Önümüzde yeni ufuklar var!
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Bu maç, voleybol tarihimizden silinmeyecek, ülkemizin kolektif hafızasında yer edecek.
Kadın Voleybol Milli Takımımız, tarihinde ilk kez Dünya Şampiyonası finaline çıktı. İlk kez o büyük sahnedeydik ve 85 milyona gümüş madalya armağan ettik. Gururluyuz, çünkü tarihe geçtik. Burukluk da var çünkü altını parmaklarımızın arasından kaçırdık. Olimpiyat ile VNL zaferlerinin ardından tarihi bir üçlemeyi tamamlayan İtalya’ya tebrikler. Bu başarı, yalnızca güçlü bir jenerasyonun değil, Velasco ile uzun vadeli planlamanın da meyvesi oldu.
RÜYA TAKIMDA VARIZ
Bizim tarafımızda ise bambaşka bir hikâye yazıldı. Kaptan Eda Erdem, hem saha içinde hem saha dışında liderliğini kristalleştirdi. Vargas, turnuvanın en skoreri oldu. Her ikisi de turnuvanın rüya takımına seçilerek Türk voleybolu için gurur tablosunu tamamladı. Karşı cephede ise De Gennaro, voleybolda alınabilecek tüm madalyaları toplayıp dünya şampiyonluğu ile milli takım kariyerine veda etti.
YAPRAK VE DERYA UNUTULDU
Ama kabul etmek gerekir ki finalin akışında teknik ekibin eksiklikleri de belirleyici oldu. Anlık kararların verilmemesi, rotasyon hamlelerinin gecikmesi ve oyunun momentumuna zamanında müdahale edilememesi, sonucu etkiledi. İşte bu detay, altın fırsatın elimizden kayıp gitmesinde önemli bir pay taşıdı. Smaçör ritmimiz aksarken Yaprak ve Derya gibi isimlerin unutulması...
SENDROMSUZ GÜMÜŞ
Psikolojik literatüründe ‘gümüş madalya sendromu’ olarak bilinen bir gerçek var: gümüş madalya alanlar çoğu zaman bronz alanlardan daha mutsuz hisseder. Çünkü bronz, ‘kazandım, kürsüye çıktım’ sevincini; gümüş ise ‘kaybettim, altını kaçırdım’ burukluğunu taşır. Evet, biz de bugün aynı çelişkiyi yaşıyoruz. Fakat bu klişeyi aşan bir gerçek var: ilk kez buradaydık. Ve bu final, Türk voleybol tarihinden asla silinmeyecek. Spor klişesi der ki: “İkinciler hatırlanmaz.”
Ama bazı ikincilikler vardır ki, bir ülkenin kolektif hafızasında altın kadar değerlidir. Bizim Dünya Şampiyonası finalimiz işte tam da böyle bir eşik oldu.
Ve Nazım Hikmet dizeleriyle bitirelim: “En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olandır. En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız.” Dünya Şampiyonası bizim gidilmemiş denizimizdi. Ve bugün orada zirveye çok yaklaştık.
Şimdi önümüzde yeni ufuklar, yeni denizler, yeni zaferler var. Emeklerinize sağlık takım. Gurur duyuyoruz sizlerle!


