Nükleer santrallere karşı eylem için gittikleri Sinop’ta dalgalara kapılarak hayatını kaybeden 3 kişi anıldı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Uğur Mumcu Meydanı Soner-Öner-Güneş Yolu üzerinde gerçekleştirilen anmada Sinop Nükleer Karşıtı Platform Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Karataş, gençlerin “Nükleere İnat Yaşasın Hayat” şiarıyla mücadele ederken hayatlarını verdiklerini vurguladı.
Karataş, “Onlar, doğayı ve insan yaşamını savunan, ülkemizin nükleer çöplük haline getirilmesine izin vermeyen, Sinop’ta ya da bir başka yerde hayatlar solmasın diye nükleer santrale karşı çıkan gençlerdi” dedi.
2006 yılında Sinop’ta yapılması planlanan Nükleer Güç Santrali’ne karşı farkındalık yaratmak için düzenlenen Nükleersiz Yaşam Şenliği sırasında Ankara Üniversitesi öğrencisi jeoloji mühendisi Soner Balta, kardeşi Öner Balta ve makine mühendisliği öğrencisi Güneş Korkmaz, Akliman’da denizdeki rip akıntısı ve dalgalar nedeniyle yaşamını yitirmişti.
Karataş, “Karadeniz, 22 Temmuz 2006 günü Soner, Öner ve Güneş’i bizden aldı. Onları sonsuzluğa uğurladık. Ancak mücadelemiz bitmedi, Sinop Nükleer Güç Santrali projesi tarihin çöp sepetine atılana kadar sürecek” ifadelerini kullandı.
“BU LANET PROJELERDEN VE KANUN DÜZENLEMELERİNDEN DERHAL VAZGEÇİN”Doğa ve tarım alanlarını tehdit eden yasa teklifi ile ilgili de konuşan Karataş, “AKP, iktidarının ilk yıllarından itibaren doğal ve kentsel varlıkların talanı üzerinden kendini var etti. Ekolojik krizin en başat görünümü olan ve akut halini seller, kuraklık, orman yangınları gibi felaketlerle yaşadığımız iklim krizine karşı hiçbir adım atılmıyor. “İklim Kanunu” adı altında 02.07.2025 tarihinde TBMM’den geçirilen 7552 sayılı Kanun, aslen emisyon ticaret sistemini düzenliyor. Sermayenin iklim krizine karşı çözüm olarak sunduğu emisyon ticareti, havanın metalaştırılması ve temiz hava hakkının alınıp satılmasını öngörüyor. Yeşil bir kapitalizm mümkün değildir. Emisyon ticareti ile sermaye, yeni birikim alanları yaratarak kapitalizmin kendi krizini aşmayı amaçlıyor. Aynı çerçevedeki Paris İklim Anlaşması’nın indirim hedeflerini bile sermaye çıkarları doğrultusunda erteleyip esneten düzenlemelerle daha büyük felaketlerin yaşanmasına yol açıyor. Torba Kanun Teklifi ile ormanlar ve başta zeytinlikler olmak üzere tarım alanları denetimsiz şekilde sermayenin talanına açılıyor. Çevresel etki değerlendirme süreçleri işlevsizleştiriliyor. Şirketler lehine doğrudan izin ve ruhsat alma imkânları getiriliyor. Savaş ve seferberlik gibi olağanüstü hallerde istisnai olarak uygulanma imkânı olan acele kamulaştırmalar, doğrudan el koyma haline getiriliyor. El koyma kararlarına ruhsat aşamasında tapu vasfı tanınıyor. Açıkça sermaye için servet transferi sağlanıyor. Artık doğal olmayan felaketlerden beslenmeye, deprem, yangın, sel ve her türlü felaketi birer yatırım aracı olarak görmeye devam ediyor. Siyasal iktidara önerimiz, Bu lanet projelerden ve kanun düzenlemelerinden derhal vazgeçin! Buna izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Etkinlik sonrası Soner Balta, Öner Balta ve Güneş Korkmaz için denize çiçek bırakıldı.


