Muhalefet tepki göstermişti: Türkiye, İsrail’e karşı eylem planını bazı maddelere şerh koyarak imzaladı
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Türkiye, Lahey Grubu tarafından 15-16 Temmuz tarihlerinde Bogota'da yapılan ve İsrail'e karşı alınabilecek önlemlerin ele alındığı Lahey Grubu Olağanüstü Bakanlar Konferansı sonucunda kaleme alınan Ortak Bildiriyi, Birlemiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne (UNCLOS) atıfta bulunulan Bildiri'nin 2. ve 3. maddesine şerh koyarak imzaladı. Bildiride Türkiye'nin şerhi, "Türkiye Cumhuriyeti, Ortak Bildiride 10 Aralık 1982 tarihli 'Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne yapılan atıflarla bağlı değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu Ortak Bildiriye katılması, söz konusu Sözleşme'ye ilişkin mevcut hukuki tutumunda herhangi bir değişiklik doğurmayacaktır" ifadeleriyle belirtildi.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı çıkan 30 ülkenin temsilcileri Kolombiya'nın başkenti Bogota'da 15-16 Temmuz'da bir araya geldi. Türkiye'yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Zeki Levent Gümrükçü'nün temsil ettiği Lahey Grubu Olağanüstü Bakanlar Konferansı'nda İsrail'e karşı alınabilecek önlemler ele alındı. Ardından Ortak Bildiri yayımlandı.
İsrail'e karşı alınacak 6 maddelik önlemin yer aldığı Ortak Bildiride Türkiye'nin eylem planına katılmadığı yönündeki iddialar üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Toplantı sonunda yayımlanan Ortak Bildiride yer alan hususlardan bazıları, ülkemizin uluslararası hukuki yükümlülükleri bakımından kurumlararası eş güdüm gerektirmektedir. Bu çerçevede, Ortak Bildiriye katılım öncesinde ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın gerekli hazırlıkları tamamlaması icap etmektedir. Esasen, Ortak Bildiride zikredilen tedbirlerin tamamına yakını ülkemiz tarafından halihazırda uygulanmaktadır. Türkiye, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da Filistinlilerin haklarını koruyan her türlü girişimi en güçlü şekilde destekleyecektir" ifadelerine yer verilmişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 25 Temmuz'da katıldığı NTV yayınında, Ortak Bildirinin son imza tarihinin 30 Eylül olduğunu belirterek, Bildiride UNCLOS'a atıfta bulunan bir madde olduğunu ve Ege Denizi'ndeki statü sorunu çözülemediği için Türkiye'nin buna taraf olmadığını kaydetmişti.
3. maddede "UNCLOS dahil olmak üzere ilgili uluslararası hukuk kurallarına tam riayetle hareket edilmesi" öngörülüyorTürkiye'nin şerh koyduğu 2. madde, "Gemilerin İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı malzemeleri taşıma amacıyla kullanılma riskinin açıkça bulunduğu tüm durumlarda; kara sularımız ve limanlarımızın soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve diğer uluslararası hukuk ihlallerini mümkün kılan veya kolaylaştıran faaliyetlere aracılık etmemesini teminen; kendi yetki alanımızda, uygun olduğu hallerde, UNCLOS dahil olmak üzere ilgili uluslararası hukuk kurallarına tam riayetle, herhangi bir limanda gemilerin geçişine, demirlemesine ve hizmet almasına engel olunması" tedbirini öngörüyor.
3. maddede ise, "Bayraklarımızı taşıyan gemiler aracılığıyla İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı malzemelerin taşınmasının önlenmesi; bu yasağın ihlali halinde, bayraktan çıkarma dahil olmak üzere tam hesap verebilirliğin sağlanması; bu süreçte UNCLOS dahil olmak üzere ilgili uluslararası hukuk kurallarına tam riayetle hareket edilmesi ve İsrail'in İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki hukuka aykırı varlığının sürdürülmesine hiçbir surette yardım veya destek sağlanmaması" yönünde bir tedbir öngörülüyor.
"Türkiye'nin Ortak Bildiri'ye katılması, UNCLOS'a ilişkin tutumunda değişiklik doğurmayacak"Katılımcıların cezasızlık döneminin sona ermesi ve uluslararası hukukun, acil iç politika ve mevzuat yoluyla uygulanması konusunda oy birliğiyle mutabık kalındığı ve acil ateşkes çağrısının yapıldığı belirtilen söz konusu Bildiride, "Bu süreci başlatmak için, dünyanın dört bir yanından 13 ülke — Bolivya, Kolombiya, Küba, Endonezya, Irak, Libya, Malezya, Namibya, Nikaragua, Umman, Saint Vincent ve Grenadinler, Güney Afrika ve Türkiye-İsrail'in Filistin'deki yıkım kampanyasıyla olan suç ortaklığı bağlarını koparmak için iç hukuk ve idari sistemleri aracılığıyla altı önlemi derhal uygulamaya koymayı taahhüt ettiler ve 20 Eylül tarihini, 80. BM Genel Kurulu ile aynı zamana denk gelecek şekilde, diğer devletlerin de onlara katılmaları için belirlediler. Şu anda dünya çapında başkentlerle istişareler devam etmektedir" denildi. Bildirinin en sonunda Türkiye'nin şerhi, "Türkiye Cumhuriyeti, Ortak Bildiride 10 Aralık 1982 tarihli 'Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne yapılan atıflarla bağlı değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu Ortak Bildiriye katılması, söz konusu Sözleşme'ye ilişkin mevcut hukuki tutumunda herhangi bir değişiklik doğurmayacaktır" ifadeleriyle belirtildi.


