SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Tolgahan Sayışman ve Almeda Abazi, Arnavutluk Başbakanı ile bir araya geldi Magazin haberleri

Kocaeli haberleri: Gölcük’te bin 912 bandrol ile 206 bin 300 makaron ele geçirildi Kocaeli Haberleri

Yolsuzluğu anlatana tahliye Gündem Haberleri

Fatih Altaylı: Gürsel Tekin e talimat verenler kavga istedi

ÖZEL Atakan Çankaya dan Fenerbahçe ve Galatasaray itirafı! Beni mutlu etti, gurur verici Fanatik Gazetesi Süper Lig Haberleri Spor

İşçi sendikaları Komisyon’da Gündem Haberleri

Eczacılar boy bel kilo ölçecek

İliç halkından basın açıklamasıyla çağrı: İşimizi geri istiyoruz

MEVLÜT TEZEL İşten çıkarılma nedeni: Romantizm!

Küresel Sumud Filosu na ikinci kez dronlu saldırı: Bu kez hedef Alma gemisi Dünya Haberleri

Maden altın üretsin ocaklar aşsız kalmasın Ekonomi Haberleri

Türkiye U21 1 1 Hırvatistan U21 (U21 Avrupa Şampiyonası Elemeleri)

Christian Eriksen sonunda imzayı attı: Bundesliga ya transfer oldu Futbol Haberleri

Kocaeli de kimyasal sızıntı paniği! Ekipler harekete geçti

Polonya ilk kez Rus ordusunu doğrudan hedef aldı: ABD F 35 i operasyona katıldı! Milyonlarca Polonyalıya Evinizden ayrılmayın uyarısı

İlber Ortaylı dan Selimiye Camisi uyarısı: Kim çıplak gözle baksa görür; restorasyondan takım kayırma kokusu geliyor!

5 kişinin öldüğü patlamada lokanta sahibine tahliye

Düzce’ye modern eğitim yuvası… Bakan Uraloğlu’nun katılımıyla açılış törenini gerçekleştirdi

TBMM’de sürpriz buluşma

İran Dışişleri Bakanı Erakçi den UAEA açıklaması

Numan Kurtulmuş tan CHP hamlesi! Vekillere polis müdahalesine sessiz kalmıştı

Numan Kurtulmuş tan CHP hamlesi! Vekillere polis müdahalesine sessiz kalmıştı

Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.

Gürsel Tekin'in CHP İstanbul Yönetimi’ne kayyum olarak atanması ile başlayan gerilim, sürüyor.

Kayyum Tekin, il binasına geldiğinde ona yolu açan polis, seçilmiş milletvekillerine müdahale etmişti.

Polisin vekillere biber gazlı müdahalesi sırasında TBMM'ye tahsisli aracın bile geçişine izin verilmemişti.

KURTULMUŞ MECLİS'İN YETKİSİNİN AYAKLAR ALTINA ALINMASINA ÇIT ÇIKARMADI

Milletvekillerine karşı gaz sıkılması ve TBMM’nin yetkisinin hiçe sayılmasına rağmen, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan tek bir açıklama gelmedi.

Kurtulmuş sessizliğini korurken dikkat çeken bir adım attı. İmralı Süreci kapsamında TBMM’de kurulan Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu’nun açılışında konuşma yapmadan önce CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’e söz verdi.

Başarır TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a seslendi! "Milli iradesi ayaklar altında çık konuş"

Emir, konuşmasında polis müdahalesinden son dönemde yaşanan baskılara kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.

Emir, Kurtulmuş'un sessizliğini bozmasını istedi. Komisyon'dan bunun konuşulması gerektiğini, yoksa vekillerin makamının aksi takdirde bir anlamının kalmayacağını vurguladı. ,

Emir, "Tüm siyasi partilerin katılımı ile bir bildiri yayınlamamızı, başta İstanbul'da yapılanlar olmak üzere, başta milletvekillerine yapılanlar olmak üzere aynı zamanda bu saldırganlığın teşhis ve teşhis edilmesini, eleştirilmesini, ilgililerin uyarılmasını bu komisyondan talep ediyorum" dedi.

