NSosyal den sonra Küre Dijital Ansiklopedi! Selçuk Bayraktar açıkladı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Teknofest İstanbul açılış töreninde konuştu.
Selçuk Bayraktar'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Köklerin göklere uzandığı, tarihin akışının yeniden yazıldığı bu meydana, TEKNOFEST’e hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Öncelikle TEKNOFEST kuşağını himaye eden Sayın Cumhurbaşkanımıza, tüm paydaşlarımıza, katılan kurum ve kuruluşlara, T3 Vakfı’ndaki yol arkadaşlarıma ve bizleri yalnız bırakmayan aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum.
TEKNOFEST sadece bir festival değildir. TEKNOFEST; asırlardır süren taklit uykusuna, öğrenilmiş çaresizliğe en güçlü itirazdır. Bugünün dünyasının yarışlarına değil, yarının yarışlarına bugünden hazırlanmaktır. Sadece teknolojiyi tüketen değil bizzat tasarlayan bir neslin, “Biz de varız!” diye haykırmasıdır. Kendi gök kubbemiz altında, kendi kanatlarımızla uçma sevdamızdır. Şairin de dediği gibi, “Güneşin doğuşunu bekleyen” bir neslin diriliş muştusudur.
İşte bu ruh, bu yıl sınırları aşarak önce Kardeş Vatan’a uzandı. KKTC tarihinin en büyük açık hava organizasyonunda 270 bin kardeşimizle kucaklaştık. Oradan Donanmamızla Boğaz’ı selamlayıp, TEKNOFEST Mavi Vatan’da, İstanbul Tersanesi’nde yüz binleri ağırladık. Şimdi de evimizde, Atatürk Havalimanı’ndayız.
TEKNOFEST ruhunun ne kadar büyük olduğunun ispatı, işte bu meydanlardır. Bu ruhun asla sönmeyeceğinin göstergesi, yarışmalarımıza başvuran 1 milyon 100 bin gencimizdir. Bu yıl ufkumuzu daha da genişlettik. 13’ü yeni olmak üzere toplamda 64 farklı yarışmayla, dünyanın en büyük teknoloji festivali olma rekorumuzu yeniliyoruz. Onkolojide 3T Yarışması ile kansere karşı yeni çözümler geliştiren vicdanlı zihinler burada. Türkçe Büyük Dil Modeli Yarışması ile yapay zeka çağında dilimizin geleceğini koruyan gençlerimiz aramızda. Mesleki Yetenek Yarışması ile Milli Teknoloji Hamlemizin kahramanları, üretimin bel kemiği olacak geleceğin usta teknisyenleri de burada. Bu yıl nice ilklere de imza atıyoruz.
İlk kez kurulan TEKNOFEST Şampiyonlar Geçidi’nde, gençlerimizin hayallerini, 100’den fazla milli teknoloji ürününü gururla izleyeceğiz. Tıpkı Tuz Gölü’ndeki roket yarışmamızda aynı anda 3 roketin gökyüzüyle buluştuğu o an gibi, tarihe nice notlar düşeceğiz. Fetih 1453 ile şanlı tarihimize dijital bir yolculuk yapacak, Çelik Kubbe sergisi ile vatan semalarını koruyan teknolojiye tanıklık edeceğiz.
Sadece bunlarla da kalmıyoruz. TEKNOFEST Bilim Sokağı’nda, geleceğin Aziz Sancar’ları, aydınlık yarınlarımızın temellerini atacak. Tarım Teknolojileri Kümelenmesi Alanında ise genç girişimcilerimiz, genetik biliminin gücüyle vizyon tohumları ekecek. Ortaya konulan onca emeğin, kırılan bunca rekorun tek bir amacı var. O da, gençlerimize hayallerini gerçeğe dönüştürebildiklerini göstermektir.
İşte bizim kutlu mücadelemiz; TEKNOFEST kuşağının özgüvenini diriltmektir. Dünya, pusulasını yitirmiş bir gemi gibi karanlığa sürükleniyor. Adaletin ve ahlakın olmadığı, insan onurunun hiçe sayıldığı, teknolojinin gücünün bir tahakküm aracına dönüştüğü, karanlık bir çağa tanıklık ediyoruz. Gözlerimizin önünde, modern çağın en acımasız soykırımı yaşanıyor. Gazze’de bebekler, çocuklar, masum insanlar katlediliyor. Bir yerde bebekleri öldürmek meşru görülüyorsa, orada artık hiçbir ahlaki ve hukuki sınır kalmamıştır. Bu ahval, tüm insanlık için varoluşsal bir tehdit.
