarmadığı Rolex Daytona modeli 2017’de 17,8 milyon dolara alıcı buldu ve bu satış yüksek saatçilik dünyasında da yeni bir sayfa açtı.
Monroe’nun ışıltısı
1962’de John F. Kennedy’nin doğum gününde sahneye çıkıp adeta fısıldayarak ‘Happy Birthday, Mr. President’ şarkısını seslendiren Marilyn Monroe’nun kristallerle kaplı elbisesi, o dönemden bugüne uzanan en ışıltılı izlerden biri. Bob Mackie’nin çizdiği bir eskizden ilhamla Jean Louis tarafından tasarlanan elbise 2016’da 4,8 milyon dolara Ripley’s Believe It or Not! müzesine satılarak rekor kırdı ve 2022 yılındaki Met Gala’da Kim Kardashian tarafından da giyildi.
Çöpten kurtarılan efsane
‘Rüzgar Gibi Geçti’ filminde Scarlett O’Hara karakterini canlandıran Vivien Leigh’in giydiği ikonik elbise sinema tarihinin unutulmaz görsel referanslarından. Üstelik bu elbisenin kaderi de zorluklara rağmen yıllarca zarafetle ayakta kalabilen Scarlett karakterine benziyor. Filmden yıllar sonra bir kostüm deposundan yalnızca 20 dolara satın alınan, yani bir anlamda çöpten kurtarılan elbise titizlikle restore edildi. 2012’de Debbie Reynolds’ın koleksiyonundan açık artırmaya çıkarıldı ve 4,6 milyon dolar gibi iddialı bir fiyata satıldı.
Gaga’nın platformları
Alexander McQueen’in 2010 İlkbahar/Yaz koleksiyonu için tasarladığı Armadillo ayakkabı, sınırları zorlayan bir tasarım olarak moda tarihine geçti. Lady Gaga’nın gardırobuna girdiği anda da pop kültürüyle bütünleşti. Gaga’nın kliplerinde ve kırmızı halıda birçok kez giydiği ayakkabılar onun özgün duruşunu güçlendiren platformlar gibi. 2015’te Sotheby’s’te düzenlenen müzayedede 295 bin dolara alıcı buldu.
Michael’ın devrimi
Pop müziğin ikonik ismi Michael Jackson’ın ‘Thriller’ şarkısının klibinde giydiği kırmızı vatka detaylı, simetrik fermuarlı ceketi sadece bir stil tercihi değil, aynı zamanda pop müziğin görsel devrimi olarak da anılıyor. Bu efsanevi tasarım 2011 yılında 1,8 milyon dolara satılarak moda koleksiyonerliği kavramına adeta yön verdi.
Prensesin şefkat timsali
Diana’nın stil dili her zaman dikkat çekici oldu ama bazı elbiseleri var ki hem resmi hem de mütevazı olmayı başararak onun kraliyetle halk arasındaki stratejik konumunu sağlamlaştırdı. Bellville Sassoon imzalı mavi, çiçek desenli elbisesiyse kesinlikle bu tasarımların başında geliyor. Yıllar içinde prensesin nahif yaklaşımını simgeleyen görsel bir kimlik haline gelen bu tasarım, Diana onu özellikle çocuk hastanelerine yaptığı ziyaretlerde giydiği için İngiltere halkı arasında ‘şefkatli elbise’ olarak da anılıyor. Geçen günlerde Julien’s Müzayede Evi tarafından satışa çıkarıldı. 1990’lara ait bu hatıra 520 bin dolara alıcı buldu.
Jordan’ı zafere taşıdı
1998 yılındaki NBA Finalleri’nde, Michael Jordan’ın giydiği spor ayakkabılar sneaker kültürünün koleksiyon nesnesine dönüşmesinin en güçlü örneği oldu. 2023’te 2,2 milyon dolara satıldı. Ne de olsa üzerindeki çiziklerde bir zafer hikâyesi yazıyor.


