Parayı bastıran almış diplomayı! Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Türkiye “Sahte diploma” olaylarıyla çalkalanıyor.
Nasıl bir memleket olduk böyle?
Sahtekârlık, hırsızlık, dolandırıcılık, tecavüz, köşe dönme, adamını bulma, görevi kötüye kullanma ve daha neler neler!
Olmayan rezillik yok!
“Türkiye Yüzyılı” dedikleri böyle olmamalıydı!
Ekonomik çöküşte de, yolsuzluklarda da zirvedeyiz!
Her tarafta çürümüşlük, yozlaşma, sahtekârlık var...
Şebekeler kuran bir takım sahtekârlar, gözlerine kestirdikleri kişilere telefon edip “Biz polisiz, biz savcıyız” gibi lâflarla güven sağlayıp, yıllardır saf insanları dolandırmaya çalışıyorlar!
★★★
Son olarak “Sahte diploma” olayı patlak verdi.
Rezaletin daniskası bu!
Şuna bakar mısınız?
Bir şebeke, üst düzey bürokratların, devlet adamlarının e-imzalarını taklit ederek 400’den fazla kişinin sahte diplomalarla profesör, doçent, doktor, mühendis olmalarını sağlamış!
Düşünebiliyor musunuz? Üniversitelerde, yüksek okullarda, evlatlarımızı emanet ettiğimiz, gençlerimizi eğitmesini istediğimiz profesör ve doçentlerin bir kısmı sahte diplomalı!
“Tanrım! Sen aklımızı koru!” diyoruz.
★★★
Çete ayrıca sahte imzalarla ehliyet ve lise diplomaları da dağıtmış...
Parayı veren almış diplomayı...
Pazardan karpuz satın alır gibi doçentlik, profesörlük satın almışlar!
Hukuk, sosyal bilimler ve mühendislik gibi dallarda sahte diplomalar üreten sahtekârlar çetesi, bu diplomaları hem Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve hem de “E-Devlet Sistemi”ne elektronik olarak gayet güzel yerleştirmişler!
Sahte diploma ile akademik unvanlar alanların, politikaya atılıp siyaset yapanların da olduğu söyleniyor!
Tüm bunlar yetmezmiş gibi şebeke ayrıca sahte raporlar düzenleyip yüzlerce yabancıyı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapmış!
Bir ülkede, ahlaki çöküşün doruklarıdır bunlar...
Ee, haklı olarak akla şu soru geliyor:
“Tüm bu sahtekârlıklar yapılırken devlet kurumları neredeydi?”
★★★
Sonunda şebeke elemanları yakayı ele verdi.
Açılan iki ayrı davada 199 şüpheli yargılanıyor.
Aramızda dolaşan yüzlerce sahte profesör, sahte doçent, sahte hukukçu, sahte mühendis, sahte devlet memuru var.
Eskiden de her türlü yolsuzluk olayı vardı ama...
Nedense, adam kayırma, adamını bulma gibi olayların arttığı son 10 yılda yolsuzluklar rekor seviyeye ulaştı.
Toplum olarak tam bir ahlâkî çöküş içindeyiz maalesef!
Ülke kötü yönetilmese böyle bir durum ortaya çıkar mıydı, bilemiyorum!
“Türk milleti, olanları endişeyle izliyor!”Nazif Okumuş, gazeteci kökenli bir siyaset adamıdır. MHP’de 21’inci dönem milletvekili ve genel başkan yardımcısı olarak görev yaptı.
Daha sonra yönetimle anlaşamadığı için MHP’den ayrılan Nazif Okumuş, kısa bir süre önce tercihini Zafer Partisi’nden yana kullandı. Parti rozetini, Genel Başkan Ümit Özdağ taktı.
Ülkücü camianın önde gelen isimlerinden olan Nazif Okumuş artık Zafer Partili olarak halkın arasında dolaşıyor, onların dertlerini dinliyor.
“Siyasetteki son durumu nasıl görüyorsunuz?” sorusuna Okumuş’un cevabı şöyle oluyor:
“Türk milleti olanları endişeyle izliyor ve gerçekleri görüyor. Bu nedenle halk CHP, Zafer Partisi ve İYİ Parti de hızla kuvvet oluşturuyor. Milletimizin, AKP ve MHP’den desteğini hızla çektiğini görüyorum. İnsanlarımızın Cumhur İttifakı’na sırtını dönme süreci devam ediyor. Anketler de bunu yansıtıyor. CHP’nin birinci parti görüldüğü süreçte, AKP’nin hızla kan kaybedip yüzde 30’ların altında ikinci parti konumunda yer alması Türkiye’de seçmen tercihinin değiştiğini göstermesi bakımından çok önemli. Türkiye’nin düzlüğe çıkmasın için SEÇİM şart görünüyor!”
Hiç hata yapmayan insan, hayatta hiçbir şey yapmayandır!



