Özgür Çelik: İstiyorlar ki sandığın sembolik olduğu bir Türkiye olsun, olmayacak!
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
T24 Haber Merkezi
CHP İl Başkanı Özgür Çelik, Saraçhane eylemleri davasını izledikten sonra Çağlayan'da İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Çelik, "İstiyorlar ki muhalefetsiz bir Türkiye olsun. İstiyorlar ki sandığın sembolik olduğu bir Türkiye olsun. Olmayacak. Milletimizle birlikte meydan meydan sokak sokak çok güçlü bir biçimde mücadele etmeye devam edeceğiz. Ne soruşturmalar, ne davalar, ne gözaltılar, ne tutuklamalar bizi korkutamaz, susturamaz" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’’nun gözaltına alınmasının ardından Saraçhane eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle 139 kişi yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.
Duruşmaya katılan CHP İl Başkanı Özgür Çelik ve yargılanan CHP PM üyesi Berkay Gezgin, duruşma sonrası açıklama yaptı.
CHP İl Başkanı Özgür Çelik ise sabah saatlerinde Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ın Silivri’deki davasını da takip ettiklerini hatırlatarak şunları söyledi:
"Sabah Silivri'deydik. Silivri'de Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın'ın duruşmasını takip ettik. Çağlayan Adliyesi'ndeyiz. Bugün Çağlayan Adliyesi'nde iki ayrı duruşmayı bir ifade sürecini takip ettik. Takip etmeye devam ediyoruz. Sabah bir duruşma yapıldı. Ve sabahki duruşmada öğrenciler hakkında berat kararı verildi. Şu anda 139 öğrencinin yargılandığı duruşma devam ediyor ve ayrıca bir de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş'in oğlu ve yeğeninin ifade süreci şu anda adliye içerisinde devam ediyor. Öncelikli olarak öğrencilerin durumuyla ilgili şunu ifade etmek isterim. Öğrenciler 19 Mart darbe girişimine yönelik anayasal hakkını kullandıkları için çok ağır bir şiddete, işkenceye varacak düzeyde bir şiddete maruz kalarak gözaltına alınmışlardı. 300 üzerinde öğrenci bir aya yakın tutuklu kaldı ve bir aylık zaman dilimi içerisinde eğitimleri etkilendi. Çalışanların işi etkilendi. Bayramda ailelerinden uzak kaldılar. Şimdi de öğrenciler mahkeme koridorlarında. Salonlarında bir sürece maruz bırakılıyorlar. Halen şu anda sekiz öğrenci tutuklu. Sekiz öğrenci şu anda cezaevinde tutuklu vaziyette. Bir an önce cezaevindeki öğrencilerin de serbest bırakılması gerekir. Buradan bir beraat kararı verilmesini bekliyoruz.
"Öğrenciler korkmuyor"Siyasi iktidar niye 300 üzerinde öğrenciyi tutukladı? Gözaltına aldı ve duruşma salonlarında onları bu muameleye maruz bırakıyor. Toplumu korkutmak, susturmak, sindirmek, gözdağı vermek istiyorlar. Toplum darbe girişimlerine ses çıkartmasın. Toplum tükenmiş iktidarın uygulamalarına ses çıkartmasın. Ama öğrenciler ha halen meydanlarda ve sokaktalar. Korkmuyorlar. Bu uygulamalar onları korkutmuyor. Daha çok cesaretlendiriyor. İşte Berkay Gezgin burada. Söylüyor kendisi. Sohbet ediyoruz. "Başkanım diyor daha cesaretliyiz. Daha kararlıyız. Bir adım geri atmayız diyor" gençler. Bir an önce tutuklu olan gençler serbest bırakılmalı ve şu anda yargılanan gençler de hakkında da beraat kararı verilmeli.
"Boş dosyaları doldurmaya çalışıyorlar"İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş konusuna gelince. Fatih Keleş, haksız, hukuksuz bir biçimde şu anda cezaevinde tutuklu vaziyette. 19 Mart sabahını bir hatırlayalım. 19 Mart'ta bu topraklarda bir darbe girişimi gerçekleşti. Sabahın yedisinde Vatan Emniyet Müdürlüğü önünde şunu söylemiştim. Cumhurbaşkanı adayımızı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nu tutukladılar. Bakın demiştim sabahın yedisinde biraz sonra da yandaş kanallarla, sosyal medyadaki troller yalanlar söylemeye başlayacaklar, iftiralar atmaya başlayacaklar dedim. Evet, 230 gündür Esenyurt'la başlayan ve bugüne gelen süreçte boş kasa görüntüleri, sosyal medyadan algı operasyonları, yalan yanlış haberler, algı oyunlarıyla bir süreç yönetmeye çalışıyorlar. Ve insanları gözaltına alıp tutukladılar. Bomboş dosyalarla tutukladılar. Şimdi de insanlara psikolojik işkence uygulayarak, psikolojik şiddet uygulayarak boş dosyaları doldurmaya çalışıyorlar. Fatih Keleş meselesi işte tam olarak budur.
