MSB: SDG, Suriye ordusuna entegrasyon sürecine uymalı
Dha sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, son bir haftada yapılan faaliyetlere ilişkin Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı'nda (EDOK) basın bilgilendirme toplantısı düzenledi. Tuğamiral Aktürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin devam eden operasyon, arama tarama ve sınır güvenliği faaliyetlerine ilişkin, "Son bir hafta içerisinde; 1 PKK'lı terörist daha teslim olmuş, sınırlarımızda ve ötesinde arazi arama tarama, mağara, sığınak, barınak ile mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha çalışmalarına devam edilmiş, teröristlere ait ele geçirilen çok sayıda silah, mühimmat ve muhtelif malzeme kullanılamaz hale getirilmiştir. Ayrıca, Suriye harekat alanlarındaki Tel Rıfat ve Menbic'de imha edilen tünel uzunluğu 580 kilometreye ulaşmıştır" dedi.

Hudut güvenliğine değinen Tuğamiral Aktürk, "Cumhuriyet tarihimizin en yoğun ve etkin tedbirleri ile korunan hudutlarımızda ise son bir hafta içerisinde, 4'ü terör örgütü mensubu olmak üzere 326 şahıs yakalanmış, 1 Ocak'tan bugüne kadar yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı, 5 bin 834 olmuştur. Son bir haftada engellenen 861 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 47 bin 718'e ulaşmıştır. Yine, bu hafta içerisinde Van ve Hatay hudut hatlarında yapılan arama tarama faaliyetlerinde toplam 42 kilogram uyuşturucu madde ele geçirilmiştir" diye konuştu.

'ULUSLARARASI BASKI VE YAPTIRIMLARIN ARTIRILMASI GEREK'
Aktürk, İsrail'in saldırılarına da değinerek, "Öte yandan, Gazze'de bebeklerin, çocukların, kadınların, yaşlıların katledildiği ve açlıktan öldüğü mezalimi acımasızca devam ettiren İsrail, soykırım suçu işleyerek dünyanın gözü önünde en temel insani değerleri hiçe saymaktadır. Söz konusu katliamın durdurulamaması, uluslararası toplum için izah edilemez bir hal almıştır. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplumun bu süreçteki yetersizliği derin bir hayal kırıklığına yol açmaktadır. Ateşkesin sağlanması ve iki devletli çözüm temelinde adil ve sürdürülebilir barışı tesis edecek adımların atılması için uluslararası toplumun baskı ve yaptırımlarını artırması gerekmektedir. Filistin halkının yaşadığı mezalim karşısında Birleşmiş Milletler'in adaletin tesisinde aktif rol oynamasının sağlanması için ülkeleri harekete geçmeye çağırıyoruz. İşgali genişletme zeminini hazırlamak maksadıyla Filistinlileri Gazze'den tehcire zorlamayı hedefleyen İsrail'in sinsi planlarını şiddetle reddediyoruz. Ayrıca, uluslararası hukuku hiçe sayarak bölge ülkelerine karşı zorbaca saldırılar düzenleyen; bölgesel barış, güvenlik ve istikrarı yok etmeyi kendisine düstur edinen İsrail'in derhal bu tavrından vazgeçmesini bekliyoruz" dedi.

'4'ÜNCÜ T-70 HELİKOPTERİ ENVANTERDE'
Tuğamiral Aktürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine alınan yeni ürünlere ilişkin, "Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda; BAYRAKTAR TB-3 SİHA ile İLTER J-350 karıştırma sistemi muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanarak envantere alınmıştır. Ayrıca, genel maksat helikopteri projesi kapsamında 4'üncü T-70 helikopteri muayene ve kabul faaliyetleri sonrası Hava Kuvvetlerimizin envanterine girmiştir. Öte yandan; dünyanın en iyi savunma sanayi şirketlerinin yer aldığı 'Defence News Top 100' listesinde yükselerek yerini sağlamlaştıran Bakanlığımıza bağlı ASFAT ve Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketimiz ile ASELSAN, TUSAŞ ve ROKETSAN'ı kutluyor, savunma sanayimize güç katan ve bizleri gururlandıran çalışmalarında başarılar diliyoruz" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, insani yardım faaliyetlerine destek vermeyi sürdürdüğünü kaydeden Tuğamiral Aktürk, "Afganistan'da meydana gelen deprem sonrası AFAD ve Kızılay tarafından hazırlanan yardım malzemeleri Hava Kuvvetlerimize ait A-400M uçağımız ile 3 Eylül'de Afganistan'a ulaştırılmıştır. Bu vesileyle dost ve kardeş Afgan halkına başsağlığı, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Diğer taraftan 4 Ağustos'ta Marmara Denizi'nde kaybolan iş insanının naaşı, 3 Eylül'de Deniz Kuvvetlerimize ait TCG Alemdar ve TCG Işın arama kurtarma gemilerimizin ROV cihazları ile 90 saat ve dalgıçlarımızın 12 saatlik dalışları ile yapılan ortak çalışmaları sonucunda çıkarılarak Sahil Güvenlik ekiplerine teslim edilmiştir" dedi.