Emir, İstanbul'daki polis müdahalesine sessiz kalınmasının da İmralı Süreci'ni 'dinamitleme' anlamına geleceğini ifade etti:

"Bu saldırıya göz yumulursa eğer, bu görmezden gelinirse bu üstüne yatılır yatırırsa bu yanlışın, bu demokrasiye saldırının aslında bu komisyonu da bir yönüyle dinamitlemiş olmayacak mıyız?"

Emir şunları ifade etti:

Demokrasi görevi olan, yetkili olan komisyonumuzun teknik toplantısını yapıyoruz. Özellikle partimiz üzerinde yürütülen o darbe girişimini ve o darbe girişiminin bir parçası olan yargı görünümü altında ama tamamen siyasi bir operasyon olan İstanbul İl Başkanlığımıza kayyum atanmasını, İstanbul İl binamıza polis şiddeti ile 5.000 polisle girilmesini ve sonrasındaki süreçleri komisyonumuzun gündemine getirmek istiyorum.

Çünkü değerli arkadaşlar, elbette ki Türkiye'de barış diyoruz, demokrasi diyoruz, kardeşlik diyoruz, terörsüz Türkiye diyoruz ve bunun için de birçoğumuzun son derece samimi, içten, cesur çalışmalar yaptığımıza tanırız ve bunun için de emek veren herkese, başta Sayın Meclis Başkanımız olmak üzere teşekkür ederiz.

Ama biz bu komisyon çalışmasını nasıl bir Türkiye'de, nasıl bir siyasi atmosferde yaptığımızı da bugün konuşmak durumundayız. Türkiye'nin gündemine bunu getirmek zorundayız. Bakınız değerli arkadaşlar, Okan Bey. Türkiye'de maalesef siyaset yargı eliyle dizayn edilmeye çalışılıyor. Adliye koridorlarında bir türlü alınıp bulunamayan Asliye Hukuk mahkemeleriyle bir siyasi dizayn yapılıyor. Bu bugün Cumhuriyet Halk Partisi'ne yapılıyor.

Çünkü biz Türkiye'nin 1. partisiyiz. Çünkü ilk iktidarın, ilk seçimde iktidara gelecek partimiz. Ama bugün iktidar partisi bulabildiği yargı aparatlarıyla Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı bir darbe girişimi içerisindedir. Teşhisi doğru koymak zorundayız. Bakın kısaca kavramsallaştıracak olursak, bir kayyumlaştırma sürecinden geçiyoruz. Seçilmiş belediye başkanlarımız görevlerinden alınıyor. Tutuksuz yargılanmaları gerekirken tutuklu yargılanıyor.

Yapılabilirse yerine kayyum atanıyor. Eğer kayyum atanacak gibi değilse terörle ilişkilendirilerek görevden alınıyor ve bütün bunlarla birlikte aslında halk iradesine, seçmen iradesine darbe vurulmuş oluyor. Açık bir gerçeklik olarak önümüzdedir. Biz hiç kimsenin yargılanmayacağını söylemiyoruz. Ama özellikle seçilmişler bakımından yargılamanın tutuksuz olması gerektiğini ve halk iradesine demokrasiye saygının en temel gereğinin bu olduğunu söylüyoruz.

Siyaset yargısallaştırılıyor arkadaşlar. Yargısallaştırılmış bir siyaset neticesi. Siyasetin alanı yok edilmiş durumda. Ve siyasetçiler yargı üzerinden birbiriyle konuşur. O haldedir. Ve sonuç olarak Türkiye'de siyasi yargılamanın, siyasi meselelerin yargılandığı mahkemeleri özellikle kamuoyuna gündeme olmuş mahkemelerin her şekilde talimatla hareket ettiğini çok iyi biliyoruz. Türkiye'de yargı tarafsızlığından ve bağımsızlığından bahsetmenin mümkün olmadığını maalesef biliyoruz. Bunun bir diye uzantısı da polis avukatı.

