Ormanlar yanıyor, risk artıyor: Yangın girdabı alarmı! Neden oluyor? Yangınların seyrini nasıl etkiliyor? Uzman isim tarih vererek uyardı…
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Bu yaz Türkiye genelinde orman yangınları alarm vermeye devam ediyor. Akdeniz’den İç Anadolu’ya, Ege’den Marmara’ya kadar pek çok ilde her gün yeni yangın haberleri geliyor. Hava sıcaklıklarının artması ve kuraklıkla birlikte yangın riski her geçen gün yükseliyor, itfaiye ve orman ekipleri gece gündüz sahada mücadele ediyor.
4 KÖY YANGIN TEHLİKESİ NEDENİYLE BOŞALTILDI
Son günlerde Sakarya ve Bilecik sınırında başlayan yangın ise özellikle büyüklüğü ve etkisiyle gündemde öne çıktı. Sakarya'nın Geyve ilçesinde önceki gün ormanlık alanda başlayan yangın, kısa sürede Bilecik tarafına sıçrayarak çevredeki dört köyün tahliyesine yol açtı.
Bilecik Valisi Faik Oktay Sözer, “Toplamda Kızılöz, Büyükyenice, Kazancı ve Borcak köylerimizi boşalttık. Bilecik tarihinin en büyük yangınlarıyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullanarak yangının büyüklüğünü ve ciddiyetini vurguladı.
YANGIN HORTUMU DEĞİL ‘YANGIN GİRDABI’
Yangının boyutunu en çarpıcı şekilde gözler önüne seren görüntü ise Orman Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan ve sosyal medyada büyük yankı uyandıran, adeta yangın hortumunu andıran görüntüler oldu. Ancak İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay’dan bu konuyla ilgili önemli bir uyarı geldi.
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, görüntülerdeki doğa olayının ‘yangın hortumu’ değil, ‘yangın girdabı’ olarak tanımlanmasının daha doğru olacağını söyledi.
Prof. Dr. Tolunay, “Yangın hortumu olarak bilinen olay genellikle daha yüksek ve uzun olur, hatta bulutlara kadar ulaşabilir. Yüksekliği birkaç kilometreyi bulabilir. Oysa videoda gördüğümüz olay daha sınırlı bir yükselişe sahip. Yaklaşık 50 ila 100 metre civarında olduğu anlaşılıyor” dedi.
YANGIN GİRDABI NEDEN OLUŞUYOR?
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, yangın girdaplarının nasıl meydana geldiğine ilişkin de şu bilgileri verdi:
“Yangın girdabı bazen alev şeklinde, bazen de sadece duman şeklinde görülebilir. 2021 yılı yangınlarında benzer olaylar görüldü. Bu olay, genellikle yanıcı maddenin yoğun olduğu bölgelerde (örneğin kuru otlar ya da ağaçların tutuştuğu alanlarda) sıcaklığın artmasıyla başlar. Eğer bu sırada rüzgâr da türbülanslıysa, yangının yarattığı sıcaklıkla birlikte ısınan hava hızla yükselmeye başlar. Bu hızlı yükselme, geride bir boşluk bırakır. Çevredeki hava kütlesi bu boşluğu doldurmak üzere hareket ederken girdap oluşur.”
Prof. Dr. Tolunay, oluşan bu girdabın dönerek atmosfere doğru yükseldiğini belirterek, “Ancak bu bir hortumdan farklıdır. Yangın şiddetliyse girdap içerisinde alevler de görülebilir. Bu alevler 50 ila 100 metre civarında bir yüksekliğe ulaşabilir. Sakarya-Bilecik sınırındaki orman yangınında ise bu olayın daha çok duman şeklinde ortaya çıktığını gözlemliyoruz” ifadelerini kullandı.
RİSK DAHA DA ARTABİLİR!
Eğer yangın girdapları alevli şekilde oluşmaya devam ederse, bu durum çevrede yeni yangınların başlamasına yol açabilir mi?
Bu soruma Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Evet” yanıtını verdi. Özellikle büyük çaplı yangınlarda bu riskin daha da arttığını vurguladı. Bu noktada dikkat çeken tehlike ise, ‘mega yangınlar’ olarak adlandırılan geniş çaplı orman yangınları. Prof. Dr. Tolunay, bu tip yangınların 10 bin hektar ve üzeri alanları etkilediğini belirterek şu bilgileri paylaştı:
“Mega yangınlarda sıcaklık çok yükseliyor. Yangının alev alev yandığı merkez bölgelerde ısınan hava hızla yükseldiği için burada yangın girdapları oluşabiliyor. En büyük endişemiz de bu: Girdaplar ve beraberindeki rüzgâr hareketleri, çevreye kıvılcımlar saçarak ‘spot ya da nokta yangını’ dediğimiz yeni yangınların başlamasına neden olabiliyor. Bu da yangının yayılımını hızlandırıyor ve kontrol altına alınmasını zorlaştırıyor.”