'ALGI OPERASYONLARI MİLLETİMİZİN BİRLİĞİNİ HEDEF ALMAKTADIR'
Aktürk'ün sunumu sonrası bakanlık kaynakları, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakanlık kaynakları, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Anıtkabir'de gerçekleştirilen törene ilişkin, dezenformasyon çalışmaları yürütüldüğünü belirterek, "Basında ve sosyal medyada; Cumhuriyetimizin kurucusu, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir'de, 30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle düzenlenen törende yapay zeka ürünü fotoğraflarla generallerin arandığı, törene katılmak üzere aileleriyle birlikte gelen askeri personelin içeri alınmadığı iddiaları ve 2019 yılında bir televizyon kanalında yayınlanmasının ardından Bakanlığımız ve şahsi olarak general/amirallerimiz tarafından derhal suç duyurusunda bulunulan ve dava süreci devam eden görüntülerin tekrar dolaşıma sokulması, Türk Silahlı Kuvvetlerimize yönelik itibarsızlaştırma ve sistematik bir dezenformasyon çabasıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerimize yönelik gerçek olmayan veya yıllar önce dava konusu olmuş konuların tekrar gündeme getirilmesi suretiyle yapılan algı operasyonları sadece ordumuzu değil, aynı zamanda devletimizin güvenliğini ve milletimizin birliğini hedef almaktadır" dedi.
Sosyal medyanın her geçen gün kirlendiğine ve tehlikeli bir hal aldığına dikkat çeken kaynaklar, "Halkımız sosyal medya üzerinden yapılan veya yapılmaya çalışılan algı oyunlarına karşı dikkatli ve ihtiyatlı olmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; anayasa ve yasalarla kendisine tevdi edilen görevleri, milli güvenliğimizin teminatı olarak, büyük bir azim ve kararlılıkla yerine getirmeye devam edecektir" açıklamasında bulundu.

'UÇAĞIMIZ TEHLİKELİ DURUMA SOKULARAK TACİZ EDİLMİŞTİR'
Bakanlık kaynakları, Türkiye'ye ait iki F-16 savaş uçağının, Rodos ile Meis arasında uçuş planı sunmadan hareket ederek, Atina-FIR hattını ihlal ettiğine yönelik Yunan basınında yer alan iddialara ilişkin, "Ege ve Doğu Akdeniz'in uluslararası hava sahasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait uçaklar ile yıllardır deniz üzerinde düzensiz göçle mücadele ve tanımlanmış deniz resminin oluşturulması kapsamında deniz karakol uçuşları gerçekleştirilmektedir. Bu uçuşlar milli olduğu kadar NATO kapsamında icra edilmektedir. Bahse konu olay gününde de her zaman olduğu gibi Türk P-72 tipindeki deniz karakol uçağı, NATO uçuşu olarak hem NATO hem de Yunanistan makamlarının bilgisi içerisinde görevini icra etmiştir. Buna rağmen Yunanistan tarafından bu silahsız uçağımıza Girit/Kastellion meydanından kalkan silahlı 2 adet F-16 uçağı ile reaksiyon gösterilmiş ve önleme yapılmıştır. Bu reaksiyona ilave olarak, silahsız deniz karakol uçağımızın uçuş emniyeti ihlal edilmiş ve uçağımız tehlikeli duruma sokularak taciz edilmiştir. Bu durum karşısında Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait ani reaksiyon uçaklarımız tarafından, itidalli duruşumuz korunarak, istenmeyen olayların olmaması amacıyla uçaklar arasında gerekli ayrım sağlanmıştır" dedi.

NATO makamlarının olay sonrası bilgilendirildiğine dikkat çeken bakanlık kaynakları, "Bu olayın Yunanistan'ın son dönemde gerek söylemde gerek sahada attığı gerginliği artırıcı adımlarının yeni bir örneğini teşkil ettiği ve iki ülke arasında imzalanan 2023 tarihli Atina Bildirgesinin lafzı ve ruhuna aykırı olduğu değerlendirilmektedir. Türkiye olarak uzlaşmadan yana ve yapıcı yaklaşımımızı devam ettireceğiz. Amacımız bölgemizdeki olumlu atmosferin muhafaza edilmesi olup, bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğimizi vurgulamak isteriz" dedi.

'TÜRKİYE SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEK'
Bakanlık kaynakları, Suriye'deki son duruma ilişkin ise "SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmemesi Suriye'nin birlik ve bütünlüğü ile ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetlerimiz nettir. SDG terör örgütünün süreci sabote eden tavırlarına izin vermeyeceğimiz ve Suriye'nin yeni yönetimiyle iş birliği içinde terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimiz defalarca belirtilmiştir. SDG terör örgütü, Suriye ordusuna entegrasyon sürecine uymalı, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü eylem ve söylemden vazgeçmelidir. Türkiye bu sürecin takipçisi olmaya devam edecek ve gerektiğinde hem kendi güvenliği hem de Suriye'nin istikrarına katkı sağlamak için Suriye'ye her türlü desteği verecektir" ifadelerini kullandı.