Birazdan kısaca bahsedeceğim. Bütün bu süreçlerle birlikte bir yanıyla kayyumlar atanıyor. Bir yanıyla milli iradeye darbe yapılıyor. Seçilmişler hapislerde tutuluyor ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin üzerinde de yargısal bir baskı kurulmaya çalışılıyor. Bunun bir tek sebebi var. Baş eğdiremiyorlar. Baş eğdiremiyorlar ve bu yargı oyunları ile mücadele etmeye çalışıyorlar. Ama bunlar nafile. Biz sonuna kadar siyaset diyoruz, sonuna kadar demokrasi diyoruz.

Elbette ki burada dün geçen bu haftanın başında İstanbul'da yapılanları gündeme getirmek gerekiyor. Bir defa şunu açıklıkla ifade etmeliyim ki hukuki bir tartışma yürütebiliriz ama aslında anayasamız yasalar son derece açık. Türkiye'de 1950 yılından beri seçim hukuku var, Yüksek Seçim Kurulu var ve seçim hukukunun temel ilkeleri var ve ancak ve ancak partilerin kongreleriyle, kurulları ile kurultayları ile ilgili davaların ilçe, il ve Yüksek Seçim Kurulu tarafından görüleceğine dönük içtihatlar var. Ama bütün bunlar bir kenarda dururken Bir mahkemeye başvuralım.

O mahkeme görevsizim derse öbürüne başvuralım. Bir Asliye Hukuk hakimi bulana kadar başvuralım. 9 defa reddedilmiş 10.cuyu bulalım ve bir hakimin bir hakimin bir kararı ile koskoca Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığına tedbiren kayyum atandı. Bunun içerisinde hukuk yok arkadaşlar. Bunun içerisinde demokrasi yok, adalet yok. Bilmeyenler için söyleyeyim ki birçok kanalda bunlar konuşulmuyor. İstanbul'la ilgili hazırlanan iddianame 9 sayfa. Bir tane ses kaydı var.

O ses kaydında da ne alan var ne veren var. Hiç kimse belli değil. Bütün bunlara rağmen ilgili Asliye Hukuk Mahkemesi Ceza Mahkemesinin yerine geçiyor. Daha hala duruşma başlamamış. Delilleri takdir ediyor. Ben ikna oldum diyor. Tedbir koyuyorum diyor. Ve İstanbul İl Başkanlığına bulabildiği bir aparatı gönderiyor. Kayyum olarak.

Bunun neresinde demokrasi var? Bunun neresinde siyaset alanı var? Bunun neresinde barış var arkadaşlar? Ve baktığınız zaman bizim Siyasi Partiler Kanunumuz çok açık, anayasamız son derece açık ve burada açık bir yetki taslı olduğunu hepimiz biliyoruz. Nihayet bugün Ankara'da bir Asliye Hukuk Mahkemesi reddetti.

Esastan reddetti. Bakın esastan reddetmesi demek aslında o İstanbul mahkemesinin koyduğu tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalkması demektir. Peki biz bunları niye yaşadık? İçimizden bir kısmının bunları niye burada konuşuyoruz? Bu komisyonla ilgisi ne dediğini duyar gibi oluyor. Değerli arkadaşlar, Türkiye'de toplumsal barışı sağlayacaksak, demokrasiyi kökleştireceksek, adaleti sağlayacaksak, herkesi eşit hissettireceksek, siyasi partileri, siyaseti güçlendireceksek, siyaset alanını derinleştireceksek siyasi partiler üzerindeki ve bugün bize yapılan bu kapsamdaki saldırılara da karşı koymak zorundayız. Bunları göz ardı edemeyiz.

