Osimhen gidecek mi kalacak mı? Spartaküs ün Roma destanıyla açıkladı

Victor Osimhen’in Galatasaray’a gelişi, yalnızca bir transferin değil, bir destanın başlangıcı oldu. Sekiz ay önce, Afrika güneşinin sıcaklığını, Akdeniz’in hırçın dalgalarına taşıyarak geldi ve o andan itibaren Türk futbolunun sahnesinde bir güneş gibi parladı.

Osimhen’in ayakları yalnızca çimlere basmadı, topa her dokunuşu adeta tarihin parmak izi oldu. Onun gol vuruşları, kalecileri geçmekle kalmadı, rakiplerin umutlarını, savunmalarını ve hatta inançlarını da delip geçti. O, sahada bir avcı değil, zafere biçim veren bir heykeltıraş sanki. 39 maçta kaydettiği 35 gol, yalnızca sayılar değil, her biri bir hikaye, her biri bir kırılma anı. 8 asist ise, onun sadece bireysel bir yıldız değil, takımın ruhunu yücelten bir kahraman olduğunun kanıtı.

Yakındaki lig şampiyonluğu onun ellerinde şekillendi, Türkiye Kupası ise onun izleriyle mühürlendi. Gol sevinçleri yalnızca bir coşku değil, birer manifesto.
Onun ceza sahasında yükselişi, Spartaküs’ün Roma’ya başkaldırısı gibi bir meydan okuma. Topla dansı ise, Dionysos’un ilahi sarhoşluğu kadar özgür ve baş döndürücü.

Victor Osimhen, Galatasaray’da yalnızca bir forvet değil, zaferin yaşayan bir sembolü.
Bir futbolcunun bir takımı nasıl başarıya taşıdığının canlı örneği
O, zirvenin kaderini yazan adam oldu.

Ama onun hikayesi yalnızca istatistiklerle değil, ruhu ayağa kaldıran anlara, kalpleri titreten hatıralara yazıldı. Onun adı, şimdiden Galatasaray tarihine altın harflerle kazındı.

Şimdi merak edilen şu.
Galatasaray Osimhen'i elinde tutabilecek mi?
Yoksa Nijeryalı yeni destanlar yazmak için başka kulüplere mi yelken açacak?