Pandoranın kutusu Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Mitoloji, efsane bilimi demektir. Mitolojiyle uğraşanlar, Roma ama esas olarak kadim Yunan halklarının inandıkları masalları (dinsel meseller diye okuyun) tefsir eder. Günümüzde bunların ne anlama geldiğini anlatır. Pandora, ekber tanrı Zeus tarafından yaratılan bir kadındır. Zeus Pandora’ya, açmaması şartıyla bir kutu verir. Pandora merakını yenemez ve bir gün kutuyu açar. Kutunun içindeki kötülükler dünyaya yayılır. Kutuda sadece ümit kalır. Pandora’nın kutusunun açılması tabiri, iyi şeyler olacağı ümidiyle “beklenmedik ve hakim olunması imkansız kötü olayların ortaya çıkmasına sebep olacak bir karar almak” anlamına geliyor. Kararı alanlar, kötü şeyler ortaya çıkarsa kutuyu kapatırız der. Ama kutu bir defa açıldıktan sonra içi boşalmadan kapatılamaz. Kıssadan hisse budur. Sözü “terörsüz Türkiye” projesine getirdiğimi anladınız tabii. Şunu hemen söylemeliyim ki, içinden ne çıkacağını az çok kestirsem bile, ben de bu kutuyu açardım. Çünkü hayatın kendisi, hiçbir kutunun sonsuza dek kapalı kalmasına izin vermiyor.
ZARAR MİNİMİZASYONU
Nasıl futbol oyununda amaç çok sayıda gol atmaksa (gol zaten amaç demektir), iş idaresinde amaç da kârı maksimize etmektir. Futbol gibi iş hayatı da risklerle doludur. Bazen dünya veya ülke ekonomisinde kriz çıkması gibi “makro” veya beklenmedik bir rekabetle karşılaşmak gibi “mikro” sebepler yüzünden, firmanın kârı maksimize etmesi imkansız hale gelebilir. Makro krizin geçmesini beklerken veya rekabet karşısında firmayı yeniden yapılandırırken ilk hedef artık “kâr maksimizasyonu değil, zarar minimizasyonu”dur. Bu hedef değişikliği yapılmazsa zarar maksimize olur. Zaten batan firmaların çoğu ya “bu da geçer yahu” diyerek hareketsizleşenler veya küçülen piyasada fiyat kırarak ciro büyütmeye kalkışanlardır. Pek tabii durumu doğru değerlemek kolay değildir. Bazen riskli kararlar, beklenmedik kârlı sonuçlar verebilir. Bu, biraz şansa biraz da bilek gücüne bağlıdır. Ne demişler; zor oyunu bozar.
EN KÖTÜ SONUÇTAN KAÇMAK
Soru: Terörsüz Türkiye, eğer bir Pandora’nın kutusu ise, kutudan çıkabilecek en kötü şey ne olabilir? Yanıt: İşin içine yabancı devletlerin de fiilen girdiği bir iç savaş ve bu savaş sonunda “etnik olarak temizlenerek ikiye bölünmüş Türkiye” olur. Bu suretle Büyük Ortadoğu Projesi tamamlanır. Böyle bir iç savaş uzun yıllar sürer. Bu savaşta çoğu Kürt olmak üzere mesela 2.5 milyon insan ölebilir. 5 milyon kişi şehir değiştirir, kendi ülkesinde göçmen olur. Ülke harabeye döner, milli gelir yüzde 40 aşağı gider. Lütfen cengaverlik sergilemeden önce, herkes böyle bir ihtimali hesaba katsın. Lozan imzaladığında Kürtlerin yaşadığı bölgede pek bir Ermeni kalmadığı için Ermenistan sorunu yoktu. Cumhuriyet, Kürtlere “sen de herkes kadar Türk’sün” demiştir. Bu aşağılayıcı bir ayırımcılık (diskriminasyon) değil, aksine yüceltici bir birleştiriciliktir. Burada çok önemli bir husus var. Türküm demekle mutlu olan ama etnik olarak Türk olmayan Balkan ve Kafkas kökenlilerin sayısı, Anadolulu Kürtlerden fazladır. Onlar da kökleriyle övünüyor. Ancak bir kısım Kürtler siyasi amaçla kök kimliklerini öne çıkarıyor. Bunda da bölgedeki Kürtlerin ayrı bir devlet kurmamış olmasının etkisi var herhalde. Terörsüz Türkiye, Pandora’nın kutusu olmaya mecbur değildir. Zaten gerçekte böyle bir kutu da yoktur. Pandora’nın kutusu, insanın beyninin içindedir.
SON SÖZ: Ne kazandım deme, ne kaybetmedim de.