Bunları görmezden gelemeyiz. Bunu yaptığımız bir Türkiye'de asla barışı konuşamayız. Asla demokrasiyi konuşamayız. Ve değerli arkadaşlar, bakınız burada İstanbul binamıza zorla giriliyor. 15.000 polisle giriliyor ve milletvekillerimize saldırılarla bulunuyor. Milletvekillerimize saldırdılar. Kadın milletvekillerimize saldırdılar. Gözlerine, hepiniz gördünüz görüntüleri gaz sıktılar. Hiç gerek yokken. Bu hepimizin sorunu. Meclisin sorunu.

Meclis başkanımızın da sorunu. Bunu görmezden, duymazdan gelen bir komisyon düşünemiyoruz arkadaşlar. Ve bizim buna dönük olarak da burada bir şeyler yapmamız, bir ses çıkartmamız, bir söz kurmamız gerekiyor. Ve değerli arkadaşlar, Türkiye'nin geldiği noktada gazlı, joklu, tanklı, şiddetli bir demokrasi süreci yaşıyoruz. Ablukalar içerisinde bir il başkanlığımız var. Soruyoruz, bir mahkeme bir tedbir kararı vermiş mi? Vermiş.

İçişleri Bakanlığı İstanbul Valiliği icra memuru mudur? Kendiliğinden harekete geçmiş. Gecenin bir vakti il başkanlığımıza giden yolları kesmiş. Çıkın oradan içeri gireceğiz diyorlar. Niye? Belli değil. Belli değil arkadaşlar. Buradaki herkes neredeyse herkes hukukçu. Herkes bu anlama geldiğini bilir. İşgüzarlık yapılıyor ve o kişiler, o aparatlar meydan okuyorlar. Biz buraya geleceğiz. Ne oldu? Geldiler. Türkiye kaybetti. Türkiye'nin demokrasisi kaybetti. Biz kaybettik aslında. Hep birlikte kaybettik. Türkiye İstanbul ilk binasına bir partinin polisin 5.000 polisle gazla, tonla, gazla, jolpla, barikatla miferle, kalkanla gireceği de Türkiye bilir. Bunu konuşmazsak biz burada işimizi yapmış sayılır mıyız değerli arkadaşlar? Ve bir kurultay davası yürütülüyor. Biz bunun ne olduğunu biliyoruz, amacını biliyoruz. Kurultay davası üzerinden partimiz tartıştırılmak isteniyor.

Türkiye'nin çok temel sorunları var. Asgari ücrete hala zam yapılmadı. En resmi enflasyonumuz %40'lara yaklaştı. Hala yapılmadı. Memurların zamları hala belli değil. Enflasyonun son derece altında ezim ezim eziliyorlar. Emeklileri 16.000 küsur liralık bir açlık sefalet maaşına mahkum edilmiş bir Türkiye'deyiz. Bunları konuşmak yerine akşama kadar bu meselenin aynı zamanda bir psikolojik harp parçası olarak da akşama kadar kimi kanallarda Cumhuriyet Halk Partisi kurultayları konuşuluyor. Hukuken, anayasamıza göre, siyasi partiler yasamıza göre asla ve asla bu mahkemelerin davaların olmaması gerekirken, tüketilmiş olması gerekirken maalesef yargı üzerinden siyaset dizayn edilmeye çalışılıyor. Ve bu süreçler sonunda değerli arkadaşlar maalesef gördüğümüz parti, çok partili yaşamın artık siyaset eliyle sonlandırılmasıdır. Demokrasi diyoruz, barış diyoruz, terörsüz Türkiye diyoruz. Ama eğer bir Asliye Hukuk hakimi yetki gasbı yaparak bir siyasi partinin kurultayına, genel merkezine, il başkanlıklarına tedbir koyuyorum diyerek tedbir koyma iddiasıyla birilerini gönderip orada genel başkanlık orada il başkanlığı yaptıracaksa Türkiye'de çok partili siyasal yaşamın sonuna gelmişiz demektir. Anayasa açık. Anayasa diyor ki, siyasi partiler demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurlarıdır. Peki değerli arkadaşlar, bir Asliye Hukuk hakimi tek başına bir karar alıp, bir bir partinin il başkanlığına veya genel merkezine kayyum gönderebiliyorsa artık o ülkede demokrasiden, sandıktan bahsedilebilir mi? Bakın bütün diktatörlüklerde sandık vardır.

