Özgür Özel Siyasetin iktidar partisiyiz dedi: Günü geldiğinde sorunu çözeriz
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
CHP Lideri Özgür Özel Kıbrıs meselesi, Kürt sorunu ve Ekrem İmamoğlu'nun seçim sürecine yönelik açıklamalarda bulundu.
Özel, Cumhur İttifakı'nın partisine yönelik açıklamalarını "Türkiye'de iktidar ile muhalefet yer değiştirdi. Şu anda CHP siyasetin iktidar partisi. Bize muhalefet yapan iki rakibimiz var. Bir tanesi Adalet ve Kalkınma Partisi ikincisi MHP" sözleriyle değerlendirdi. HaberTürk TV'de Mehmet Akif Ersoy'un konuğu olan Özel, Kürt meselesinin çözüm yolunun meclis olduğunu vurguladı.
MHP'nin CHP'yi düşman olarak gördüğünü belirten Özel:
"Ülkenin Cumhurbaşkanı ya da ülkenin 5'inci partisinin Genel Başkanı Sayın Bahçeli dön dolaş CHP'yle, genel başkanıyla, cumhurbaşkanı adayıyla bu kadar meşgullerse, CHP açısından işler yolunda gidiyor demektir. 31 Mart tarihinden itibaren Türkiye'de iktidar ile muhalefet yer değiştirdi. CHP, şu anda siyasetin iktidar partisi" ifadesini kullandı. Özel, bir soru üzerine anketlerde partisinin yüzde 40'a dayandığını belirterek, partisinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla ilgili süreci kastederek, "Biz bu süreçten güçlü çıkmış olabiliriz ama ben bu sürecin kendisini yanlış buluyorum."
"PARTİMİN ÜSTÜNE NE DÜŞERSE BUNU YAPMAYA HAZIRIM"Özel, terör örgütü PKK'nın kendini feshettiğini açıklamasının ardından yaşananların ardından partisinin görüşünün sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Tarihsel tutarlılık içindeyiz. Geçen süreçten alınan derslerle birlikte kendi doğru pozisyonumuzu tarif edeyim. Biz terör bitsin isteriz. Terörsüz Türkiye'ye evet diyorum. PKK, terör örgütüydü, silah bırakacağını açıkladı, feshedeceğini açıkladı. Buna ilişkin şüpheler olabilir, tartışmalar olabilir. Bunun başarılabilmesi durumunda bunu çok kıymetli bulurum. Üzerime, partimin üstüne ne düşerse bunu yapmaya hazırım. Yapıcı duruyorum. Bu iş başarılırsa şehit gelmeyecek.Ne Türk ne Kürt anası ağlayacak. Bu ülkenin trilyonlarca doları terörle mücadele adı altında silaha, mühimmata, dünyanın gelişmiş ülkelerinin silah tüccarlarına gitmeyecek. CHP'nin ülkeyi yönetmeye hazır olduğu bir dönemde bu oluk oluk para emekliye akacak, işçiye akacak, öğrencilerin gelecek umutlarına akacak, inovasyona, AR-GE'ye akacak. Ben bu durumda terörsüz Türkiye'yi savunmayayım. Terörsüz Türkiye ya da terörün bitmesinin başarılı olmasının şartları nedir diye baktığımızda geçmiş pratiğimize baktığımızda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Parlamento'yu, siyasi partileri, siyaset kurumunu dışlayarak, Erdoğan'ın görevlendirdiği üç kişi, Abdullah Öcalan'ın talep ettiği üç kişi görüştüler, Dolmabahçe'de masa kurdular. Sürecin sonunda toplumsal mutabakat sağlanmamış olduğu için mesele patladı ve ardından hendek olaylarında 249 şehit, toplamda 2 bin 570 şehit geldi.O gün başaramadığımız için bu kadar şehit verdik ve o gün başaramadığımız için bu kadar çok para kaybettik. Demek ki bunu bir siyasi partinin değil, bütün siyasi partilerin ortaklaşabildiği bir zeminde, bütün partilerin katılımıyla gerçekleşmesi gerekir.""TOPLUMSAL MUTABAKAT EVRESİNE YÖNELİK DOĞRU ADIMLAR ATILMADI""Böyle bir süreci götürecekseniz, birtakım ön müzakereler yapılabilir, buradaki aktörlerin tamamının seçilmiş olmasını bekleyemezsiniz. Bir miktar orada yol alınır, orayı çok sorgulamamak gerekebilir. O sürecin çok uzun bir dönem olmaması ve süreç alenileşmeden önce tüm siyasi aktörlere samimiyetle bilgi paylaşılması lazım.Bunu yapmadılar. Biz her şeyi Devlet Bey'in düne kadar bize sadece bayramlaşıyoruz, Meclis'te selamlaşıyoruz, konuşuyoruz diye "eli kanlı teröristlerle birliktesiniz" falan dediği bir dönemden, bir anda Devlet Bey'in DEM sıralarına gidip el uzatmasıyla ve ondan 3 hafta sonra "umut hakkı" falan dediği bir