Oğlunun cinayetini 7 yılda ortaya çıkardı Sözcü Gazetesi

İki üniversite bitiren, üç yabancı dil bilen ve yurt dışında yüksek lisans eğitimi alan 26 yaşındaki Dorukhan Büyükışık, 13 Mayıs 2018 gecesi İzmir Narlıdere’de bir inşaatın önünde ölü bulundu. 
Olay kayıtlara, “Yüksekten düşme-kaza” olarak geçti. Ancak yıllarca devletin “Gizli odalarında” çalışan, Özel Kuvvetler’de görev alan, 16 yıl terörle mücadele eden ve Komando Tugay Komutanlığı da yapan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, oğlunun kaza sonucu öldüğüne inanmadı. 

MELEK GİBİ BİR GENÇTİ

7 yıl iz sürüp oğlunun bir cinayete kurban gittiğini ortaya çıkaran baba Büyükışık, mücadelesini SÖZCÜ’ye anlattı.

“Oğlum dünyaya iyilik meleği olarak geldi, 26 yıl 74 gün sonra da cennete gitti” diye söze başlayan Ethem Büyükışık, “Onu bizden organize suç örgütü aldı, inşaat demiri ile vurup, 8 kaburgasını kırarak öldürdüler” dedi.

Baba Büyükışık, değiştirilen onlarca kamera görüntüsü ve raporlar ile HTS kayıtlarını bularak olayın kaza değil cinayet olduğunu ispatladığını vurguladı.

ADALET BAKANLIĞI EL ATTI

Büyükışık, oğlu Dorukhan’ın lösemili çocuklara katkı için düzenli olarak trombosit kan hücresi verdiğini, aracında oyuncak bulundurup çocuklara dağıttığını ve “İyilik timsali” olduğunu söyledi. Baba Büyükışık, yaptığı çalışmalar sonucunda Adalet Bakanlığı’nın duruma el attığını bildirdi. 
Büyükışık şöyle devam etti: “Bu sahte delillerle takipsizlik kararı verildi. 7 yıl iz sürdüm, sahteciliği ortaya çıkardım, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüştüm, delilleri ortaya koydum, bana hak verdi ve dosya yeniden açıldı, takipsizlik kararı kaldırıldı. Olayın kaza ya da intihar değil, cinayet olduğunu ispatlayarak 3 ayrı dava açılmasını sağladık. Şimdi adaletin tecellisini bekliyorum.” 

BüyükışıK topladığı delilleri Adalet Bakanı’na ulaştırdı ve sonuç aldı. Bir emniyet müdürü, 8 polis, 2 jandarma astsubayı ve 5 inşaat işçisi hakkında “Cinayet, suç delillerini gizleme ve görevi kötüye kullanma” iddiasıyla 3 ayrı dava açıldı. 

Oğlunun olay gecesi Narlıdere’deki evlerinin yakınında yürüyüşe çıktığını ve gümrük limanından yurda girip bir inşaatın önüne yanaşan TIR’dan yapılan organize suç faaliyetine tanık olduğunu savunan Büyükışık, şunları söyledi:

“İnşaattakiler oğlumdan şüpheleniyor, yakalayıp neden orada olduğunu anlamak için sorular soruyor. Sonra da görgü tanığı bırakmamak için inşaat demiri ile sırtına vurup öldürüyorlar, 8 kaburgası kırılıyor. İnşaattan düşerek intihar ettiği görüntüsü veriyorlar. Cep telefonunu da çatı katına bırakıyorlar. Kamera kayıtları siliniyor, sahte delil ve gerçek dışı olay yeri inceleme tutanağı, bilirkişi raporları düzenleniyor. Kamera kayıtları, biyolojik izler yok ediliyor. Fotoğraf ve video çekimi ile sahte deliller üretiliyor. 8.5 dakikalık sahte görüntülerle tutanak tutuyorlar.”