Nazar boncuğu aslında görünenden çok daha fazlasını taşıyor Sözcü Gazetesi

Yüzyıllardır kötülükten koruduğuna inanılan nazar boncuğu, mavi rengi ve göz şeklindeki formuyla neredeyse her kültürde karşımıza çıkan bir simge. Bebeklerden evlere, arabalardan işyerlerine kadar birçok yerde kullanılan bu obje, geçmişi kadar bugünkü anlamıyla da dikkat çekiyor. Peki gerçekten koruyor mu, yoksa sadece bir inançtan mı ibaret?

Nazar boncuğunun tarihi Antik Mısır, Mezopotamya ve Yunan uygarlıklarına kadar uzanıyor. Göz figürü, bu kadim toplumlarda kötü ruhları uzaklaştıran bir tılsım olarak görülüyordu. Zaman içinde bu sembol, Orta Doğu'dan Orta Asya'ya, Akdeniz kıyılarından Anadolu’ya kadar birçok kültürde varlık gösterdi. Bugün ise Türkiye'de "kültürel miras" olarak görülse de aslında ezoterik ve okült geçmişi olan bir simge olduğu unutulmamalı.

Nazar boncuğu sadece bir inanç unsuru değil aynı zamanda büyük bir ticari ürün. Türkiye’de özellikle İzmir- Nazarköy, Kapadokya, Antalya ve İstanbul gibi turistik merkezlerde satışı oldukça yaygın. Küçük esnaftan büyük zincirlere kadar her yerde karşılaşılan bu boncuklar, hediyelik eşya olarak da yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Uzmanlara göre, nazar boncuğunun koruyucu olduğuna dair herhangi bir bilimsel kanıt yok ancak psikolojik etkisi göz ardı edilemez. İnsanlar bu objeyi taktıklarında ya da evlerine astıklarında kendilerini daha huzurlu hissedebiliyor. Bu da stresin azalmasına ve dolaylı olarak iyi hissetmeye katkı sağlayabiliyor. Yani bir tür plasebo etkisiyle çalışıyor olabilir.

Bir yönüyle kültürel değer, diğer yönüyle psikolojik destek aracı ancak bu küçük mavi boncuk, inanç, gelenek, ticaret ve psikoloji gibi pek çok katmanın buluştuğu karmaşık bir sembol. Kiminin uğur, kiminin süs olarak değerlendirdiği nazar boncuğu, günümüzde daha çok dekoratif bir unsur olarak kullanılsa da, taşıdığı anlamlar çok daha derin.