Özgür Özel i pamuklara saralım!
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Sizler farkında mıydınız bilmiyorum.. Ben, Diken’den Murat Sevinç’i okuyunca öğrendim.
Leman Dergisi’nin 4 çalışanı, 70 yaşındaki müessese müdürü dahil, ters kelepçeyle gözaltına alınıp cezaevine atıldı, malum.
İşte o süreçte savcılık, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk yazısında akla ziyan bir “YORUM” yapmış:
“İslam dini peygamberi olması nedeniyle halkın bir kesiminin benimsediği dini değer kapsamında değerlendirilmesi gereken Hz. Muhammed ile Hz.Musa'nın tasvir edilerek, bir şehrin üzerine bombalar düştüğü anın betimlendiği, bu sırada tasvir edilen Hz. Muhammed'in 'Selamün Aleyküm, ben Muhammed" şeklinde, Hz.Musa'nın ise 'Aleyhem Salom, ben de Musa' şeklinde sözler söylediğinin karikatürize edildiği, bu suretle şehrin bombalanmasından Hz. Muhammed ile Hz.Musa'nın sorumlu tutulduğu, karikatürün kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler ve görseller içerdiği..”
Gayet net.. Ama yine de yazının üzerinden şöyle bir geçelim.
Savcıya göre karikatürist (Gazze kastediliyor herhalde) “şehrin bombalanmasından Hz. Muhammed ile Hz. Musa’yı sorumlu tutmuş..” İyi mi!
O karikatürden bunu çıkartmak için anlam kayması teşhisi yetmez. Bambaşka bir teşhis lazım bu yazıya!!!
Anlam kaymamış.
Adeta anlamın ve Leman çalışanlarının kafasına hukuk silahı dayanmış.
Zaten ne olmak ihtimali var ki…
Benim davamda olduğu gibi, Fatih Altaylı’yı Silivri’ye gönderen iddia gibi “ASLINDA SÖYLENMEYEN SÖZLER” için yazarsın bir tezkere! Elini korkak alıştırma demişlerdir.. İstersin bir ceza, troller ve gönlün ne uygun görürse.
Bakın; BirGün araştırıp haber yapmış, cezaevlerinin rakamlarıyla demokrasimizin fotoğrafını çekmiş.
Buyurun:
“Türkiye’nin en büyük ceza infaz kurumlarından biri olan Silivri Cezaevi’nde tutuklu sayısı, resmi kapasitenin çok üzerinde. Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevinin doluluk oranı yüzde 212’ye çıktı. 11 bin 138 kişilik kapasitesi bulunan cezaevinde, 23 binden fazla kişi tutuluyor.”
Dikkatinizi çekti mi?
Tutuklu sayısından söz ediliyor. Yani hüküm giymeden, hatta iddianamesi yazılmadan aylarca, belki yıllarca hücrelere kapatılanlardan..
Zaten farkındaydık da, insan yine de okuyunca inanamıyor. Doluluk oranı Silivri’de YÜZDE 212 olmuş.
Dilan Polat’ı falan, “azıcık yer açılsın” diye bırakmışlar herhalde.
Habere göre sıkıntı Silivri ile bitmiyormuş:
“Benzer bir tablo, Ümraniye E Tipi, T Tipi ve Kartal H Tipi ile Maltepe’deki cezaevinde de yaşandı. Ümraniye’de doluluk oranının yüzde 196’ya, Kartal’da doluluk oranının yüzde 146’ya, Maltepe 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda ise doluluk oranının yüzde 174’e kadar ulaştığı belirtildi.”
*. *. *
Cafer Mahiroğlu ve Halk TV’deki arkadaşlarım kusura bakmasın ama, hal böyleyken televizyonu karartmayıp da ne yapacaklar!
