Oflu Saral: Saldırılar Karadeniz i ölüm denizi haline getiriyor
Halktv sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Trabzon'un Of ilçesinde vatandaşlar, Karadeniz'de balıkçılığı bitirme aşamasına getiren kafes tipi balık projelerini protesto etti. 25 yıldır Of'ta balıkçılık yapan Ahmet Saral, kafes balıkçılığını saldırı olarak değerlendirirken "Bizleri ve tüm canlı yaşamı besleyen denizimizi tüketiyor" dedi.
Protestolara destek veren CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ise "Bir şirketin kârını değil, burada yaşayan ve buranın gerçek sahibi olan halkın çıkarlarını korumak gerekiyor" diye konuştu.
OFLU SARAL: SALDIRILAR KARADENİZ'İ 'ÖLÜM DENİZİ' HALİNE GETİRİYORRize'nin Pazar ilçesinde Kuzuoğlu Grup ile Günvak 1 ve Günvak 2 firmalarının kurmak istediği kafes tipi balık çiftlikleri projesine karşı direniş büyüyor. Pazar'daki balıkçı köyünde, halk ve balıkçılar liman girişinde kurdukları direniş çadırında başlattıkları oturma eylemi 11'inci gününe girerken, Trabzon'un Of ilçesinde de aynı şirketlerin kafes tipi balık projesi kurma girişimi üzerine halk ve balıkçılar basın açıklaması yaparak projeyi protesto etti.

Protestoya CHP Rize Milletvekili Ocaklı, CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, CHP Of İlçe Başkanı Fahri Kaptanoğlu, Of Folklor Derneği üyeleri, aynı zamanda muhtar olan Pazar Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İsmail Hakkı Kambay ile balıkçılar ve yurttaşlar katıldı.

25 yıldır balıkçılık yaptığını belirten Ahmet Saral, şöyle konuştu:
"Denizimizin 25 yıl içerisinde neredeyse tükenmiş hale geldiğini her yıl yavaş yavaş görüyoruz. Bin yıllardır kıyılarda yaşayan insanları besleyen Karadeniz, tarihte hiç olmadığı kadar saldırı altında. Peş peşe gelen saldırılar bizleri ve tüm canlı yaşamı besleyen denizimizi adeta 'ölüm denizi' haline getiriyor.
İlk olarak Karadeniz sahil yolu projesi ile başladılar. Doğal yaşamı canlı kılan kıyılar doldurularak balıkların beslenme ve yumurtlama alanları yok edildi. Sesimiz çıkmadı, kör ve sağır olduk. İkinci darbeyi HES projeleriyle vurdu. HES’ler, derelerin denizlere taşıdığı alüvyonları tutsak etti. Dereler kurumaya yüz tuttu. Bu kıyı, derelerin denizlere taşıdığı balıklara yem olarak sunduğu canlı türlerini de yok etti. Ve hepimiz biliyoruz ki, bir dönem Karadeniz Avrupa’nın kimyasal atıklarının boşaltıldığı bir çöplüğe dönüştürülmüştü.

Tüm bu saldırılara karşı güçlü bir ses çıkaramadık. Hepimizi karşılıksız bakıp besleyen denizimizin sessiz imdat çağrılarına gözümüzü kapattık ve vicdanımızı kapattık. Şimdi ise Avrupa'nın yasakladığı kafes balıkçılığı ile yeni bir saldırı başlatıldı. Karadeniz'in neredeyse tüm kıyıları kafes balıkçılığı yapan işletmelere ihale edildi ve kafes balıkçılığı kanser hücreleri gibi Karadeniz'i sardı.
"HAVUZA İLAÇ VERDİKLERİNDE ALTTAKİ DOĞAL ALAN DA ETKİLENİYOR"Kafes balıkçılığı, Karadeniz'in doğal yaşamını en çok tehdit eden saldırıların başında geliyor. Tüm doğal avlanma alanlarına kurulan kafeslerde yetiştirilen balıklar, GDO'lu yemlerle büyütülüyor; yani mısır ve soya ile besleniyor. Bu balıklara çoğu zaman hastalıklara karşı antibiyotik veriliyor. Ne şekilde verildiğini bilmiyoruz. Herhalde balıkları tek tek yakalayıp ağızlarına birer hap vermiyorlar; ilacı sulandırıp havuzun içine bıraktıklarında alttaki doğal alan da etkileniyor.

