Ormanın içine villayı diktirdi, belediye işçilerini tehditle bedava çalıştırdı: AKP li başkanın son vukuatı ortaya çıktı
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
AKP’li Altındağ Belediyesi, çeşitli skandallarla gündemde kalmayı sürdürüyor. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, grev kararı alan işçilerin çadırlarına saldırmasıyla büyük bir tepki çekmişti. Direğinde Türk bayrağı asılı olan çadıra saldıran Tiryaki, Hizmet-İş Sendikası Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Recep Dere’ye de yumruk attı. Daha sonraları, bir işçiyi makamına çağırarak başkan yardımcılarıyla birlikte dövdüğü ortaya çıkan Tiryaki, şimdi de başka bir skandalla gündeme geldi.
Cumhuriyet’ten Emirhan Çoban’ın haberine göre, Veysel Tiryaki’nin son dönemde işten çıkardığı işçiler, AKP’li başkanın Bolu’nun Fasıl Köyü’nde bulunan villasını inşa ederken çevre düzenlemesi ve çeşitli işler için Altındağ Belediyesi’nde çalışan işçileri ve belediyenin imkanlarını kullandığını anlattı.

Önceleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcılığı görevinde de bulunan Tiryaki’nin villasının bulunduğu arazinin yemyeşil olması dikkat çekerken işçilerin anlattığına göre, belediyede görev yapan 16 kişilik acil ekip ile birlikte Çevre Koruma Müdürlüğü’ne bağlı park bahçe çalışanları Bolu’ya götürüldü. İşçilere kırık dal ve kozalak toplatılırken işçiler arazinin tesisatında görevlendirildi. Düzenli olarak Bolu’ya götürülen işçilere piyasanın altında yevmiyeler verildiği ifade edilirken acil ekip çalışanlarına ek ücret verilmedi. 30 kişilik ekibe yeterli yiyeceğin dahi sağlanmadığı kaydedildi. Başkan Tiryaki’nin oğlunun, 30 kişilik işçi ekibine karınlarını doyurmaları için sadece 5 kova tavuk getirdiği iletildi.
İşçilerden bazıları, doğal alanında yetişmiş ağaçların kökünden sökülerek süs ağaçlarıyla değiştirildiğini, bazı ağaçların ise hızarla kesildiğini aktardı. İşçiler “Yazık değil mi” dediğinde “Başkan böyle istedi” cevabı verildi.

İşçilerin kimisi Bolu’ya malzeme taşıdı, kimisi de kozalak topladı. Depoda çalışan bir işçi, belediyenin iş makinelerini oraya gördüğünü aktarırken işçiler, bölgedeki asfaltın bile belediyenin makineleriyle döküldüğünü öne sürdü.
İşçiler şu ifadeleri kullandı:
İnayet Akpınar:
“Ben temizlik işlerinde çalışıyor, çöp kamyonuna çıkıyordum. O akşam şantiyeye geldiğimde görev yerimde başka bir arkadaş yazıyordu. Amirime söyledim, ‘Benim yerime başka birini yazmışsınız.’ ‘Tamam sen biraz bekle, seni başka bir yere yollayacağım’ dedi. Araçlar 8’de çıktı ben 9’a çeyrek kala fen işleri tarafına gönderildim. ‘Yüklü bir kamyon var, bunu Bolu’ya götüreceksin’ dediler. Önümde transitle Bolu’ya kadar gittik. Orada bizi bir başka araç daha karşıladı. Bolu’dan orman yoluna girdik. 15-20 dakika o yoldan ilerledik. Orada bir taş duvar vardı. Epey yüksek, üzerinde demirler var. Köşede de bekçi kulübesi var. Durdum bir fotoğraf çekeyim dedim ormanda. Orada bir yetkili vardı, ‘Burada fotoğraf çekinmek yasak’ diyerek telefonumu almaya kalktı. Orada bir yer gösterdiler, malzemeyi oraya döktüm. Bana malzemenin ne olduğunu da söylemediler dökene kadar. Küçük parke taşları ve kilit taşı döktük. Beni içeriye sokmadılar. Sabaha karşı çıkış yapıp Ankara’ya döndüm. ‘Ertesi gün izin vereceğiz sana’ dedi amirler. O gün söz verdikleri iznimi de vermediler. Ekstra bir ücret de almadık.”
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>

Hakkı Dönmezoğlu:
“Gün içerisinde çalışırken görevli olan amirler geldi ve ‘Akşam hazırlanın, sabaha karşı yola çıkacağız’ dedi. Nereye dediğimizde, ‘Bolu’ya gideceğiz, Veysel beyin çiftliğinde çalışacağız’ dediler. Ben biraz karşı çıktım. ‘Bolu’da benim ne işim var?’ dedim. ‘İsimleriniz verildi, gelmezseniz sıkıntı yaşarsınız. İşten atarlar’ dediler. Biz acil ekipte 16 kişi çalışıyorduk. Veysel başkan ‘Acil ekip gitsin’ diye emir vermiş. Biz de ‘Ekmeğimizden olmayalım, yapacak bir şey yok’ dedik. Yaklaşık 30 kişi oraya gittik. Çöp poşetleri, tırmıklar, kazma, kürek gibi malzemeleri yükleyip yola çıktık. Su malzemeleri, hortum gibi malzemeler başka araçla geldi. İlk gittiğimizde patika gibiydi.
İkinci gittiğimizde asfaltı yeni atılmıştı. Kampüste duran bir traktör var. Arkasında asfalt ısıttıkları bir tanker var. O da oradaydı. Biz oraya girdiğimizde bize hiçbir şey yabancı gelmedi zaten. Oraya bir gittik, çalışan herkes bizim arkadaşlarımız. Sola dönüyoruz bakıyoruz belediyenin araçları (kamyon, bobcat, kepçe). Altınköy’deki ufak ATV araçları var. Onlar da oradaydı. ‘Ne iş yapacağız’ dedik, bize ‘Tırmıkları elinize alın, kozalakları, otları temizleyin’ dediler. Altyapı çalışması yapanlar var, tesisatını yapanlar var. Orada biz başladık çalışmaya. Fotoğraf falan çektik kızdılar bize çekince. Saat bayağı geç oldu. Acıktık biz de. Başkanın oğlu gitmiş, 30 kişiye 5 tane kova tavuk getirmiş. Aç çalışmaya devam ettik. kendi ekibimizin yaptığı iş; Çam iğnesi ve kozalak toplamaktı. ATV’ye bir kasa takmışlar, ona topladıklarımızı yükleyip aşağıdaki evlerin oraya döküyorduk. Akşama kadar orada öyle çalıştık.”

Murat Baloğlu:
“Biz de gittiğimizde bol bol orman içerisinde kozalak temizlettiler. Kırık dallar vardı onları aldık. Bir kere alana gittim ben acil ekiple birlikte. Daha sonra ben depo görevine geçmiştim. Depo görevinde ilaçlama ekibi ilaçlamaya gitti. Evin içerisindeki halıların yıkanması için halı yıkama ekibi gitti. Ben depoda olduğum için, çöp konteynerinin, işçi arabası gibi araçların kamyona gönderilip götürüldüğünü gördüm. Park ve bahçeler bankları vardı. O banklar götürüldü.”
AKP'li belediye yöneticilerinin dövdüğü işçi darp raporu alarak şikayetçi oldu!
İşçilerin grev çadırına saldırmıştı: AKP'li belediye yöneticileri işçi dövdü!
İşçilerin çadırlarına saldırmıştı! AKP’li başkan bu kez “tasarruf” için kütüphane kapattı