Sandık hiçbir şekilde demokrasinin belirtisi dahi değildir. Ama demokrasinin belirtisi olan serbest seçimlerdir ve muhalefetin varlığıdır. Şimdi siz en büyük rakibinizi %40'lara dayanmış oy potansiyeli oy potansiyeli olan rakibinizi İstanbul İl Başkanlığı üzerinden, Genel Merkezi üzerinden takdir ettiğiniz, tercih ettiğiniz birilerine emanet ettiriyorsanız aranızda halleşin diyorsanız geri hatta kendi medya aygıtlarınızla bunlar bölünecekler.

Bunlar parçalanacaklar diye bir algı operasyonu yürütüyorsanız artık orada demokrasiden bahsedemeyiz. Değerli arkadaşlar, anayasa komisyonunda anayasa değişirken AKP milletvekili Yavuz Aydoğdu şöyle bir benzetme yapmıştı. Onu da sizlerle paylaşayım. Demişti ki Yörük çadırında kavga çıkar. Her şey olur. Herkes birbirine her şeyi yapabilir ama bir şey yapılmaz bizim geleneğimizde. O da çadırın ana direğine vurulmaz. Çünkü çadır o ana direk çökerse o çadır çöker. İşte değerli arkadaşlar burada bahsettiğimiz budur.

Ana direk çökmek üzeredir. Herkes aklını başına almalıdır. Çünkü Türkiye bu geri demokrasiyi, demokrasisinin tüketilmesini, Türkiye siyasi partilerin bu yollarla küçültülmesini, yargı baskılarıyla bölünmesini, çalışamaz hale gelmesini artık taşıyamaz. Öyle bir yerdeyiz ki demokrasiyle mi devam edeceğiz? Gerçekten demokrasi mi diyeceğiz? Siyasi partilerin özerkliği mi diyeceğiz? Anayasa mı diyeceğiz? Kanunlar mı diyeceğiz?

Yoksa talimatlandırılmış yargının kararlarıyla siyasetin dizayn edilmesine boyunmayacağız. İşte tercih burasıdır. İşte bu nedenle bu komisyonumuz bunları konuşmak, bunları değerlendirmek, tartışmak zorundadır değerli arkadaşlar. Bakın bu sorun bizim sorunumuz. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin değil. Türkiye'de milyonlar Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül vermiş, umut bağlayan milyonlar var. Ama Cumhuriyet Halk Partisi'ne umut bağlamasa bile sandığını bekleyecek, sandığına sahip çıkacak, sandığıma yan bakmayın diyecek başka milyonlar da var. Teşhisi doğru koyarsak burada yapılan bir siyasi partiye bir operasyondur ama siyasi partilere, siyasete, sandığa yapılmış bir operasyondur kabulünü görüyorsak arkadaşlar, buna sahip çıkacak 86 milyon vatandaşımız var. Kim bu ülkede gücüne güvenip sandığa yan baktıysa halktan tokat yemiştir.

En son örneği de İstanbul tekrar seçimindedir. Bu halk, bu millet sandığına sahip çıkacaktır. Ve nitekim yapılanlar her defasında boşa gitmiştir ama Türkiye kan kaybetmiştir. Sayın Meclis Başkanına seslenmek istiyorum. Kendisinin demokratik tutumlarına tanık olduk. Ama zaman zaman da sessiz tutumlarına tanık oluyoruz.