Karadeniz'de geçimini sadece balıkçılıkla sağlayan 20 bin insan var. Henüz gün ağarmadan denize çıkan, soğuğa, yağmura ve aniden bastıran fırtınalara rağmen binbir cefa ile avlanıp ekmeğini çıkaran bu insanlar yok sayılıyor. Biz balıkçılar, eğer kafeslere izin verirsek avlanacak alan dahi bulamayacağız. Çünkü biliyoruz ki, kafeslerin 200 metre çevresine yaklaşmamız yasaklanacak. Sizler çok iyi bilin ki, kafes balıkçılığına izin verirsek çok yakında denizden soframıza gelen balıkları bulamaz olacağız. Kafes balıkçılığına hayır diyoruz. Binlerce yıldır hepimizi besleyen denizimizi size vermeyeceğiz.
"NEREYE KADAR BU İŞ GİDECEK?"Pazar Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Kambay, "Artık her taraf kafeslerle donatıldı. Yeter artık. Nereye kadar bu iş gidecek? Artık bu iş burada noktalansın. Trabzon'un bürokrasisi çok geniş; vekilleri, bakanları çok fazla. Artık bunu bir üst makama ileterek durdurulmasını istiyorum" dedi.
"BİR ŞİRKETİN KARINI DEĞİL HALKIN ÇIKARLARINI KORUMAK GEREK"CHP Rize Milletvekili Ocaklı da kafes balıkçılığının Arjantin, Kanada, İsveç, İngiltere, Danimarka ve ABD’nin birçok bölgesinde yasak olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
"Karadeniz'de tamamen ihraç edilen ve sadece bir şirketin karı üzerine kurgulanmış bu ticaret metodu, insanların ve balıkçıların ekmek teknelerini, denizlerdeki tarlalarını yok ediyor. Of'ta yaklaşık 150 balıkçımız var. Eğer buralarda kafes balıkçılığı yapılırsa, geçimlerini sağlamak artık hayal olur diye kaygı içindeler. Türkiye genelinde yapılacak kafes balıkçılığı projelerinden vazgeçilmesini, bunun yerine balıkçılığın teşvik edilmesini ve taahhüdümüzde olan bir 'Balıkçılık Bakanlığı' eliyle güçlendirilmesini sağlamak için planlar yapmak gerekiyor. Bir şirketin karını değil, burada yaşayan ve buranın gerçek sahibi olan halkın çıkarlarını korumak gerekiyor. Biz de olası bir durumda Trabzon'a, Of'a ve her yere sahip çıkmaya hazırız."
OCAKLI'DAN VALİ'YE "MARJİNALLER" TEPKİSİPazar'da 11 gündür kafes balık projelerine direnen balıkçıları Rize Valisi İhsan Selim Baydaş'ın "marjinaller" olarak nitelemesine de değinen milletvekili Tahsin Ocaklı, şunları söyledi:
"Rize Pazar'da yapılmak istenen kafes balıkçılığı çok önemli. Buradan özellikle söylemek isterim: Rize Valisi'nin, kendi geçim kaynaklarını savunmak üzere olan insanlara 'marjinal grup' demesi asla kabul edilemez. Oradaki insanlar, Pazar'ın Balıkçı Köyü'nde balıkçılık yapan kişilerdi. Onları marjinal olarak nitelendirmek doğru değildir. Sayın Vali'nin neyi kastettiğini bilmiyorum; marjinal grup olarak beni mi, yoksa başka birilerini mi kastetti, bilmiyorum. Ancak denizlerini ve yaşam alanlarını savunmak herkesin anayasadan doğan hakkı ve ödevidir. Bu nedenle mücadelemiz sürecek. Bu mücadelede Of'ta, Trabzon'da, Samsun'da ve Ordu'da halkın yanında durmaya devam edeceğiz."


