Müsavat Dervişoğlu, Erdoğan a ateş püskürdü: Sen hala Kasımpaşa da su sattığını mı sanıyorsun, aklını başına al Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ''Bugün Cumhurbaşkanı çıktı tarihli bir konuşma yapacak diye milleti ekranları başından topladı. Türkiye'nin işte köylerinde yangınlar olduğunu, sürgünler olduğunu, köy boşaltmaları olduğunu, beyaz toroslar olduğunu söyledi. Siz Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde görevlisiniz değil mi hocam partimizin temsilcisi olarak. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuşmasına bağlı olarak yabancı bir devletin milletvekili Avrupa Parlamentosunda ya da Birleşmiş Milletler Konseyi’nde Türkiye suçlamak için bu cümleleri kullanabilir mi? Türkiye'nin sorgulanmasına sebep olabilir mi? Evet... Ey Recep Tayyip Erdoğan madem bunu söyledin, utanmıyorsan şayet Ermeni tezlerine de sahip çık bari. Ermeni tezleriyle bu söylediklerinin arasında bir farkı yok. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının böyle bir işe alet olması Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan birisi olarak Müsavat Dervişoğlu’na ağır gelmektedir. Sen bu devleti yönettiğini zannediyorsun, sen hala Kasımpaşa'da su sattığını mı sanıyorsun, aklını başına al'' dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Edirne’de bir dizi ziyaretin ardından son olarak partisinin Edirne Genişletilmiş İl Divan toplantısına katıldı. Dervişoğlu, özetle şunları söyledi:
- 15'i kadın 15'i erkek silahı bırakınca örgüt bitti zannediyorlar. Oysa yasal talepler devam ediyor. Herkes Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ne istedilerse verdik diyecek neredeyse, aynı hatırlıyorsunuz değil mi? Bu cümleyi Fethullah Gülen'e de ne istedikleri istediyse vermiştir Recep Tayyip Erdoğan. Şimdi eğer buna da ne istediyse vermeye kalkışırsa bu millet onlara oy falan vermez. Bu millet onlara hesap sorar. Şimdi PKK bizden istiyor, istediklerinin yasal karşılığı yok, anayasal karşılığı yok. Onların talep ve beklentilerine karşılık verilmesi için anayasanın değişmesi lazım, yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Bizim hükümette zaten kabul ediyor, o yasal düzenlemeleri konuşmak için itiraf ediyor. Size yazıklar olsun; bir terör örgütünün ihtiyaçlarını karşılamak ve beklentilerine karşılık vermek üzere suçu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üstüne yıkarak ve çaldığınız kılıfa da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulacak komisyon üzerinden kılıf arayarak eğer yola çıkacaksınız Türk milleti buna asla ve kata izin vermeyecektir. İYİ Parti varken komisyon kurabilirsiniz ama asla sonuç alamazsınız. Yaptığınız bütün işleri gerçekleştirdiğiniz yaşama geçirdiğiniz bütün ihanetleri büyüklük milletinin huzurunda deşifre edeceğim.
''Yemin ederim örgütü yönetenler, devleti yönetenler daha şuurlu''
- Gelelim yeni ittifak meselesine. Bu sistem ittifakları mecbur kılıyor. Ne için seçimlerde baraj riskini ortadan kaldırmak için ne için cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhurbaşkanı adaylarının yüzde 50 artı bir oy almasının temin etmek için. İstemediğin siyasi partilerle, istemediğin ittifakları korumak zorun bırakabiliyor sistem seni. Şimdi demeyin Dervişoğlu ittifak mı yapacak diye. Bizim ittifakımız milletledir. Millette kendimizi anlatacağız bizi takdir eden millet şayet tercih ederse iktidar olacağız, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sorunları da kendi kadrolarımızla aşacağız. Kimse sözlerimden yanlış bir anlam çıkarmasın ama bu ceberrut sistemden kurtulabilmek adına bazen bütünleşik muhalefet anlayışı ile işbirliğine ihtiyaç duyulabilir. Ne olmuştu geçen seçimlerde? Bizim hepimizi o zamanki ismi ile HDP ile ortak diye milleti şikayet etmişlerdi. Masanın altında HDP’nin olduğu hitamında bulunmuşlardı, kimler; Cumhur İttifakı'nın bileşenleri. Yani AKP yani Recep Tayyip Erdoğan yani MHP yani Devlet Bahçeli. 'HDP masanın altında' diyorlardı... HDP'nin uzantısı olan parti PKK ile Abdullah Öcalan'la birlikte hem Tayyip Erdoğan'ın hem de Devlet Bahçeli'nin başının tacı oldu. Allah ıslah etsin sizi. Abdullah Öcalan'a 'kurucu gönder' dedi ya beyefendi. Onunla mukabele etmesi lazım o da dedi ki ‘Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra en büyük devlet adamı Devlet Bahçeli’. Tanımasak inanacağız. Cumhurbaşkanı açıkladı artık yani ‘AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM yeni bir ittifakın temelini attık’. Hemen Pervin Buldan dedi ki ‘biz bu projede ortağız başka işe karışmayız’. Yemin ederim örgütü yönetenler, devleti yönetenler daha şuurlu ya Allah bu memleketin yardımcısı olsun.
