Nükleer müdahale gündemde: Bilim insanları parçalayalım diyor Sözcü Gazetesi

Aralık 2024’te keşfedilen 55 metre çapındaki 2024 YR4, keşfedildiği ilk günlerde yüzde 3,1 oranında Dünya’ya çarpma ihtimaliyle gündeme gelmişti. Ancak yapılan yeni gözlemler bu riski önemli ölçüde düşürdü. Şubat 2025 itibarıyla çarpma olasılığı yüzde 0,28’e geriledi.

AY'A ÇARPMA İHTİMALİ ARTTI

Dünya artık büyük ölçüde güvende görünse de, asteroidin Ay’a çarpma ihtimali yaklaşık yüzde 4 seviyesinde. Araştırmacılar, böyle bir çarpmanın Ay’ın yüzeyinden regolit adı verilen toz ve taşları fırlatacağını ve bunun da Dünya yörüngesindeki uzay araçları için ciddi tehdit oluşturabileceğini söylüyor.

Bu “ay enkazı”, yörüngedeki mikrometeorit yoğunluğunu bin kat artırabilir. Bu durum, astronotlar, uzay giysileri ve uydular için risk teşkil edebilir. Özellikle Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS), 2031’de planlandığı gibi yörüngeden çıkarılmazsa tehlike altında olabilir.

'YÖRÜNGESİNİ DEĞİŞTİRMEK DAHA BÜYÜK RİSK YARATABİLİR'

Ancak araştırmacılar, asteroidin yörüngesini değiştirme girişimlerinin daha büyük bir riski tetikleyebileceğini belirtiyor. Cismin tam kütlesi bilinmediğinden, yapılacak küçük bir müdahale bile onu istemeden Dünya’ya yönlendirebilir.

NASA, daha önce DART göreviyle bir asteroidin yörüngesini başarıyla değiştirmişti. Ancak bilim insanları, 2024 YR4 için benzer bir saptırma görevinin pratik olmadığını söylüyor. Bunun yerine, asteroidi parçalamak fikri değerlendiriliyor. DART benzeri bir uzay aracı, asteroidin yönünü değiştirmeksizin onu darbe ile parçalara ayırabilir.

NÜKLEER SEÇENEK MASAYA YATIRILDI

Eğer bu plan başarısız olursa, bilim insanları nükleer seçeneği masaya yatırıyor. Roketle taşınan bir nükleer bomba, asteroidin yüzeyinde ya da yakınında patlatılabilir. Teorik olarak mümkün olan bu yöntemin lansman aralığı 2029 sonu ile 2031 sonu arasında bulunuyor.

Her ne kadar asteroitin Ay’a zarar vermeden geçme ihtimali yüzde 96 olsa da, araştırmacılar bu durumu olası bir asteroid tehdidine karşı hazırlık süreci olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Yeni çalışmanın yazarları, daha fazla uzay aracı tasarımı ve üretim sürelerinin belirlenmesi çağrısında bulunuyor.