‘10 BİN HEKTARA YAKIN ALAN ZARAR GÖRÜYORSA, BU MEGA YANGINDIR’
Prof. Dr. Doğanay Tolunay’a yaşanan orman yangınlarının ‘mega yangın’ olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği yönündeki soruma ise “Bu şekilde değerlendirilebilir” yanıtını verdi.
Yangınların halen sürdüğünü ve net yanan alanın henüz kesinleşmediğini belirten Prof. Dr. Tolunay, “Şu an için 6-7 bin hektardan fazla bir alanın yandığı görülüyor. Eğer tek bir yangında 10 bin hektara yakın alan zarar görüyorsa, bunu ‘mega yangın’ olarak nitelendirebiliriz” ifadelerini kullandı.
‘SAKARYA VADİSİ’NİN KONUMU YANGININ HIZLI BİR ŞEKİLDE YAYILMASINA NEDEN OLUYOR’
Prof. Dr. Tolunay, yangının başladığı bölgenin coğrafi ve iklimsel özelliklerine de dikkat çekerek şu bilgileri paylaştı:
“Yangın, Sakarya Vadisi’nin içinde yer alıyor. Bu tür vadilerde hava hareketleri vadi boyunca şiddetlenir. Ayrıca bölge, kısmen Akdeniz iklimine benzer bir yapıya sahip. Bu nedenle kızılçam ve maki gibi kolay tutuşan bitki örtüsü ile kaplı. Aynı zamanda sık ormanlarla çevrili bir alan. Bu unsurlar yangının hızlı bir şekilde yayılmasına neden oluyor.”
YANGININ YERLEŞİM ALANLARINA SIÇRAMA RİSKİ DÜŞÜK
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, yangının yayılma yönü ve çevresel riskler hakkında da bilgi verdi. Şu an aktif olan yangınların güneyinde, haziran ayında zaten bir bölüm alanın yandığını hatırlatan Tolunay, bu durumun yeni yangının yayılma hızını sınırlayabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Tolunay ayrıca, yangının seyrettiği bölgenin coğrafi yapısının da etkili olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Bölge, Sakarya Nehri’nin oluşturduğu alüvyal topraklara sahip ve bu alanlar ağırlıklı olarak tarım arazisi olarak kullanılıyor. Aynı zamanda buradan bir otoyol geçiyor. Bu yolun da bir bariyer etkisi oluşturarak yangının yayılmasını durdurabileceğini söyleyebiliriz. Bu nedenle, yangının yerleşim yerlerine ulaşma riski şu aşamada düşük görünüyor.”
27 TEMMUZ’A KADAR TÜRKİYE GENELİNDE YANGIN RİSKİ ÇOK YÜKSEK
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, orman yangınlarına karşı özellikle 27 Temmuz Pazar gününe kadar Türkiye genelinde çok dikkatli olunması gerektiğini belirterek, Doğu Karadeniz hariç tüm bölgelerde yangın tehlikesinin en üst seviyeye çıktığını söyledi.
Tolunay, meteorolojik koşulların kritik seviyeye ulaştığı bu dönemde, sadece yasakların değil, etkin denetimlerin de şart olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Tolunay’ın dikkat çektiği önlemler şöyle:
* Ormanlara giriş yasaklandı, ancak bu yasak mutlaka sıkı denetimlerle desteklenmeli.
* Hava sıcaklığı ve nemin kritik değerlere ulaştığı günlerde, orman yangınları için ‘kırmızı alarm’ sistemi devreye alınmalı.
* Ormanlarda ateşli piknik yapılmamalı.
* Anız yakımı kesinlikle yasaklanmalı ve denetimler artırılmalı.
* Arıcılar bal sağımı sırasında ateş yakmamalı.
* Ormana yakın yerlerde su borusu tamiri gibi kıvılcım yaratabilecek işler dikkatle yapılmalı.
* Maden ocaklarında patlatmalı işlemler durdurulmalı.
* Çöplüklerde olası tutuşmalara karşı önlemler alınmalı.
* Elektrik nakil hatları kontrol edilmeli, altındaki kuru otlar temizlenmeli.
* Trafoların çevresi yanıcı maddelerden arındırılmalı, yangına ilk müdahale ekipmanları hazır bulundurulmalı.
* Yol kenarlarındaki kuru otlar biçilmeli ve uzaklaştırılmalı.
* Orman içinde ya da yakınında yaşayan vatandaşlar, hem evleri için yangına karşı önlem almalı hem de araçlarının bakımını yaptırmalı.
* Orman Genel Müdürlüğü, en azından Ege ve Akdeniz bölgelerinde odun üretimine geçici olarak ara vermeli.


