MOSSAD, Tahran ın kalbine nasıl sızdı, Yükselen Aslan Operasyonu na nasıl hazırlandı? Kapılarının altından mektuplar atıldı Oyun alanı benzetmesi ve...

İsrail uçaklarının İran'daki nükleer ve askeri hedefleri vurmaya başlamasından çok önce, İsrail ordusuna mensup gizli komando ekipleri, çok sayıda silahlı dron ve sıradan görünümlü otomobillere yerleştirilmiş patlayıcılar, İran'ın dört bir yanında saklandıkları noktalardan çıkıp uyuyan hedeflere doğru ilerlemeye başlamıştı.

İsrail'in hedefleri arasında ordunun üst düzey isimleri, İran'ın nükleer programında görev alan önemli bilim insanları ve Devrim Muhafızlarının liderleri bulunuyordu. Nitekim gün içinde hem İsrail hem de İran makamlarından yapılan açıklamalarda, İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile ülkenin nükleer programının beyin takımındaki önemli isimlerin öldürüldüğü doğrulandı.

İran'dan gelen açıklamalar da MOSSAD ajanlarının ülkeye sızmış olduğunu bir şekilde doğruluyor. Son olarak bugün ülke basınında yer alan haberlerde iki MOSSAD üyesinin Elburz bölgesinde gözaltına alındığı bildirildi. Haberlerde istihbaratçıların, patlayıcı ve elektronik cihazları hazırlarken yakalandığı belirtildi. Öte yandan dün Devrim Muhafızları'na bağlı istihbarat biriminin Telegram üzerinden yaptığı bir açıklamada, "MOSSAD'la iş birliğinin en ağır yasal cezayla sonuçlanacağı", İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını desteklediği düşünülen her türlü bilgi akışına idam cezası uygulanacağını bildirildi. Son olarak 28 Mayıs günü Pedram Medeni isimli İranlı MOSSAD ajanı olma suçlamasıyla idam edilmişti. Medeni, "Mossad adına casusluk yapmak", "gizli bilgileri güvenli iletişim sistemleri aracılığıyla MOSSAD görevlisine iletmek", "Brüksel'deki İsrail Büyükelçiliği'ni ziyaret etmek" ve "casusluk faaliyetleri kapsamında İsrail'e seyahat etmek" iddialarıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından suçlu bulunmuştu.

APARTMAN DAİRELERİ PATLAYICI YÜKLÜ DRONLARLA VURULDU

Operasyon konusunda doğrudan bilgi sahibi olan üst düzey bir İsrailli güvenlik yetkilisinin The Washington Post'a verdiği bilgiye göre, hedef olan isimlerin birçoğu saldırıların başladığı dakikalarda "evlerinde uyuyordu".

Nitekim uluslararası ajansların sonraki günlerde yayımladığı fotoğraflarda da patlayıcı yüklü dronların ve diğer silahların, Tahran'ın göbeğinde bulunan çok katlı apartmanlardaki dairelerin duvarlarına açtığı dev delikler dikkat çekti.

Yetkililer, Yükselen Aslan Operasyonu'nun İran topraklarına haftalar hatta aylar önce sızmış olan İsrailli istihbarat ekiplerinin ve gizli silah depolarının harekete geçmesi sayesinde gerçekleştirildiğini vurguladı.

"HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLDUĞUMUZ YERLERDE BULUNUYORLARDI"

Üst düzey İsrailli yetkili The Washington Post'a yaptığı açıklamada, "hedefli saldırıların Devrim Muhafızlarının ve İran rejiminin karar alıcılarını öldürmeye yönelik saldırı planının ilk dalgası" olduğunu vurguladı. Yetkili, "Hedefteki İranlılar, hakkında bilgi sahibi olduğumuz yerlerde bulunuyorlardı" dedi.

