NİHAT HATİPOĞLU O’nu anlamak
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Gün geçtikçe Sevgi Peygamberi'ne olan ilgi, alaka, ihtiyaç günden güne büyümektedir. O model insan, bir çıkış kapısı olmaktadır. Önemli olan, O'nu doğru anlamak, doğru okumak, değerlendirmek değil midir? Yüce Allah kendisini sevmemizi, Peygamberimize bağlılıkla değerlendirmektedir. Çünkü şöyle buyuruyor: "De ki Ey Muhammed, siz Allah'ı seviyorsanız, bana (Peygamber'e) uyunuz. O zaman Allah da sizi sever ve günahlarınızı bağışlar."
Biz de bu vesileyle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (SAV) ait bazı pratik değerleri çıkardık; faydalı oluruz temennisiyle...
DIŞ GÖRÜNÜŞÜ
1- O, dedesi Hz. İbrahim'in duası, Hz. İsa'nın müjdesiydi.
2- O, kendisinden bahsederken "Ben Muhammedim" buyurdu.
3- Diğer bir ismi Mahi'dir. Zira Allah onunla batılı ve küfrün karanlığını gidermiştir. Mahi; kötülüğü yok eden, gideren demektir.
4- O, cahiliye dönemin de bile -Peygamber olmadan önce de- hiçbir puta tapmadı.
5- Hayatında -Peygamberlikten önce de- hiç içki içmedi.
6- Vahiy almadan önce, apaydınlık rüyalar görürdü. Gördüğü rüyalar sonra çıkardı.
7- İlk zamanlarda -Peygamberlikten önce- yalnızlığı severdi. Hira'ya çekilir, orada kendince ibadet ederdi. İlk vahyini (Alak'ı) orada aldı.
8- Görenleri etkileyen bir görüntüsü vardı. O'nu gören kendine çekidüzen verme ihtiyacı duyardı.
9- Üzerinde daima parlak bir ışık yüzünü aydınlatırdı.
10- Ne garipsenecek kadar uzun, ne de kısaydı. Orta boyluydu.
11- Başı büyükçeydi.
12- Yüzü parlak beyazdı.
13- Sakalı genişçeydi.
14- Ağzı dengeli genişlikteydi. Hitabet gücü çok fazlaydı.
15- Yanakları yüzüne uygun yapıdaydı.
16- Göğsü ve karnı aynı seviyedeydi. Göbeği yoktu.
17- Boynu uzun ve güzeldi.
18- Sakal ve bıyıktaki beyaz tüylerin çekilip alınmasını hoş karşılamazdı.
19- Saç ve sakalındaki beyaz tüyün sayısı 20 civarındaydı.
20- Tatlı ve güzel bir yüzü vardı.
21- Yüzü dikdörtgen değil, yuvarlak -dairemsi- bir yapıya daha yakındı.
22- Göz uçları uzundu.
23- Avuç içi uzundu. Bu özelliği cömertliğine işaret sayılmıştır.
24- Yürürken sakin, vakur yürürdü. Dönerken bütün vücuduyla dönerdi.
25- Daima bir murakabe -düşünce- halindeydi. Gökten çok, yere bakardı.

AHLAKINA AİT ÖZELLİKLERİ
26- Her karşılaştığıyla selamlaşırdı.
27- Az ve öz konuşurdu. Gerekmedikçe konuşmazdı.
28- Boş vakit geçirmezdi. Mutlaka bir şeyle meşgul olur, daha çok ibadet ederdi.
29- Çok sabırlıydı. Son derece yumuşak karakterliydi.
30- Her türlü nimeti önemserdi.
31- Hak uğruna gazaplanırdı. Kendi şahsı için hiç hesap sormamıştır.
32- Yüzü güleçti. Daimi olarak tebessüm ederdi.
33- Geceyi üçe bölerdi. Birisini Rabbine ibadet için ayırırdı. Diğer bölümünü ailesine ayırırdı. Son bölümünü ise dinlenmekle geçirirdi.