''Bizim gözümüzde Abdullah Öcalan evlatlarımızın katili bir teröristtir''
- İktidar partisi, Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte 6-7 seneden beri kim terörist, kim değil bunun algı yönetimini gerçekleştiriyor. Hakikaten de öyle bir karar alıyorlar iletişim Başkanlığı bunların arkasında, medyayı almışlar kuşatmışlar, televizyondaki yorumcular, gazetelerdeki kalemşörler bu iki beyefendi kime terörist istiyorlarsa ona terörist muamelesi yapıyorlar. En sonunda birisi de çıkmış bana ‘sahte milliyetçi terörist’ demiş bana. Hem de televizyon ekranlarında… Buradan onlara bir soru soruyorum: Biz Abdullah Öcalan'a terörist diyorum ya DEM, PKK'nın uzantısı bir siyasi parti diyoruz ya bundan rahatsız oluyorlar. Madem ki ittifak kurdular Recep Tayyip Erdoğan'la Sayın Devlet Bahçeli Allah muhabbetlerini arttırsın, DEM ile olan muhabbetlerini. DEM eş başkanlarına bir sorsunlar bakalım; Abdullah Öcalan terörist miymiş, PKK bir terör örgütü müymüş? Eğer bu soruyu sorabilirler cevap olarak da ‘Evet Abdullah Öcalan teröristtir ve PKK da evlatlarımızın katili bir terör örgütüdür’ derlerse o zaman söylüyorum bunlarla o zaman konuşabiliriz. Gerçekleri kabul etmesi halinde biz bunlarla konuşabiliriz ama bunun yaşanabilmesi için ben biliyorum ki bir Nuh Tufanı gerektirir. Çünkü ikisini de oldukça yakından tanıyoruz geçmişte yaptıkları bugün yapacaklarının teminatıdır geçmişi bir insana şayet kefil değilse biz de onun geleceğine kefil olamayız.
- Bizim gözümüzde Abdullah Öcalan evlatlarımızın katili bir teröristtir. Ayrıca DEM’e onun yani o terör örgütünün siyasi uzantısına ortağım diyen insanların doğrudan doğruya Abdullah Öcalan'ın terörist olmadığını kabullenmesi hali söz konusu olur ki sadece onlarla değil; bunu yapanlarla da siyaseten bir daha yan yana gelmemiz söz konusu olamaz. Bakın diyordum ya size memleketin bir meselesi olursa oturur bunlarla konuşuruz. Abdullah Öcalan'a terörist, PKK terör örgütüne terör örgütü diyemeyen çareyi yol güzergahını onlardan ve onların siyasi uzantısında arayan hiç kimse artık İYİ Parti'nin Türk siyasetinde muhatabı olamayacaktır.
''Avrupa Parlamentosu'nda ya da işte Birleşmiş Milletler Konseyinde Türkiye'yi suçlamak için bu cümleleri kullanabilir mi? Evet''
- Bugün çok kötü bir şey oldu Allah düşmanımın başına vermesin. Bugün Cumhurbaşkanı çıktı tarihli bir konuşma yapacak diye milleti ekranları başından topladı. Türkiye'nin işte köylerinde yangınlar olduğunu, sürgünler olduğunu, köy boşaltmaları olduğunu, beyaz toroslar olduğunu söyledi. Siz Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde görevlisiniz değil mi hocam partimizin temsilcisi olarak. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuşmasına bağlı olarak yabancı bir devletin milletvekili Avrupa Parlamentosunda ya da işte Birleşmiş Milletler Konseyinde Türkiye suçlamak için bu cümleleri kullanabilir mi? Türkiye'nin sorgulanmasına sebep olabilir mi? Evet...
- Ne diyeyim ben şimdi ne söyleyeyim ey Recep Tayyip Erdoğan. Madem bunu söyledin, utanmıyorsan şayet Ermeni tezlerine de sahip çık bari. Ermeni tezleriyle bu söylediklerinin bir farkı yok. Sen bu devleti yönettiğini mi zannediyorsun, sen hala Kasımpaşa'da su sattığını mı sanıyorsun, aklını başına al. Tehlike büyüktür, safımız bellidir; Cumhuriyet'in yanında duracağız. Türkiye’yi Cumhuriyetsiz bırakmayacağız, üniter devlet yapısına sonuna kadar sahip çıkacağız.
- Milli devlet vasfımız ve milli kimliğimiz bu coğrafyadaki varlığınızın teminatıdır. Tarih şuuruna sahip olarak yolculuğumuzu sürdüreceğiz, biz çadırımızı sırtlanların geçiş yolu üzerine kurduğumuzu biliyoruz. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu zor şartlar altında, bölge jeopolitiğin nazarı itibara alarak en doğru çözümü ve en doğru yol haritasını büyük Türk milletinin gerçek devler aklı ve iradesiyle gerçekleştireceğiz.'