Meclis konuşmasıyla birlikte öğrendik. Ben böyle bir inorganik siyaseti doğru bulmam, samimi bulmam. Kim varmış da benim yerime seçilmişlerin yerine, milletin takdir ettiklerinin yerine, birtakım atanmışlar düğmeye basmış, siyasiler en ağır hakaretleri ediyorken, el uzatıyormuş. Bu baharı başlatacak ilk çiçeğin açmasıysa eyvallah. Süreç şeffaf, katılımcı işletilmedi, toplumsal mutabakat evresine yönelik olarak doğru adımlar atılmadı.Hatta diğer partilerin bilgilendirilmesi sürecine başlandı, o da yarım kaldı. Ben sevgili Sırrı Süreyya Önder ile konuşurken, "Dünyada bunu başaranlarla böyle yapmıyor" dedim. O da, "Geçen sefer denedik, hedefimiz önce çözüm sonra barıştı, olmadı. Şimdi önce barış, sonra çözüm yapacağız" dedi. "Peki bunun sonuç alacağından emin misiniz, bu işin garantörü kim olacak" dedim. O da, "Sen olacaksın başkan, ben olacağım, kan dursun isteyen herkes olacak" dedi. Dedim ki, "Demokratik zeminde bu işin tartışılması lazım, aksi olmaz'.""MHP'YE YENİ DÜŞMAN LAZIM""İş, oy kaygılarıyla hem bir sahipsiz bırakılma, başarılı olacaksa bu başarıyı kimseyle paylaşmamak için geçen süreçte olduğu gibi AK Parti ile MHP muhalefeti dışlayarak, CHP'yi şeytanlaştırarak bir süreç yürüttü. Bugün aldığımız bütün anketlerde, baktığımız bütün hızlı araştırmalarda CHP'nin samimiyetinin destek gördüğü, CHP'ye yapılmak istenen işin millet tarafından doğru anlaşıldığı görülüyor.MHP'ye yeni düşman lazım. Bu iş siyasete kurban edilecek bir iş değil. Geçen sefer başarısız olunca çok şey kaybettik. Ben büyük bir sabırla, ihtiyatla, ihtimamla bu sürece samimiyetle destek vermeyi önemli görüyorum. Biz bu ülkede kan dursun, gözyaşı dursun isteriz. Türkiye'nin kurtuluşu buradadır.Şu anda muhalefette olduğumuz için bunu erteleyelim, enfekte edelim, sabote edelim, iktidarımızda yaparız demiyoruz. Ama şunu diyoruz. Bu iktidar bunu beceremezse biz kendi iktidarımızda Türkiye'yi terörden kurtarıp, Kürt meselesini demokratik yoldan çözecek güvenceyi veriyoruz. Bugün çözmeye karar verirlerse Meclis zemininde biz varız.""İLK DÜĞMEYİ İLİKLEMEK İÇİN KAYYIMDAN BAŞLAYALIM""Dört başı mamur hazırlığımız var. Doğru bir zemin oluşturulduğunda bunu paylaşmaya hazırız. İlk adımın atılacağı yer, olağanüstü hal döneminde KHK ile çıkarılmış kayyım maddesi. Bugün Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt'a da, Van gibi bir büyükşehire de kayyım atamış durumdalar. Geçen seçim döneminde 49 kayyım atanmıştı. Türklerin belediye başkanı seçebildiği, Kürtlerin seçtiği belediye başkanlarına kayyım atandığı bir süreci yaşadık. Bu konuda 11 siyasi partinin ortak kanun teklifi var.İlk düğmeyi iliklemek için buradan başlayalım. Devamında bazı kanun maddelerinin kötüye uygulanmasının sona erdirilmesi, bazı kanunlarda değişiklik yapılması, bazı kanunların yeni baştan yapılması lazım. Bunu bir partinin çerçevelemesi yerine, Meclis Başkanı'nın yaratacağı demokratik zeminde, partilerin görevlendireceği teknik kişilerin bu çerçeveyi müştereken belirlermesi lazım. Kırmızı çizgiler, beyaz çizgiler, yeşil çizgiler yerine toplumsal mutabakatın aranması lazım.O sandalyelerden birinin de mutlaka şehit aileleri, gaziler ve bu süreçten zarar görmüş kişilerin temsil edildiği ve onların rızasının alındığı bir süreçten bahsediyorum. Gelin bu sefer, Türkiye'nin en önemli meselesini sıcak siyasetin çatışmalı alanından çıkaralım, hep birlikte çözelim. Birtakım travmaların birlikte onarılacağı bir süreç olsun. Bu parlamentonun yüksek temsiliyet oranı var. Dışarıda kalan partiler önemli.Zafer Partisi dahil edilmeli. Büyük Birlik Partisi dahil edilmeli. Bir masa kurarsınız, davet edersiniz, gelenler gelir, gelmeyen gelmez zaten. Gelip de eleştirilerini söyleyenler olur. Ama ilk önce bir müzakere masasının, demokratik masanın kurulması lazım. Türkiye için doğruyu aramak lazım. Bundan başka çare yok.'"(SÜRECEK)