34- Evinden çıktığında, dönünceye kadar kendisini (dini hususları) ilgilendirmeyen sözlerden uzak kalırdı.
35- Birleştirir, insanları kaynaştırırdı.
Ayrılıktan, ayırmaktan uzak dururdu.
36- Bir kavmin ileri gelenine ikramda bulunurdu.
37- Arkadaşlarının durumunu sıkça sorardı.
38- Her probleme karşı hazırlıklıydı. Mutlaka çözüm üretirdi.
39- En değer verdiği insan, başkalarının yükünü hafifleten ve sürekli hayra vesile olan kişilerdi.
40- Oturuş ve kalkışında sürekli Allah'ı anardı. Hatırlatırdı.
41- Bir meclise girdiğinde en uygun olan boşluğa otururdu. Ashabına da böyle hareket etmelerini emrederdi.
42- Cemaatindeki herkesin yararlanacağı şeyler konuşur, her bir insanla özel ilgilenirdi. Kimseyi diğerlerinden ayırmazdı.
43- Biri kendisine soru sorduğunda mutlaka -yürüyor olsa bile- duraksar ve cevabını gülümseyerek verirdi. Sözlerin en yumuşağıyla hareket ederdi.
44- O'nun oturduğu meclise, yumuşaklık, hayâ, sabır ve ölçü hâkimdi.
45- Sokakta, mecliste veya çarşıda sesini yükselttiği görülmemiştir.
46- İnsanların mahremini ve özel hayatını hiç sorgulamazdı. Merak etmezdi.
47- Konuştuğunda insanlar başlarına konmuş olan bir kuşu ürkütmek istemezcesine sessizce dinlerlerdi. O susunca insanlar konuşurlardı.
48- Arkadaşlarının gülüştükleri şeylere O da gülerdi. Arkadaşlarının hayret ettiği şeylere O da hayret ederdi. (Kendini onlardan farklı bir konuma sokmazdı.)
49- Uzaktan gelmiş ve kitle içinde nasıl konuşacağını veya Peygamber'e nasıl muamele edeceğini bilmeyen kişiye anlayacağı dille konuşur ve onu rahatlatırdı.
50- Konuşanın sözünü asla kesmezdi.
51- Her kelimesini üç defa tekrar ederdi. İnsanlar söylediği sözü bir daha asla unutmazlardı.
52- Konuştuğunda O'nu dinleyen herkes ne demek istediğini anlardı. Halkın diliyle konuşurdu. Ağır, ağdalı, şaşaalı, süslü, yaldızlı konuşmalardan hoşlanmazdı.
53- Argo olan, sokak dili olan gayriciddi hiçbir kelime konuşmazdı. Her sözü ciddiydi. İnsanlar O'nun hafif sayılacak hiçbir sözünü duymamışlardı.
54- Düşünerek, ağır ağır ve tartarak konuşurdu. Kelime ve cümleleri birbiri ardınca yuvarlamazdı.
55- Sesi güzeldi.
56- Gömlek giymeyi severdi. Beyaz rengi daha çok tercih ederdi. Ancak kırmızı, yeşil gibi renkleri de seçerdi.
57- Yeni bir elbise aldığında cuma günü giyinmeyi isterdi.
58- Tırnaklarını kısa tutardı.
Bıyıklarını dudaklarının üzerine kadar uzatmazdı.
59- Hiçbir konuda aşırılığı kabul etmezdi.
DUA VE İŞLERİYLE İLGİLİ HASSASİYETLERİ
60- Meyve yemeyi severdi. Meyve yerken şöyle dua ederdi: "Allah'ım! bu meyvemizi bereketli kıl".
61- Medine şehrini severdi. Şöyle derdi Medine için: "Allah'ım! bu şehri bize bereketli kıl".
