Nobeli kazanınca para eski karısına gitti: İşte 124 yıllık ödülün bilinmeyenleri... Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Bilim dünyasının en prestijli ödülü olarak görülen Nobel Ödülleri, her yıl büyük bir merakla takip ediliyor. Ancak bu ışıltılı sahnenin arkasında, kıskançlık efsanelerinden reddedilen teorilere, açık artırmada satılan madalyalardan görünmez kılınan kadın bilim insanlarına kadar bilinmeyen, kimi zaman tartışmalı bir tarih yatıyor. İşte Nobel sahnesinin perde arkası…
Curie Hanedanı: Bilimin Altın AilesiNobel tarihinde bir hanedan varsa, o da Curie Ailesi.
Marie Curie, 1903’te Fizik, 1911’de Kimya olmak üzere iki farklı doğa biliminde Nobel kazanan tek kişi olarak tarihe geçti. İlk ödülünü eşi Pierre Curie ile paylaşan Marie, radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla bilimi kökten değiştirdi.
Kızı Irène Joliot-Curie de annesinin izinden gitti; 1935’te eşi Frédéric ile birlikte yapay radyoaktiviteyi keşfederek Nobel’e uzandı.
İki kuşak, beş Nobel… Curie ailesi, bilimin en parlak soyadı olarak tarihe geçti.
Albert Einstein, 1919’daki boşanmasında henüz Nobel kazanmamışken, eşi Mileva Marić’e şaşırtıcı bir söz verdi:
Eğer bir gün Nobel kazanırsa, ödülün tüm parasını ona verecekti.
1921’de Nobel’i kazandığında sözünü tuttu ve para ödülünü tamamen Marić’e devretti.
Einstein bu jestle yalnızca sözünü yerine getirmedi, aynı zamanda eski eşi ve çocuklarının geleceğini de garanti altına aldı.

Bugün fiziğin temel taşı olan İzafiyet Teorisi, Nobel Komitesi tarafından uzun süre “fazla teorik” bulunarak reddedildi.
Yoğun bilimsel baskı sonrası Einstein, 1921 Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı ancak izafiyetle değil, fotoelektrik etki teorisiyle.
Törende komite, Einstein’ın yerçekimi teorisinden dahi bahsetmedi. Yine de zaman, kimin haklı olduğunu gösterdi: İzafiyet, 20. yüzyıl biliminin temelini attı.
Yıllardır süren bir şehir efsanesine göre, Alfred Nobel karısının bir matematikçiyle ilişkisi olduğu için bu dalı ödül listesine almadı.
Gerçek çok daha sade: Nobel hiç evlenmedi.
Asıl neden, matematiği “insanlığa doğrudan yarar sağlamayan” bir alan olarak görmesiydi.
Bu yüzden 1901’den bu yana Nobel ödülleri arasında matematik yer almadı — ve bugün bile matematikçiler, kendi Nobel’lerini bekliyor.
Nobel tarihi, yalnızca başarıların değil, adaletsizliklerin de hikâyesi. Lise Meitner, nükleer fisyonun keşfinde kilit rol oynamasına rağmen ödülü alamadı. Ödül, sadece Otto Hahn’a verildi.
Jocelyn Bell Burnell, pulsarları keşfetti ama ödül, danışmanlarına gitti. İkisi de defalarca aday gösterildi ama hiç kazanamadı. Bugün bilim dünyası bu iki ismi, Nobel’in en büyük vicdan borçları arasında görüyor.
Nobel madalyaları yalnızca bilimsel değil, duygusal ve tarihi bir servet. DNA’nın yapısını keşfeden Francis Crick’in madalyası, ölümünden sonra 2013’te açık artırmada 2 milyon dolara satıldı. 2014’te ise ortağı James Watson, kendi madalyasını 4,8 milyon dolara sattı.
Madalyayı satın alan kişi, ödülü Watson’a geri verdi. Bu satışlar, bilim tarihinin unutulan kahramanı Rosalind Franklin’i yeniden gündeme taşıdı. Franklin, DNA’nın çift sarmal yapısının çözümünde kritik rol oynamış, ancak erkek meslektaşları tarafından yok sayılmıştı.
Yanlış Teoriler, Tartışmalı ÖdüllerNobel Komitesi, yanlışlanmış bulgulara rağmen hiçbir ödülü geri almadı. 1926’da Johannes Fibiger, kansere parazitlerin neden olduğunu öne sürdüğü için Nobel aldı — teori sonradan çürütüldü. 1949’da Antonio Egas Moniz, “lobotomi”yi geliştirdiği için ödül kazandı; bugün bu yöntem insanlık dışı kabul ediliyor.
Bazı Nobel sahipleri ise bilimden uzak, hatta uç fikirleriyle gündeme geldi: Linus Pauling yüksek doz C vitaminini mucize ilaç ilan etti, Kary Mullis UFO’lara inandığını söyledi, William Shockley ise ırkçı görüşleriyle bilim tarihine kara bir leke sürdü.
Prestijin Ardındaki İnsan HikâyeleriNobel Ödülleri, her ne kadar bilimin en büyük onuru sayılsa da, bazen insan zaaflarının, hırsın ve tarihin adaletsizliklerinin aynası oldu. Kimi ödül hak edenden çalındı, kimi ömür boyu bekledi, kimi de servetini bir gecede elden çıkardı.
Bir yanda Curie’lerin mirası, diğer yanda Einstein’ın sessiz vefası… Nobel’in 124 yıllık tarihinde, her madalyanın ardında bir hikâye, her hikâyenin ardında ise biraz zafer, biraz pişmanlık var.


