Özer Çak yazdı: Bal yapmayan Fenerbahçe! Fenerbahçe Haberleri

Fenerbahçe’nin başında ilk maçına çıkan Domenico Tedesco ilk sürprizini de Szymanski tercihiyle yaptı ve maç öncesi verdiği röportajda Szymanski ile ilgili gelen soruya "sahada göreceksiniz" yanıtını verdi. Fenerbahçe beklenildiği gibi mücadeleye baskılı başladı fakat ilk tehlikeyi kalesinde gol olarak görme geleneğini de sürdürdü. Onuachu'nun bulduğu gol birkaç dakika sonra VAR’dan döndü ve önceki pozisyonda faul olduğu gerekçesiyle iptal edildi. Sonrasında oyun iki yönlü gidip gelirken 19. dakikada Fenerbahçe’nin maç şansı döndü ve Trabzonsporlu Okay Yokuşlu kırmızı kart gördü. Peki Fenerbahçe 19. dakikadan sonra 10 kişi kalan rakibine karşı nasıl oynadı? Sarı-lacivertliler 19 ile 45+8. dakikaya kadar olan 34 dakikalık sürede yüzde 74 topla oynadı, 1.99 gol beklentisine girdi ve toplamda 13 şut çekti. Bu süre zarfında 28 kez rakip ceza sahasında topla buluşan Fenerbahçe golü ise 45. dakikada En-Nesyri ile buldu. Devre arasına rakip takımın 10 kişi kalması ve 34 dakikalık baskılı sürecin rahatlığıyla giren Fenerbahçe taraftarları için ikinci yarı nasıl geçti?

Fenerbahçe tahmin edildiği gibi ikinci yarıya da baskılı başladı ama sadece baskılı başladı. Hatta yüzde 75’lere varan bir hakimiyetten taviz vermedi. Fakat topa sahip olmanın üretime dönüşmediği klasik bir tablo belirdi. İkinci yarıda 1.01 gol beklentisi ve yine 13 şut vardı; ama pozisyon kalitesi ilk bölümdeki kadar net değil, tempo değişimleri yeterince keskin değildi. Skor tabelası kıpırdamadı, 45’te bulunan gol 90 dakikanın skorunu da belirledi.

Fenerbahçe'de Jose Mourinho döneminden kalma kapanan ya da kapanmak zorunda kalan takımlara karşı çözüm üretememe alışkanlığı Trabzonspor maçında da sürdü. Maç biterken veri ekranında yazanlar etkileyiciydi: yüzde 73 topla oynama, 3.12 gol beklentisi, 29 şut, 52 kez ceza sahasında topla buluşma. Fakat bu baskı ve bu sayılar yalnızca bir golde kilitlendi. “İstatistikler yalan söylemez ama her şeyi de anlatmaz” klişesi burada tekrar gerçek oldu; topa sahip olmanın tek başına çözüm olmadığı bu maçta da görüldü. Fenerbahçe'de şut sayısı yükseldi ama şut kalitesi aynı ölçüde artmadı; şut seçimi ile son pasın zamanlaması arasındaki uyumsuzluk, skoru büyütme şansını engelledi. Bu, yalnızca bir maçın değil, çözülmesi gereken bir meselenin de özeti.

Elbette 3 puan, özellikle rakibin niteliği ve yeni teknik direktörün ilk sınavı düşünüldüğünde kıymetli. Üstelik rakibin 10 kişi kalması da oyunun kilitlenmesine sebep oldu fakat lig ve Avrupa maratonu göz önüne alındığında, oyunu bu kadar uzun süre tek kaleye yaslayıp tabelada yalnızca bir farkla kalmak sürdürülebilir değil. Sonuç olarak Tedesco, ilk adımını sağlam attı; takımının enerjisi, konsantrasyonu ve baskı disiplini umut veriyor ama bu hikayenin kalıcı bir başarıya dönüşmesi için skor üretimini sistematik biçimde artıracak çözümler şart. Fenerbahçe bugünkü gibi domine ettiği maçları iki ve üçüncü gollerle süslemeye başladığı gün, istatistik ekranıyla skorboard aynı dili konuşacak.