İran, 2010'ların başından bu yana nükleer programında çalışan bilim insanlarına yönelik suikastlarla ilgili İsrail'i suçluyor.  Hatta 2015'te dönemin İsrail Savunma Bakano Moşe Yaalon, "İsrail'in İran'ın nükleer bilimcilerinin ömür beklentisinden sorumlu tutulamayacağını" söylemiş ve bu suçlamaları üstü kapalı olarak kabul etmişti. 2007-2012 yılları arasında İsrail Tahran yakınlarında beş gizli suikast düzenledi. Uzaktan kumandalı patlayıcılar ve makineli silahlarla gerçekleştirilen bu suikastlardan sadece Feridun Abbasi sağ çıkabildi. Abbasi geçen ay İran devlet medyasına yaptığı açıklamada, nükleer üretim tesislerine yapılacak saldırıların etkisinin sınırlı olacağını söylemiş ve "Tesislerimiz ülkenin her yanına yayıldı. Üretim tesislerini hedef almaları bizim takvimimizi etkilemez çünkü nükleer malzemelerimiz yerin üstünde depolanmıyor" demişti. Abbasi cuma günü öldürülen bilim insanlarından biri oldu.

SON AŞAMALAR NÜKLEER GÖRÜŞMELER SIRASINDA HAYATA GEÇİRİLDİ

Cuma sabaha karşı düzenlenen saldırıların MOSSAD'ın liderliğindeki "çok aşamalı bir operasyonun" parçası olduğunu vurgulayan ikinci bir İsrailli yetkili ise "Operasyon son aylarda hızlandı ancak uzun süredir devam ediyordu ve cesur bir planlama ve taktiksel kandırma sürecinin sonucuydu" diye konuştu.

Hazırlık sürecinin son aşamalarının ABD ile İran arasında yürütülen nükleer müzakereler esnasında hayata geçirildiğini belirten ikinci yetkili bu noktada, MOSSAD ajanlarının İran'a büyük miktarda özel silah kaçırdığını, bu silahları ülkenin çeşitli noktalarına konuşlandırdığını ve belirlenen hedefe doğru ateşlediğini" dile getirdi.

NÜKLEER PROGRAM NASIL ETKİLENECEK?

The Washington Post'a konuşan Batılı güvenlik yetkilileri, operasyonun stratejik etkisinin ve İran'ın nükleer programının aldığı darbenin boyutunun ancak günler hatta haftalar sonra anlaşılabileceğini vurguladı.

İsrail ve bazı Batılı kurumlar, İran'ın nükleer programının amacının nükleer silah geliştirmek olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Tahran yönetimi ise bu iddiaları kesin bir dille yalanlayarak, nükleer programın barışçıl amaçlarla yürütüldüğünün altını çiziyor.

Bununla birlikte, The Washington Post'un haberinde, ülkenin önde gelen isimlerinin yıllardır çatışma içinde olduğu bir düşman tarafından aynı anda öldürülmesinin, İran'ın askeri ve bilimsel liderlerini korumaktaki zaafına işaret ettiği yorumu yapıldı.

"KAPILARININ ALTINDAN MEKTUPLAR ATILDI…"

Gazeteye konuşan İsrailli yetkililer, İran'ın lider kadrolarını hedef alan bu hamlelerin devam edeceğini belirtti. İlk yetkili MOSSAD'ın öldürülen isimlerin yerine geçmesi beklenen ikinci kademe komutanlara ve rejim yetkililerine mesajlar gönderdiğini ifade ederek, "Bazılarının kapılarının altından mektuplar atıldı, bazıları telefonla arandı, bazılarının eşlerine telefon aramaları gitti. Bu mesajların amacı nerede olduklarını ve onlara erişebilir durumda olduğumuzu net bir biçimde ortaya koymaktı" dedi.

2018 yılı başlarında İsrail, İran'ın nükleer arşivini Tahran'dan çalmayı başardı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs'te canlı yayınlanan basın toplantısında, 55.000 sayfalık belgenin ellerinde olduğunu tüm dünyaya duyurdu. İran, Netanyahu'nun açıklamalarını "çocukça" ve "gülünç" diye nitelendirse de arşivin ele geçirilmesi, MOSSAD'ın İran'daki manevra alanının ne kadar geniş olduğunu gözler önüne serdi. İsrail'in operasyonu sonucunda dönemin Trump yönetimi, İran'la varılacak olan nükleer anlaşmadan çekildi.