Sayın Başkanımızın elinden geleni yapabileceğini, yaptığını ben görüyorum. Ama Sayın Başkanım, açıktan da yapmalıyım. Herkes duymalı ne yaptığımızı. Nerede durduğumuzu herkes duyma. Başka türlü biz Türkiye'ye demokrasi adına bir ses yükseltemeyiz. Bakın sizin 2010 yılında Saadet Partisi'ne, sizin genel başkanı olduğunuz Saadet Partisi'ne kayyum gönderildiğindeki sözlerinizi komisyonumuzla paylaşmak istiyorum." Bir yerel mahkemenin diyorsunuz. Tek hakimi tarafından kayyum davası sonuçlanmıştır. Bu kayyum davası Türkiye siyasetine nasıl olağandışı yollardan müdahale edilebildiğinin çok açık kanıtıdır. Bu kayyum davası Türkiye siyasetine nasıl olağandışı yollardan müdahale edilebildiğinin çok açık kanıtıdır "diyorsunuz. İki kez Sayın Başkanım. Ve bizim buradan bir ses yükseltmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar.

Bu komisyon dinliyoruz. Herkesi dinliyoruz. Bir iddiamız var ve bütün kesimleri dinleyerek toplumsal rızayı genişleteceğimizi söylüyoruz. Evet bunu yapalım. Ama bu komisyonun aynı zamanda kimi adımları atmasının zamanı gelmiştir. Artık daha fazla geciktiremeyiz bu adımı. Acil atılması gereken adımlar var değerli arkadaşlar.

Bu millet bize bakıyor. Ne olacak diye bizi takip ediyor. Ama içinden bir şey çıkmıyor. Bugüne kadar gelinen nokta bir toparlıyoruz. Tamam tamam. Bugüne kadar gelinen nokta bir arpa boyu kadar yol alamadığımızdır.

Şu örnekleri vermek istiyorum değerli arkadaşlar. Bakın kayyumlar hala gündemde. Hiçbir çalışmaya gerek yok. Halkın iradesine saygı duyacaksınız. Kayyum uygulamasına hemen son verebilirsiniz. Aynı şekilde hasta tutuklular, bugün Burak Çalıkla ilgili Anayasa Mahkemesi kararı geldi. Vaktim olsa da anlatsam size bir hekim olarak.

Olacak bir şey değil. Anayasa Mahkemesi dosya üzerinden baktığı için bize göre çok isabetsiz bir karar veriyor. Ve son 3 ayda 21 kilo vermiş birinden bahsediyoruz. Hasta tutuklular. Bunun için hiçbir şey yapmaya gerek yok. Meclis olağanüstü toplanmalı. Milletvekillerine karşı orantısız güç kullanıldı. Birazdan arkadaşlarımız konuşurlar. Resimleri ortalıkta. Ya o polis müdürlerine ne yaptınız? Onlara ne yaptığımızı göstermek zorundayız Sayın Başkanım. Bir bir ülkede milletvekilleri dahi Sayın Başkanım hemen ben tekrar aynı tora düşmeyeceğim. Kesilmezse sevinirim. Bir ülkede milletvekillerine bile böylesine saldırgan bir tutum içine giriliyorsa, coplanıyorsa, gözlerin içine gaz sıkılıyorsa biz buna dönük olarak bu komisyonda bir bildiri yayınlamalıyız.

Tutumumuz açıkça belli değiliz. İçişleri Bakanı savunma vermedik. İstanbul Valisi savunma vermedi. Onu yapan polis memuruna kim emir vermiştir? Bunun ortaya çıkması gerek. Bunlar yapılmadan biz bu görüntüleri sineye çekersek yarın bir başkası yapar değerli arkadaşlar. Buna izin veremeyiz. Ve bir meclis komisyonunun böyle bir olay yaşanmışken bu olmamış gibi yapması, olmamış gibi çalışmalarına devam etmesi elbette ki düşünülemez. Ve değerli arkadaşlar şunun anlaşılması lazım. Bir yanıyla böylesine siyasetin yargı yoluyla dizayn edilmesi.