Bir haftadır Fatih Keleş'le ilgili bir algı operasyonu yürüttüler. Yandaş kanallardan, yandaş gazetecilerle, sosyal medyada ne dediler? Fatih Keleş itirafçı oldu. Şu kadar sayfalık ifadesi var, bu kadar sayfalık ifadesi var. Ne yaptı Fatih Keleş? Sosyal medya hesabından yalanladı değil mi? O itirafçılık, iftiracılık meselesi Fatih Keleş yalanladı. Şimdi ne yaptılar peki? Fatih Keleş'in çocuğunu ve yeğenini önce dün Vatan Emniyet'e aldılar. Şimdi de Çağlayan Adliyesi'nde ifade süreci devam ediyor. Hep ne diyoruz? İnsanları özgürlükleriyle, aileleriyle, çocuklarıyla tehdit ediyorlar. İşte en somut göstergesi insanlara özgürlükleriyle, çocuklarıyla, aileleriyle tehdit ediyorların en somut göstergesi arkada adliyede. Fatih Keleş'in oğlu, yeğeni, şu anda savcı karşısında ifade veriyor
"Savcılık soruşturma açacakmış; gerçekleri konuşmayacak mıyız?"Yani bir psikolojik harp, yani bir zorlama. Bu sabah savcılık bir açıklama yaptı. Ne dedi savcılık? 'Baskı, zorlama ve tehditle ifade verildiğine yönelik iddialarda bulunanlar hakkında soruşturma açılacaktır' dedi. E peki ne yapalım? Gerçekleri konuşmayalım mı? Ben bayram günü Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'le birlikte Silivri Cezaevi'ne gittim. Oturduk, birlikte Sayın Genel Başkanımızla birlikte tutuklularla sohbet ettik. Bakın tutuklular Sayın Genel Başkanımıza benim yanımda şunu söyledi. Dedi ki "Beni aldılar sağlık kontrolü diye bir odaya götürdüler. O odada bir baktım karşımda savcı. Bana dediler ki ifadeni değiştir. Ya bana kollukta adliyede ne sordularsa cevabını verdim. Ne demek yani ifadeni değiştir. İstediğimiz gibi ifade ver. Yoksa çocuklarını göremez. Özgürlüğüne uzun zaman kavuşamazsın'. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e benim yanımda bir tutuklu bu cümleleri kurmuşsa, bu kulaklar bunu duymuşsa, bu gözler bunu görmüşse ne yapacağız? Gerçekleri konuşmayacak mıyız? Savcılık soruşturma açacakmış. İnsanlar bize bunu söylüyorsa, bu gerçekleri konuşmayacak mıyız?
"Muhalefetsiz Türkiye istiyorlar"Biliyoruz amaçlarının ne olduğunu. Türkiye'de insanlar üç maymunu oynasınlar istiyorlar. Medya üç maymunu oynasın. İnsanlar üç maymunu oynasın. Siyasi partiler üç maymunu oynasın. Kimse konuşmasın. Kimse görmesin, duymasın. Bilmesin, söylemesin. Yok öyle bir şey. Susmayacak. Gerçekleri konuşmaya devam edeceğiz. Gerçekleri meydan meydan sokak sokak konuşmaya devam edeceğiz. Ekrem İmamoğlu'nu susturmaya çalışıyorlar. Fotoğraflarını yasaklıyorlar. Sosyal medya hesabını kapatıyorlar. Dün avukatını tutukladılar. Savunma hakkına saldırıda bulunuyorlar. Susturmaya çalışıyorlar. İstiyorlar ki muhalefetsiz bir Türkiye olsun. İstiyorlar ki sandığın sembolik olduğu bir Türkiye olsun. Olmayacak. Milletimizle birlikte meydan meydan sokak çok güçlü bir biçimde mücadele etmeye devam edeceğiz. Ne soruşturmalar, ne davalar, ne gözaltılar, ne tutuklamalar bizi korkutamaz, susturamaz. Milletimizle birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz ve bu karanlığı hep birlikte yeneceğiz".