MOSSAD VE İSRAİL ORDUSU BİRLİKTE ÇALIŞMIŞ

İsrailli yetkili "ortadan kaldırma operasyonları" olarak nitelendirdiği saldırıların, Mossad'ın Yükselen Aslan Operasyonu'ndaki görevlerinden sadece biri olduğunu belirtti. Yetkili, MOSSAD'ın "yıllardır İsrail ordusuyla omuz omuza çalışarak" İran'ın önemli liderleri hakkında dosyalar hazırladığını, bu dosyalarda sığınakların ve konutların konumları dahil birçok önemli detay bulunduğunu söyledi.

Kasım 2020'de İsrail, İran'ın nükleer programının başındaki isim olan Muhsin Fahrizade'ye bir suikast düzenledi. Üç araçlık eskort eşliğinde eşiyle birlikte kurşun geçirmez bir araçta yolculuk yapan Fahrizade, hayatını kaybetti. İran devlet medyası saldırının uzaktan kumandalı bir makineli tüfekle gerçekleştirildi. Çok büyük bir hassasiyet isteyen operasyon, MOSSAD'ın Fahrizade'nin günlük rutinine ne denli hâkim olduğunu göstermiş oldu.

FÜZE RAMPALARININ YAKININA PATLAYICI DRON ÜSSÜ

İkinci İsrailli yetkili, MOSSAD komando birimlerinin son dönemde İran'ın yerden ateşlenen füze bataryalarının yakınlarındaki "açık alanlarda hassas tahrikli silah sistemleri" konuşlandırmaya başladığını, bu sayede İran'ın uçaksavar sistemlerinin etkisiz hale getirilmesinin amaçlandığını belirtti.

Yetkili, MOSSAD'ın ayrıca İran'ın kalbinde bir "patlayıcı dron üssü" kurduğunu, buradaki silahların hedefinin Tahran yakınlarındaki Esfajabad Üssü'ndeki füze rampaları olduğunu da sözlerine ekledi.

Bundan birkaç hafta önce Ukrayna da benzer bir operasyon gerçekleştirmiş, nakliye konteynerlerine yerleştirilen silahlı dronların düzenlediği saldırılar Kremlin'i şoke etmiş ve korunmasız pistlerde bulunan Rus askeri uçaklarını kullanılamaz hale getirmişti.

FÜZE TAŞIYAN KAMYONLAR HEDEF ALINMIŞ

Habere göre, MOSSAD, İsrail jetlerine karşı kullanılabilecek diğer hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmek için de "çeşitli araçlara gizli saldırı sistemleri ve gelişmiş teknolojiler" yerleştirdi. Bu silahların amacı da uzaktan patlatıp hava savunma sistemlerine zarar vermekti.

Birinci İsrailli yetkili, operasyonun bu ayağıyla ilgili bazı ayrıntıları da açıkladı. Yetkili burada hedefin İran füzelerini fırlatma rampalarına taşıyan kamyonlar olduğunu belirterek, "Ortadan kaldırdığınız her kamyonda, dört füzeyi de ortadan kaldırmış oluyorsunuz" dedi.

"Iranist" isimli bültenle tanınan Washington Enstitüsü araştırmacısı Holly Dagres, İsrail'in İran'ın en iyi korunan sırlarına sızmayı başardığını, bu sayede İran'da durdurulamaz bir güç haline gelip en üst düzey yetkilileri ve en hassas noktaları vurabildiğini belirtti. CNN International'a konuşan Dagres, "MOSSAD yıllardır İran'ı kendi oyun alanına çevirmiş durumda. Nükleer programın liderlerine yönelik suikastlardan nükleer tesisleri hedef alan sabotajlara kadar pek çok detayda, İsrail Nisan 2024'ten bu yana karşılıklı saldırılarla açıktan sürdürülen bu gölge savaşta üstünlüğün kendisinde olduğunu defalarca kanıtladı" dedi.