Hukukun, anayasanın ayaklar altına alınması. Bir yanıyla sandığın yok edilmesi, milli iradeye saygı duyulmaması. Diğer yanıyla siyasi partilerin kapatmaktan beter edilmesi. Tedbir uyguluyoruz gerekçesiyle kayyumlar üzerinden yönetilmesi ve orada acaba patinaj yaptırır mıyız? Acaba baş eğdirir miyiz? Acaba zayıflatır mıyız? Acaba koltuğumuzu böyle koruyabilir miyiz yollarına girilmesi asla kabul edilemez.

Ve şurada samimi bir duruşa ihtiyaç var. Değerli arkadaşlar bu komisyonun gerçekten çalışmasını istiyor muyuz? Gerçekten istiyor musunuz? Yani Türkiye'de gerçekten toplumsal barışı sağlayalım diyorsanız, gerçekten Türkiye'de demokrasiyi geliştirelim diyorsanız bütün bu yaşananlara, bugün Cumhuriyet Halk Partisi'ne yapılmış gibi görünen ama aslında tüm siyasal sistemimize yapılan, demokrasimize yapılan

Bu saldırıya göz yumulursa eğer, bu görmezden gelinirse bu üstüne yatılır yatırırsa bu yanlışın, bu demokrasiye saldırının aslında bu komisyonu da bir yönüyle dinamitlemiş olmayacak mıyız?

Herkes bu komisyondaki herkes ve bu komisyona destek veren herkesin buradan da düşünmesi gerekir. Eğer bu komisyon ilerlesi isteniyorsa artık bu hukuksuzluklara, bu Asliye Hukuk mahkemeleri üzerinden estirilen teröre, bu baskılara, bu il binalarımıza, genel merkezlerimize, partimizin binalarına böylesine saldırgan sanki suç örgütüymüş gibi, sanki terör örgütüymüş gibi saldırılmasına boyun eğmemeliyiz. Bu konuların hepsi birbiriyle iç içedir ve hepimize düşen bir görev vardır. Ben meclisimizin ve bu komisyonumuzun bu konuda duyarlı olmasını.

Tüm siyasi partilerin katılımı ile bir bildiri yayınlamamızı, başta İstanbul'da yapılanlar olmak üzere, başta milletvekillerine yapılanlar olmak üzere aynı zamanda bu saldırganlığın teşhis ve teşhis edilmesini, eleştirilmesini, ilgililerin uyarılmasını bu komisyondan talep ediyorum.

Bu olmadan bunlar yapılmadan, İstanbul'da yapılanlar Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik olmayacak iddialarla, olmayacak hukuk yollarıyla yapılan bu saldırılara böylesine boyun eğilirse bu komisyonun bu şekliyle Türkiye'ye bir umut vermesi gerçekten güç olacaktır.

Şunu görüyoruz. Birçok komisyon üyesi samimi bu sorunları çözmek ister ama o kirli odakları bulun ve o kirli odakları susturun arkadaşlar. Türkiye bu ayıbı yaşamamalı. Türkiye yolunda demokrasi içerisinde çok partili siyasal rejim içerisinde özgürlükleri genişleterek ve kardeşliğini tekrar kurarak yürüyebilir. Kısa bir değerlendirme de bugünkü şeyle ilgili yapmak istiyorum Sayın Başkanım. Önemli çünkü. İstanbul İstanbul'daki Asliye Hukuk mahkemelerinden birisi biraz önce bahsettiğim gibi iddianameyi gördü. Daha duruşması görülmemiş. Ceza yargısında iddianame duruşması başlamamış bir iddianame üzerinden tedbir kararı verdi. Öyle bir tedbir kararı verdi ki aslında hüküm doğuracak bir karardı. Çünkü istenen kayyum atanmasıydı ve böylelikle İstanbul'u terörize etti ve bu konuda daha önce Ankara'da açılmış olan bir davada bugün esastan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildi. Ve sonuçta ortada esastan bir redd söz konusu aynı konuyla ilgili. Dolayısıyla verilen tedbir kararını artık yok hükmündedir. Ve bir an evvel bizim İstanbul İl Başkanlığımız boşaltılmalıdır. Bizim şu anda seçilmiş İstanbul İl Başkanlığımız ve yönetimimiz görevi başındadır. Ve Türkiye'de bunu yaşatanlar, İstanbul'da bunu yaşatanlar Türkiye demokrasisine bu zararı verenler ve bu verenlerin arkasındaki bu piyonların arkasındaki ellerde mutlaka teşhir edilmelidir ve bu konu bu komisyonun da gündeminde olmalıdır.

Gelişmeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'dan en güncel haberleri takip edin.
seeGörüntülenme:21
embedKaynak:https://halktv.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 11 Eylül 2025 16:11 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Tolgahan Sayışman ve Almeda Abazi, Arnavutluk Başbakanı ile bir araya geldi Magazin haberleri

10 Eylül 2025 20:54see223

Kocaeli haberleri: Gölcük’te bin 912 bandrol ile 206 bin 300 makaron ele geçirildi Kocaeli Haberleri

09 Eylül 2025 23:30see162

Yolsuzluğu anlatana tahliye Gündem Haberleri

11 Eylül 2025 08:46see158

Fatih Altaylı: Gürsel Tekin e talimat verenler kavga istedi

10 Eylül 2025 08:14see154

ÖZEL Atakan Çankaya dan Fenerbahçe ve Galatasaray itirafı! Beni mutlu etti, gurur verici Fanatik Gazetesi Süper Lig Haberleri Spor

10 Eylül 2025 08:18see152

İşçi sendikaları Komisyon’da Gündem Haberleri

11 Eylül 2025 08:47see151

Eczacılar boy bel kilo ölçecek

10 Eylül 2025 07:07see148

İliç halkından basın açıklamasıyla çağrı: İşimizi geri istiyoruz

09 Eylül 2025 21:36see144

MEVLÜT TEZEL İşten çıkarılma nedeni: Romantizm!

10 Eylül 2025 07:09see119

Küresel Sumud Filosu na ikinci kez dronlu saldırı: Bu kez hedef Alma gemisi Dünya Haberleri

10 Eylül 2025 02:00see119

Maden altın üretsin ocaklar aşsız kalmasın Ekonomi Haberleri

10 Eylül 2025 04:08see118

Türkiye U21 1 1 Hırvatistan U21 (U21 Avrupa Şampiyonası Elemeleri)

09 Eylül 2025 23:28see116

Christian Eriksen sonunda imzayı attı: Bundesliga ya transfer oldu Futbol Haberleri

10 Eylül 2025 20:31see115

Kocaeli de kimyasal sızıntı paniği! Ekipler harekete geçti

10 Eylül 2025 08:31see115

Polonya ilk kez Rus ordusunu doğrudan hedef aldı: ABD F 35 i operasyona katıldı! Milyonlarca Polonyalıya Evinizden ayrılmayın uyarısı

10 Eylül 2025 11:34see115

İlber Ortaylı dan Selimiye Camisi uyarısı: Kim çıplak gözle baksa görür; restorasyondan takım kayırma kokusu geliyor!

10 Eylül 2025 01:31see114

5 kişinin öldüğü patlamada lokanta sahibine tahliye

10 Eylül 2025 17:03see114

Düzce’ye modern eğitim yuvası… Bakan Uraloğlu’nun katılımıyla açılış törenini gerçekleştirdi

11 Eylül 2025 12:49see114

TBMM’de sürpriz buluşma

10 Eylül 2025 07:27see114

İran Dışişleri Bakanı Erakçi den UAEA açıklaması

10 Eylül 2025 00:47see113
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları