Murat kardeş, eski patronun Uzan’a bak, sonunu tahmin et!
Haber7 sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Dün Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında açılmış ceza davasının ilk duruşması vardı..
Ahmet bey kendisini şöyle savundu:
“Van’dan gelmiş bir Kürt olarak, yönetici olmamı hazmedemeyenler yüzünden buradayım.”
Ekrem kardeşi ne diyordu:
“Cumhurbaşkanı adayı olmam sebebi ile tutuklandım.”
Savunmaları test edelim..
Van’dan gelmiş Kürtlerden ülkemizde hiç yönetici yok ise, belediye başkanı yok ise..
Var olanların hepsi de tutuklanıyorsa.
Savunma doğrudur..
Ülkemizde cumhurbaşkanı adayı olarak Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkanların hepsi, tutuklanıyorsa..
Ekrem İmamoğlu’nun savunması doğrudur..
Van’dan gelmiş yüzlerce, binlerce yönetici gösteririm. Belediye başkanı gösteririm. Bir tane, iki tane değil, yüzlerce, belki zaman kısıtlaması yapmazsanız, binlerce..
Öyle ise, Ahmet Özer savunma yapmıyor..
Tribünlere oynuyor.
Kendisini savunabileceği bir argümanı olmadığı için, dikkatleri değişik yerlere çekerek, kurtulmayı ümit ediyor..
Ekrem beyin savunması için de aynı test, kendileri için başarısız oluyor..
Erdoğan’ın karşısına, Ekmeleddin İhsanoğlu çıktı.. Var mı bir sorun?
Tutuklanma, gözaltı, en küçük bir karakol ifadesi?
Hiçbir şey yok..
Muharrem İnce, 2018’de Erdoğan’a rakip oldu..
Muharrem İnce’ye yönelik, küçücük bir operasyon, gözaltı, tutuklama var mı?
Yok.
Tam aksine, Kemal Kılıçdaroğlu ve o tarihte birlikte hareket ettikleri Ekrem İmamoğlu taraftarları, kaset şantajları ile Muharrem İnce’ye operasyon çekmişlerdi..
2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu rakip olmak istedi, Erdoğan ile yarıştı..
Kılıçdaroğlu’na, dokunulmazlığı kalkalı 2 yıl olduğu halde, eski dönemden yığılmış bekleyen onlarca ceza soruşturması olduğu halde. Bir tane karakol, ifadesini aldı mı? Hayır..
Öyle ise sorun rakip olmak değil..
Sorun hırsızlık.. Yolsuzluk.. Rüşvet. İrtikap..
Ama adamlarda utanma yok..
Dün gazetelerden birisinde, Ekrem’in kurduğu örgüt şeması yayınlandı.
2 aydır oturduğu villanın kirasını nereden karşıladığını açıklayamayan Murat Ongun, şemada “Medya A.Ş. sahibi” diye yazılmış..
Vaaaay.. Sen misin, Murat Ongun Medya A.Ş.’de yönetici iken, onu sahip diye yazan.
Bütün soruşturma çöp olmuş gibi, ciddi ciddi açıklamalar yapıyorlar..
Durun beyler, biraz sakin olun..
Murat Ongun için Medya A.Ş. sahibi yazarken, aslında eksik bile yazmışlar..
“Türkiye’nin sahibi” demeliydiler..
Yoksa, adam Acarkent’te tripleks villada, hem de kiranın bir yıllığını peşin ödeyerek nasıl oturur..
Esprisi bir yana..
Adamlar işin esasına cevap verme yerine..
Kıldan tüyden itirazlarla, kendilerini temize çıkaracaklarını sanıyorlar..
Hani şaşarım, şaşarım da..
Cezaevinde tutuklu olan adamların, çok daha ciddi savunmalar hazırlamaları gerekirken, “Devletim benim hakkımı korumayacak mı” edebiyatı ile kendilerine yöneltilen suçlamaları boşa çıkardıklarını sanmalarına şaşarım..
Murat Ongun, cezaevinden paylaşmış:
“İftiralarla bize itibar suikastları yapılıyor. Bunun adı: MODERN İŞKENCE” demiş, Murat Ongun kardeşimiz..
Bak Murat..
Oturduğun villanın bir yıllık kirası ne kadar biliyor musun?
5 milyon 621 bin 427 TL.
Ve bu para, sizin suyunuzun suyunuzun suyunuzun suyunuzun.. Suyunun bile...
Ne kadar paraya gömüldüğünü gösteriyor olmalı ki..
Sen cezaevinde iken, yine ay be ay değil..
Trink peşin olarak, mal sahibi görünen kişiye ödenmiş..
Bir daha yazalım: 5 milyon 621 bin 427 TL.
Bu ne demek biliyor musun Murat..
2557 asgari ücret demek..
Yani, seçim meydanlarında istismar ettiğiniz asgari ücret ile ayın sonunu getirmeye çalışan kardeşlerimiz var ya.
Onların bir ay boyunca çalışıp, sonunda alabildikleri maaşın 2557 katı..
Yani, bir asgari ücretli kişi 213 yıl çalışırsa, ancak sizin bir tıklama ile kira bedeli olarak gönderdiğiniz parayı kazanabilecek.
Biz bu kira bedeline cevap beklerken, Murat kardeşimiz ajitasyona soyunuyor:
“Celal Çakmak isimli bir otoparkçı; benim, sorununu çözmem için kendisinden 20 milyon lira rüşvet istediğimi iddia etmiş. Yer veriyor, tarih veriyor hatta ses kaydı olduğunu iddia ediyor. Sabah Gazetesi de bunu yarım sayfa haber yapıyor.
İddiaya göre olay 2023’te olmuş. Ben 64 gündür tutukluyum. İftiracı meczup ‘ses kaydını en kısa zamanda sunacağım’ diyor. Hayırdır, 2 yıl önceki kayıt neyi bekliyor?”
Murat kardeşim haklı..
Olayın yaşanmamış olduğu konusunda değil..
Ses kaydını sunmak için bu kadar naz yapılmasının yanlışlığı açısından, Murat kardeşim haklı..
Ses kaydı var ise elinde, çıkarıp vereceksin..
Bu kadar basit..
Ama, nazlanırsan, belki Ekrem bey tahliye olur diye ‘Elimde ses kaydı vardı ama, vermemiştim” diyebilmek için delilin ucunu göstererek, iş kotarmaya çalışırsanız..
Kusura bakmayın, size de bir gün operasyon çekilir..
Ama biz Murat kardeşimin haklılığı noktasına odaklanalım..
İşadamı elindeki ses kaydını ibraz etmiyor diye, rüşvet çarkı ortadan yok mu oluyor?
Paralar ortada..
Milyon milyon kira bedelleri, peşin peşin ödenmiş..
Bürokratlık maaşına bakıyorsun, 80-100. Kendisi utanmadan 350’ye zıplatıyor..
Seçim meydanlarında, “benim 350 bin TL aylık gelirim var” demiyordu..
Ellerini ovuşturuyordu..
“Biz de Giresun’un zor hayat koşullarının hakim olduğu bir mahallesinin çocuğuyuz” diyordu..
Eeee. Şimdi bir çırpıda, “Aylık gelirim 350 bin TL” diyor.
Ama o aylık gelir de, oturduğu villanın kirasını karşılayamıyor..
Murat beye acıyorum..
Avukatları kendisini yanıltıyor olmalı..
“Bu zamana kadar tanık, gizli tanık, iftiracı, itirafçı her kimse; bir kişi bile ‘Ongun benden rüşvet istedi, bu da kanıtı’ demedi. Buna rağmen şemalar üretiliyor. İsmim, fotoğrafım hiç ilgim olmayan kişilerle irtibatlandırılıyor” diyerek, kendisini suçlamalardan kurtaracağını sanıyor..
Kimsenin bir şey demesine gerek yok Murat..
2024 yılı için bir yıllık peşin kira ödemesi diye yolladığın para..
Sen cezaevinde iken, “2025 yılı bir yıllık peşin kira bedeli” notu ile yollanan “5 milyon 621 bin 427 TL”, yani 2557 aylık asgari ücretlinin maaşı kadar parayı bir çırpıda ödeyebiliyor olman, senin rüşvet aldığını ispatlıyor..
“Rüşvet almadım” mı, diyorsun?
O zaman definenin yerini söyleyeceksin, Murat.
Birisi senin kulağına üflemiş olmalı: “at yarışında kazandım dersin”..
Bunun için at bile satın almışsın ama..
Bunlar Sülün Osman döneminde kaldı be Murat..
Eski patronun Cem Uzan bu numaralarla kendisini kurtaramadı.. Sen mi kurtulacaksın..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi


