Operasyonlar CHP nin gençlik hareketini nasıl etkiledi? İstanbul da genç üye sayımız 3 katına çıktı!
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Helin Yılmaz
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alındığı 19 Mart gününde on binlerce kişi İBB binasının bulunduğu Saraçhane'ye akın etmişti. Her geçen gün artan kitle, milyonları buldu. Bu süreçte en öne çıkan kesimlerden biri üniversiteliler ve gençlerdi. Sürecin özneleri arasında gözaltına alınıp tutuklanan gençler de oldu. İBB Başkanı İmamoğlu ve belediye yöneticilerinin tutuklanmasını protesto eden gençlerden 301’i tutuklandı.
19 Mart sürecinin ardından CHP'ye açılan davalara karşı alanda öne çıkanlar da yine gençlik örgütünün özneleri oldu. Operasyonların üst üste geldiği bu dönemde CHP Gençlik Örgütü’nün neler yaşadığını CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Erdem Kara ile konuştuk.
"BU SÜRECİ UMUTSUZLUKTAN ALIP BAŞKA BİR UMUDA ÇEVİRDİK"19 Mart’tan bu yana CHP Gençlik Örgütü ve diğer gençlik örgütleri neler yaşadı?Siz bu mücadelenin bizler açısından son dönemlerdeki en büyük tarihini sordunuz: 19 Mart. Tabii, içerisinde bulunduğumuz durum gençler açısından uzun zamandır mücadele ettiğimiz bir durum. Bu 19 Mart’ı biz, bir gençlik meselesi ve aynı zamanda bir memleket meselesi olarak görüyoruz.

Özellikle Cumhuriyet Halk Partili gençler ama sonrasında kendini mevcut iktidardan dışlanmış gören, mülakatlarda sorun yaşayan, üniversitede derdi olan, KYK yurtlarında sorun yaşayan, çalıştığı yerde sıkıntılar yaşayan genç arkadaşlarımızla birlikte herkesin “son nokta” olarak gördüğü 19 Mart süreci, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başladı. O gün, Türkiye demokrasisi adına çok yaralayıcıydı ve özellikle CHP’li genç kadroların umutsuzluk hissettiği bir andı. Ama biz bu süreci umutsuzluktan çıkarıp umutların yeşermesine doğru evirdik.
19 Mart süreci, herkesin kendisini bulduğu bir dönemdi. İlk dört gün boyunca herkes Saraçhane koridorlarında uyuyakaldı, polis müdahaleleri sonucu yaralanan arkadaşlarımız oldu. Biz CHP gençleri olarak hem Saraçhane binasını koruma hem de oraya gelenleri koruma sorumluluğunu hissettik.
Çok ciddi emniyet tedbirleri alınmıştı. İstanbul’un yarımadası diye anılan bölgenin surlarla adeta bir kale gibi kapatılması, toplu ulaşımın durdurulması nedeniyle oraya ulaşmak çok zordu. Buna rağmen insanlar hak, hukuk ve adaleti savunmak için Saraçhane’ye akın etti.
Biz de Genel Başkanımızın, İstanbul İl Başkanımızın öncülüğünde ve kendini bu mücadelenin parçası gören gençlerle birlikte Saraçhane’yi kayyum tehdidinden koruduk. Orayı yeni bir mücadele alanına dönüştürdük.
"301 ARKADAŞIMIZ BAYRAMINI SİLİVRİ ZİNDANINDA GEÇİRMEK ZORUNDA KALDI"Neredeyse gözaltına alınmanın tutuklanmaya götürdüğü baskının yoğun olduğu bir yer olmasına rağmen Saraçhane'de her gün kalabalık artmış. Gençlik örgütleri eyleme gelmeye devam etmiş. Bu süreçten gençleri çıkartırsak ne değişir? Gençlerin bu süreçteki katkılarını nasıl okumamamız gerekir?Biz buna 19 Mart darbesi diyoruz. Bu darbeden sonraki bir hafta–on gün içinde toplam 301 arkadaşımız tutuklandı. Gözaltına alınanların sayısı 450–500’e yakındı. Ne yazık ki 301 arkadaşımız bayramını Silivri zindanında geçirmek zorunda kaldı. Gözaltına alınanların yüzde 75’i tutuklandı.
Genç, yaşlı ayırt etmeksizin birçok kişinin gözaltına alınıp tutuklandığına şahit olduk. Parti olarak hiçbir arkadaşımızı yalnız bırakmadık. Hukuki destekten aile desteğine, psikolojik dayanışmaya kadar yanlarında olduk. Tutuklanan tüm arkadaşlarımız peyderpey serbest bırakıldı. Zaten hiçbir zaman tutuklu olmamaları gereken bir süreçti.
Son dakika | Özgür Çelik'in yargılandığı dava ertelendi
Faşist düzenin, baskının en çok korktuğu kesim gençliktir. Tarih boyunca hep böyle olmuştur. 19 Mart sürecinde üniversitelerde de ciddi bir hareketlilik yaşandı. Özellikle İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul’un köklü üniversitelerinden gelen destek çok büyüktü. Gençlerin varlığı süreci bambaşka bir noktaya taşıdı.
Ben ve yönetim kurulundaki arkadaşlarım 22 Eylül 2024’te seçildik. Dün bizim seçilmemizin birinci yıl dönümüydü. Ama o gün Çağlayan Adliyesi’nde davamız vardı. Yaklaşık bir yıldır Esenyurt’tan Silivri’ye, Çağlayan’dan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne kadar her alanda mücadele ediyoruz. Bir gün KYK yurtlarında, bir gün mahalle pazarında… Hep halkın sorunlarının yanında olduk.
"TUTUKLANIP SERBEST BIRAKILAN GENÇLER 'BİR DAHA OLSA BİR DAHA GELİRİM' DİYOR"Gerçekten bu mücadeleyi şöyle önemsiyorum: İnsan hayatının en güzel yıllarını bu ülkenin kurtuluşu için harcayan tüm gençlerin çok büyük bir sorumluluğu var. Biz, belki bir daha geri gelmeyecek yıllarımızı bu uğurda feda ediyoruz.
Hiçbir arkadaşım baskılardan dolayı geri adım atmıyor. Tahliyelerin ardından gençleri ziyaret ettiğimizde hiçbirinden “pişmanım” sözünü duymadım. Aksine, “Bir daha olsa bir daha gelirim” diyerek hem bizi hem kendilerini motive ediyorlar.
Göreve geldiğimizde İstanbul Gençlik Kolları’nın üye sayısı 22 bin 500’dü. Bugün 60 bini geçti. Üç katına çıktı. Bu baskılar bizi daha çok yan yana getiriyor. O yüzden hiçbir genç arkadaşımın bu konuda tereddüt ettiğini düşünmüyorum.
Your browser doesn't support video.
Please download the file: video/mp4
Bence artık iktidarın bizlerden mesaj alması gereken günlerdeyiz. Gençlik hareketi ülkenin dinamosu olmuştur. Baskı ile çok bir şey değiştiğini de düşünmüyorum. Bu hareket hep var olmuştur. Gençlerin oy verdikleri belediye başkanları tutuklu. Bin bir emekle aldıkları diplomaya kendileri bile şüphe ile bakıyorlar. Televizyonda izlediği oyuncu, dinlediği şarkıcı sabah gözaltına alınmış oluyor. Bu öfke, bu hayal kırıklığı, ülke ve gençler açısından çok tehlikeli. Bunun bir sonu olacak. Bu son belki 19 Mart Saraçhane süreçlerinde göstermiş olabilir ama ülkenin geleceği açısından gençlerin bu kadar baskı altında olması mevcut iktidar açısından hiç doğru bir şey değil.
CHP'NİN GENÇLEŞMESİ TÜRKİYE'NİN BİRİNCİ PARTİSİ OLMASINDA ETKİLİ OLDU
Peki, gençlik örgütleri yeni bir ivme kazanma durumu var mı? Yeni süreçte gençlik örgütleri Türkiye siyasetine nasıl katkıda bulunacak?Ben 16 yaşımdan beri CHP’nin içindeyim. Önce ilçe gençlik kolları başkanlığı, sonra İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı yaptım. Son yıllarda partide gençlerin önünün açıldığını çok net görüyorum. Çünkü aynı dilden konuşabilen arkadaşlarımızın birbirine çok iyi geldiğini ve dışarıdan partimize ilgi duymayan ama genç olan arkadaşımızın da oy vereceği kişiyle aynı şeyi konuşması çok kıymetli. O yüzden ben gençleşme sürecini özellikle partimizin çok iyi gerçekleştirdiğini ve daha da iyi yerlere gideceğini, önümüzdeki dönemlerde güncel siyasete, genel siyasete de genç figürlerine yetişeceğini düşünüyorum. Buraları da bu mücadele alanlarından gelmiş olacağına inanıyorum.
Genç bir Genel Başkanımız, genç bir İl Başkanımız, genç belediye meclis üyelerimiz, başkan yardımcılarımız ve belediye başkanlarımız var. Örneğin Avcılar Belediye Başkanımız Utku Caner Çaykara, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe gençlik kollarından yetişti. Bu gençleşme süreci CHP’nin birinci parti olmasında çok etkili oldu.
Bugün İstanbul’da 57 üniversitenin 55’inde CHP temsilcileri var. Üniversitelerde örgütlü bir gençlik yapısı inşa ettik. İnanın, üniversitede olan arkadaşlarımızın bize ulaşamama ihtimali yok. Yapmamız gereken hiçbir işten geri kalmıyoruz.


