Önce Bahçeli şimdi başdanışmanı! MHP den ardı ardına belediye davaları çıkışları
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin CHP'li belediyelere yönelik davalarla ilgili yaptığı çağrı siyaset arenasında geniş yankı buldu.
Bahçeli'nin Türkiye’nin ağırlaşan, belediyeler başta olmak üzere pek alana yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, sonuçta adaletin eksiksiz tecellisi sağlanmalıdır. Adli tatilin bitimiyle beraber yargıyı saran mesnetsiz tartışma ve sürtüşmelerin kesinkes sonlandırılması, süregelen soruşturma ve kovuşturmaların bir an evvel tamamlanması demokrasi ve hukuk güvenliği bakımından önceliğimiz olmalıdır." çıkışına yönelik ilk açıklama CHP lideri Özgür Özel'den gelmişti.
Açıklamayı olumlu karşıladıklarını belirten Özel, "Sayın Bahçeli'nin sağduyuya davet eden ve gerçekten olması gerekeni hatırlatan açıklamaları vardı. Dünkü açıklamayı da son derece kıymetli buluyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkgün Başyazarı ve MHP Genel Başkanı Basın Danışmanı Yıldıray Çiçek, konuyu bugünkü "MHP papatya falı sevmez" başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı.
"Türkiye’de çeşitli zamanlarda yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama iddialarıyla operasyonlar yapılıyor. Ancak bu süreçler, çoğu zaman iktidar ile muhalefet arasında siyasi rekabet, intikam alma veya itibarsızlaştırma aracına dönüşmüş izlenimi veriyor. İktidar-muhalefet içindeki herkes, bulunduğu yerden karşısındakini suçluyor. Oysa her şey adalet, hukuk, vicdan ve ahlak temelinde yürütülse, kimsenin kimseye söyleyecek tek bir sözü kalmaz.
Suç ne? Şu… Cezası ne? Bu… Bitti. Ama kişiye, kuruma ya da siyasi pozisyona göre yaklaşımlar değişiyor, hatta dönüşüyor." ifadelerini kullanan Çiçek devamında şunları yazdı:
Ama kişiye, kuruma ya da siyasi pozisyona göre yaklaşımlar değişiyor, hatta dönüşüyor.Bir de bu tür süreçlerde “kulağına fısıldananlar” var… Yargı gündemindeki olaylara yeni aktör veya figüran eklemek isteyen bazı kişiler, ortaya kasıtlı iddialar atıyor. Ardından sosyal medyada “Acaba bu kim?” diye papatya falı açılır gibi tahminler yürütülüyor; böylece hem kamuoyu manipüle ediliyor hem de olayın gerçek odağı bulanıklaştırılıyor.
Mesela geçtiğimiz ay gazeteci Emre Erciş, İBB’deki yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna atıfta bulunarak şu iddiaları dile getirdi:
“Büyükçekmece yat limanında tutuklu bulunan Hasan Akgün’ün kardeşi ile MHP’li avukatlar buluştu mu? Bu buluşmalarda, Hasan Akgün’ü ev hapsine çıkarmak için pazarlık yapılarak anlaşmaya varılan meblağın yarısı alındı mı? Buradan onlar kendilerini biliyor, bazı MHP’li avukatları uyarıyorum. Ben, sizin o borsanızı çökertirim...”
Geçtiğimiz günlerde ise gazeteci Güler Kömürcü, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>“Bir önemli soru daha: Şu anda gözaltında olan ve hakkında askeri casusluktan FETÖ işbirliğine kadar birçok suçlama bulunan #RezanEpözdemir’in, #MHP içinde de irtibatlı olduğu isimler olduğu iddia ediliyor. Bu iddialar doğru mudur? Gerçek payı var ise, Epözdemir’in MHP içindeki irtibatları kimlerdir?”
Peki, “Bunlar kim?” sorusunun cevabı hayali Sarı Çizmeli Mehmet Ağa olabilir mi?
Olayı tarif edip MHP’yi zan altında bırakıp sonra da kenara çekilmek niye?
Madem bu şekilde yazıyorsunuz, o halde ispatlayacak belgeniz neyse onunla birlikte ismi de paylaşsanıza…
Üstelik MHP’nin başında, davayı namusu gibi bilen; yolsuzluğa, rüşvete, iş takibine ve kaçakçılığa karşı kırmızı çizgileri olan; MHP’li veya Ülkücü sıfatını istismar edenlere neler yaptığı defalarca tescillenmiş Devlet Bahçeli gibi bir lider varken… Neyden çekiniyor, neyi gizliyorsunuz? İspatınız varsa, bunu kamuoyuna açıklayın veya belgeleri bizzat Sayın Devlet Bahçeli’ye ulaştırın.
Unutmayalım ki, geçmişte de benzer yöntemler denendi. Çok büyük paraların konuşulduğu demir-çelik sektöründe, paravan şirketler üzerinden sahte faturalarla kamu zararına yol açan firmalara yönelik gerçekleştirilen “Demir Yumruk” operasyonunda ve suç örgütü olarak anılan Ayhan Bora Kaplan dosyasında da aynı taktik izlendi: Yargı ve emniyet üzerinden MHP’nin adı,“Şu hakim değiştirildi, Şu hakim anında emekliliğini istedi, Şu emniyet müdürü kullanıldı ve sonrasında ihraç edildi. Büyük rüşvet parasıyla şunlar şunlar alındı” gibi yorumlarla karıştırılmaya çalışıldı.
Belki de bilmediğimiz, MHP’nin adını ve sıfatını istismar edenler vardır. Siyasetin doğasında haramzadeler bir yolunu bulup her partiye sızabiliyor. Hangi konu ya da olay olursa olsun, bu nedenle karanlık dehlizlerde konuşmak veya sosyal medyada dedikodu yapmak yerine; ispatlanmış isim ve belgelerle, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye ya da kamuoyuna duyurarak, durumu savcılığa suç duyurusu şeklinde iletebilirler.
Bir bakan, vali, emniyet müdürü, hakim ya da savcı, herhangi bir sıfat istismarı hissettiğinde, anında MHP ile iletişime geçip teyit alarak yanlışın önüne geçebilir. Böylelikle varsa sıfat istismarcıların ve haramzade çetelerin önüne set vurulur.
MHP’nin “özgüveni”, liderinin temiz siyaset anlayışından ve uygulamalarından gelmektedir. Yolsuzluğa, rüşvete, kaçakçılığa adı karışan milletvekili ve belediye başkanlarına karşı gösterdiği siyasi etik ve ahlak tavrı ise herkesin malumudur.
MHP, şehitleri ve gazileri üzerine dua hazinesi biriktirmiş bir partidir.
Kendi temizlik eleği her daim çalışır; kimse bundan muaf değildir.
“Bana işlemedi” diye saklandığını sananlar bilsin ki, gün gelir o elek onları da bulur.