62- Tuvalet ihtiyacı için girdiğinde şöyle dua ederdi giriş kapısında: "Allah'ım! Her türlü şeytanın şerrinden ve kötülüğünden Sana sığınırım".
63- Tuvalet ihtiyacından sonra çıktığında şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Bizleri her türlü günah ve hatadan dolayı bağışla".
64- Oturup küçük abdest gidermeye dikkat ederdi. Ama zaman zaman -yer müsait olmadığındaayakta küçük su ihtiyacını giderdiği olmuştur.
65- Dişini temizlemek için sık sık misvak kullanırdı.
66- Abdestte yıkadığı organlarını üçer kez yıkamayı alışkanlık haline getirmişti.
67- Abdestten sonra bir havlu -mendil- ile kurulanırdı.
68- Abdest aldıktan sonra şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Günahımı bağışla. Evimdeki geçimim ve esenliğimi genişlet".
69- Bazen 5 vakit namazı tek bir abdestle kılardı.
70- Yıkanması gerekirken -cünüplükten sonra- yıkanmadan uyumak isterse namaz abdesti gibi abdest alır ve uyurdu. Uyanınca yıkanırdı.
71- Cuma günü boy abdesti alırdı.
GÜNLÜK İBADETLERİ
72- Öğle namazını sıcaklığın hafiflediği saate bırakırdı.
73- İkindi namazını güneş sararmaya başlamadan kılardı. (Yani öğleyi biraz geciktirir, ikindiyi ise geciktirmezdi.)
74- Akşam namazını güneş batı ufkunda tamamen kaybolduktan sonra kılardı.
75- Bazen yatsı namazını geciktirirdi.
76- Sahabesine ezanı öğrenmelerini söylerdi.
77- Bazen namaz için ezanı kendisi okurdu.
78- Sabah namazında "Kaf" suresi gibi sureleri okurdu.
79- Akşam namazında "Mürselat" suresini okudu.
80- Yatsı namazında "Tin" suresini okurdu.
81- Rukudan kalktığında tam doğrulurdu.
82- Rukuda baş ile belini aynı hizada tutar ve ellerini dizlerinin üzerine koyardı.
83- Secdede iken kollarını -pazularını- böğründen uzak tutardı.
84- Bazen namazda ağlardı.
85- Namaz için tekbir alacağında şöyle derdi: "Allah'ım! Beyaz elbiseyi kirlerden arındırdığımız gibi, Sen de beni hatalarımdan arındır. Allah'ım! Beni hatalarımdan kar, dolu ve temiz suyla yıkayarak arındır."
86- Rukuda şöyle derdi: "Subbuhun (Yani; Allah'ı her türlü eksiklikten uzak tutarım.) Kuddusun (Allah bütün ayıplardan arınmıştır.) Ey meleklerin ve ruhun Rabbi."
87- Secdede şöyle dua ederdi: "Allah'ım Sana secde ettim. Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Şüphesiz benim yüzüm ancak kendisini yaratıp güzelleştiren, O'na duyma ve görme özelliklerini veren tek Allah'a secde eder. Allah ne kadar yücedir. O yaradanların en güzelidir."
88- Mezarlıkta namaz kılmayı hoş görmezdi. Babil topraklarından geçtiğinde (Ad kavminin helak olduğu topraklardır) o bölgede namaz kılmaktan alıkoymuştur. Daha ileri bir noktada namazını kılmıştır. Helak olan milletlerin yaşadığı mekanda namaz kılmamıştır.
89- Camiye girdiğinde şöyle dua ederdi: "Allah'ın adıyla. Allah'ın peygamberine selam olsun. Allah'ım, günahlarımı bağışla. Bana rahmet kapılarını açıver."
90- Camiden çıktığında da şöyle dua ederdi: "Allah'ın adıyla çıktım. Selam Allah'ın peygamberine olsun. Allah'ım günahlarımı bağışla. Bana fazilet kapını açıver."