Tüm kalbimle inanıyorum ki, medeniyetimizin bize emrettiği merhamet ve adaleti, üzerimize düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirdiğimizde, Er ya da geç iyilik bu kötülüğe galebe çalacak. İyilik muhakkak kazanacak. Tam da bu nedenle Milli Teknoloji Hamlesi, sadece daha hızlı roketler, daha akıllı sistemler yapmak değildir. Bizim davamız, teknolojiyi vicdanla, aklı ahlakla birleştirmektir. Bizim davamız, bu zulme “dur” diyecek caydırıcı güce ulaşmaktır. Bu güç, askeri, ekonomik ve teknolojik üstünlüğün yanında ahlaki üstünlüğü sağlamaktır.
TEKNOFEST kuşağı, sadece gökleri değil vicdanları da aydınlatmak, insanlığın onurunu koruyacak teknolojileri de geliştirmek zorundadır. Milli Teknoloji Hamlesi’nin tek bir gayesi var. Tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye idealine ulaşmak. Yüksek teknoloji; sağlıktan tarıma, ulaşımdan haberleşmeye kadar her alanda aydınlık geleceğimizin anahtarı. Bizler burada sadece parlak fikirleri ve yeni icatları görmüyoruz. O fikirleri çeliğe, koda, ürüne dönüştüren usta elleri ve zihinleri de görüyoruz. Yarın, bu teknolojileri fabrikalarda üretecek, atölyelerde geliştirecek on binlerce gencimizi görüyoruz.
Bu yarışmalardaki her bir proje, yarının dünyaya damgasını vuracak teknoloji şirketlerinin habercisidir. Tam bağımsızlık mücadelesinin bir cephesi de dijital dünya. Vatan şairimiz, o meşhur dizesinde ne diyordu: “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar!” İşte o canavar, bugün karşımıza dijital bir çehreyle çıkıyor: Tekno-feodalizm! Bedelini ödeyerek aldığımız akıllı telefonlar, saatler, internet dahil ne kadar sivil teknoloji varsa hepsi silaha çevrilmiş durumda.
Sosyal medyasından arama motorlarına, attığımız adımdan damarlarımızdaki nabza kadar sayan bu teknoloji, adeta insanlığı örümcek ağına hapsetmiş bir halde.
TEKNOFEST kuşağı bu dijital tahakküme karşı kendi cevabını verdi, Türkiye’nin sosyal medyası NSosyal’i hayata geçirdi. NSosyal’i kullananlar burada mı? NSosyal, herkesin özgürce fikir üreteceği bir platform. NSosyal, Küresel dijital tekelleşmeye karşı bir itirazdır. NSosyal, dijital dünyamızda saygının, yüz yüze bakar gibi nezaketin,
ifade özgürlüğünün buluştuğu yerdir. Sizlere bir müjde daha vermek istiyorum. TEKNOFEST kuşağı yeni bir daha adım attı: Küre Dijital Ansiklopedi! Bu adım, T3 ve Küme Vakıflarımızın 1.5 yıldır titizlikle yürüttüğü çalışmaların bir eseri. Küre, yapay zekâ destekli, açık kaynaklı ama en önemlisi her bilginin müellifinin belli olduğu, güvenilir bir referans kaynağı olacak. Küre, sizlerin yazacağı, tartışacağı, yaşayan bir bilgi kaynağı olacak.
Küre; dezenformasyon ve manipülasyonun karşısında hakikatin mecrası olacak. Peki, hakikat nedir sevgili arkadaşlar? Hakikat; tüm karanlıkları aydınlatan güneş gibi, Hiçbir balçıkla sıvanamayacak kadar güçlü,
Gölgelerle örtülemeyecek kadar parlak… Hakikat; asırlar boyu olduğu gibi alnı açık, mertçe savunulması gereken en kıymetli olgu...Sütre gerisinden, maskelerin ardına sığınarak savunulacak bir mefhum da değil! Hakikat; yalanın çelik kabuğunun kuşattığı yapay zeka çağında, Milyonlarca yıldır güneşin, her sabaha doğduğu gibi, Muhakkak yeniden doğacaktır. Sizleri hakikati dile getirmeniz için NSosyal’e ve Küre’ye davet ediyorum.