Canım Adalet Bakanı bile yoruldu usandı. Her gün bir operasyon.. Her gün bir ya da birkaç belediye başkanına ŞAFAK OPERASYONU. İşin yoksa açıklama yap: Bağımsız yargıya güvenin, sabırlı olun.. Bırakın işini yapsın.
*. *. *
Bağımsız yargının gündeminde en son Özgür Özel var.
Hakkında soruşturma başlatılmış. Ama belli ki karar şimdiden verilmiş:
“Cumhurbaşkanına hakaret.. Suç işlemeye alenen tahrik..”
Benim gördüğüm, Erdoğan’ın çevresinde birileri Saray rejimini tarihe karıştırıp Özgür Özel’e zirvenin yolunu açmak peşinde.
Bunu bilinçsizce, farkına varmadan yapıyorlardır diye düşünüyorum.
Bildikleri tek şey satıp savmak.. Vurup kırmak.. Yakıp yıkmak olunca demek ki..
Yaptıklarının memleketi ve kendilerini nereye götürdüğünün farkına varamıyorlar.
Mesela;
* Ben bu yazıyı yazarken dolar 39.99 yani bildiğiniz 40 tl olmuştu.
* Akaryakıt fiyatları da, “ben hep 50 liralık alırım” diyenleri hatırlatır gibi litrede 50 lirayı geçmişti.
* Konuşulup tartışılmaması için konuşulacak yeni operasyonlar icat edilip tartışılamasın diye ekran karartmak da herhalde müthiş bir fikir gibi gelmiştir!
*. *. *
Zaman zaman söz ettiğim Şah dönemi İran’ında, zenginlerin evlerini üç beş metre yüksekliğinde beton duvarların çevrelediğine tanık olmuştum.
O duvarlar hiçbir işe yaramadı.
Şah da bırakın sığınıp yaşayacağı güvenli bir limanı.. Ölecek ülke bulamadı.
Zira, her şeyden önce kendi halkı istemiyordu onu.
İran’ın şanssızlığı, Şah’ın yerine koyacak bir liderleri olmamasıydı.
En son 1950’lerin başında, Musaddık bunu başaracak gibi oldu.
Ne var ki İngilizler’in kontrolündeki petrolü millileştirmeye kalkınca hem Başbakanlık koltuğundan hem de özgürlüğünden oldu.
Oysa bugün devir başka bir devir.
Dünya “dijital devrim” ile yaşayan ilk kuşakla tanıştı. O kuşak her şeyi anında öğreniyor.. Gücünü anında muazzam bir kalabalıkla birleştiriyor.. Cesaretini bulaştırıyor..
Üstelik, en azından Türkiye özelinde, Özgür Özel’i, Ekrem İmamoğlu’su, Mansur Yavaş’ı ve başta Ali Mahir Başarır, deli fişek milletvekilleri var.
Genci yaşlısı, Ekrem İmamoğlu’nun, iktidar vaktiyle İstanbul seçimini iptal ettiğinde kürsüye gelip ceketini çıkardığını, kollarını sıvadığını hiç unutmadı.
Hayal kırıklığı nasıl bir anda yeniden umuda, heyecana, mücadele ateşine dönüştürülür.. Onu gördü..
Özgür Özel’in, arkadaşının mezarındaki fotoğrafı mıh gibi aklındayken Erdoğan’a “ALLAHIN KORKAĞI” diye meydan okuduğunu duydu.
*. *. *
Hayır sayın savcılar! Hemen heyecanlanmayın!!!
Özgür Özel’in sözleri hakaret falan değil, “SANDIĞA DAVET”.
AKP’nin birinci parti olduğuna inanan (ya da inandırılan) Erdoğan davete icabet eder mi, göreceğiz.
Yoksa korkak ithamını, Trump’ın mektubuna yaptığı gibi buruşturup çöpe mi atacak,,
Ah, şimdi Berkay’ın yaşında olmak vardı.
Ya da en azından sokağa çıkabilecek, miting miting dolaşacak derman..