91- Binitiyle bir yere gittiğinde sürekli Allah'ı anardı. Tespihi ağzından eksik etmezdi.
92- Bir mazereti olduğunda binitinin üzerinde farz namazını kılmıştır.
Nafile namazını da binitinin üzerindeyken kılardı.
93- Çok az olmakla beraber önemli bir olay olduğunda, namazında başını sağa veya sola çevirdiği olmuştur. Ama namazda göğsünü kıbleden çevirmemiştir.
94- Kendisi namazdayken birisi selam verdiğinde cevap vermezdi, ama parmağıyla -namazda olduğunu anlaması için- işaret ederdi. (Ebu Davud, 925)
95- Bahçe, bostan gibi yerlerde namaz kılmayı severdi.
96- Çok sevindiği bir haber aldığında yer müsaitse secde eder ve Allah'a hamd ederdi.
97- Cemaatinde ihtiyar ve hasta ile zayıflar varsa namazı uzatmazdı. Uzun sure okumazdı.
98- İnsanlara imamlık yapacağı zaman safların arasındaki boşlukları doldurmalarını ister, safları düzeltir ve kalplerinizi de saflarınız gibi birbirinize bağlı tutun derdi.
ZOR ZAMANLARDAKİ TAVIRLARI
99- Belanın bir imtihan olduğunu vurgulardı.
100- Hasta ziyaretlerini son derece önemserdi.
101- Genellikle hasta olan kişiyi hastalığının üçüncü gününde ziyaret ederdi. (İbn Mace, hd:1437)
102- Hastaya mutlaka: "Yiyecek bir şey istiyor musun? İhtiyacın var mı? Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sorardı.
103- Hastanın yanına girdiğinde şöyle buyururdu: "İyisin inşallah. Hastalık senin günahlarını temizliyor. Sıkıntın gidecek."
104- Birisi vücudundaki belli bir ağrıyı şikayet ederse, ağrıyan yere sağ elini kor ve şöyle dua ederdi: "İnsanların Rabbi! Bu sıkıntıyı gider. Şifa ver. Şifa verebilecek olan ancak Sen'sin. Sen şifa verdiğinde iyileşmeyecek hiçbir hastalık kalmaz."
105- Hasta olana kendisini tedavi etmekte duanın gücünden yararlanmaya yönlendirirdi.
106- Hasta olan kişi gayrimüslim de olsa ona uğrar, ihtiyacını giderir, yardımcı olur ve bu arada Müslüman olmasını da ona tavsiye ederdi. (Buhari, hd: 1356)
107- Ölenin gözlerini kapatırdı. Ölenin başında durur ve dua ederdi.
108- Bazı arkadaşlarını, tanıdıklarını öldükten sonra öpmüştür. Arkadaşlarının ölümüne ağlamıştır. Çoğu kez yanaklarından gözyaşları akmıştır.
109- Cenazeyi uzun müddet bekletmeyi hoş görmezdi.
110- Bazen öleni görmeden kefenlenmesine müsaade etmezdi.
111- Cenazenin arkasından değil, önünden yürürdü. (Tirmizi, 1010)
112- Cenazeye katılırsa, cenaze mezara konmadan oturmazdı.
113- Herhangi bir cenaze geçiyorsa, oturuyorsa ayağa kalkardı. Bir seferinde Yahudi bir insanın cenazesi geçtiğinde de ayağa kalkmıştı. Bazen sebebi sorulduğunda: "Ölüm çetin bir iştir" buyurmuştur.
114- Erkek cenaze için namaz kıldırdığında cenazenin baş hizasında, kadın cenaze için namaz kıldırdığında cenazenin ortasına gelecek tarafta dururdu.
Tabii ki, Peygamberimize ait özellikler bunlarla sınırlı değildir. Eserinde Kasım Tantavi bunu 500 madde halinde sıralıyor. Önemli olan bu özellikleri doğru okumak ve hayata doğru yansıtmak değil midir?


