Piyasalarda faiz haftası
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
PİYASALAR, geçen hafta İsrail’in saldırısı ile başlayan ve İran’ın verdiği karşılıkla devam eden jeopolitik gelişmelerin etkisi altında. Güç kazanan jeopolitik gerilim bu hafta da yakından takip edilecek. Bu hafta gözler ayrıca, merkez bankalarının kritik para politikası kararlarına çevrildi. ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz kararı toplantısı, 17-18 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek. Ardından Fed faiz kararını 18 Haziran’da açıklayacak. ABD’de enflasyonun mayısta yıllık bazda üst üste dördüncü ayda beklentilerin altında gerçekleşmesine karşın, piyasalarda Fed’in eylül ayındaki toplantısına kadar faiz indirimine gitmeyeceği yönündeki fiyatlamalar öne çıkıyor. Bu hafta ayrıca İngiltere Merkez Bankası (BoE), Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı da yatırımcıların odağına yerleşmiş durumda.
GÖZLER MERKEZ BANKALARINDA
Piyasada beklentilere göre:
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in gelecek haftaki para politikası toplantısında politika faizini yüzde 4.25-4.50 arasında sabit bırakacağına kesin gözüyle bakılırken, bankanın yılın ilk faiz indirimine yüzde 86 ihtimalle eylül ayında gideceği ve yıl boyunca toplamda iki indirim yapacağı fiyatlanıyor.
Hızlı değişen tarife gündeminin etkilerinin de değerlendirileceği politika toplantısında, Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) gelecek döneme ilişkin projeksiyonlarının ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarının piyasaların yönü üzerinde etkili olması bekleniyor.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda bu hafta BoE’nin politika faizini yüzde 4.25 seviyesinde sabit bırakacağı öngörülüyor.
Salı günü açıklanacak BoJ faiz kararı da bölgenin odağında. Japonya’da enflasyonist baskılardaki azalma ve küresel ekonomik belirsizliklerin büyümeyi olumsuz etkileyebileceği beklentiler, BoJ’un faiz artırım beklentilerini öteliyor. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda bu hafta Japonya’nın politika faizini sabit tutacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Bu hafta ayrıca TCMB’nin faiz kararı ve nisan ayına ilişkin cari işlemler dengesi de yatırımcıların odağına yerleşti. Çeşitli beklenti anketlerine göre, bu ay TCMB’nin politika faizini değiştirmeyerek yüzde 46 seviyesinde sabit tutmasını bekleniyor. AA’nın anketine göre, ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 35.50 oldu.
ENFLASYON DA TAKİP EDİLECEK
Pazartesi günü Çin’de perakende satışlar ve sanayi üretimi, salı günü Japonya’da BoJ’un faiz kararı, çarşamba günü Japonya’da dış ticaret dengesi, cuma günü Japonya’da tüketici enflasyonu takip edilecek.
Salı günü Almanya’da Zew ekonomik güven endeksi, çarşamba Euro Bölgesi ve İngiltere’de tüketici enflasyonu, perşembe İngiltere’de BoE’nin faiz kararı, cuma Almanya’da üretici enflasyonu takip edilecek.
ABD’de perşembe günü ise piyasalar 1865’te köleliğin son verildiği güne atfen federal tatil ilan edilen Juneteenth (19 Haziran) nedeniyle kapalı olacak.
PETROLDE RİSK BÜYÜK
Öte yandan, Brent petrolün varil fiyatı İsrail ve İran arasında devam eden hava saldırılarının etkisiyle geçen haftayı yüzde 11.1 değer kazancıyla 73.7 dolar seviyesinden tamamlamış; söz konusu haftalık artış 3 Ekim 2022 haftasından bu yana en büyük haftalık artış olarak öne çıkmıştı. Enerji maliyetlerindeki bu sıçrama, küresel ölçekte akaryakıt fiyatlarını artırabileceği için gıda gibi birçok kalemde enflasyonist baskıları yeniden gündeme taşıdı.
Danışmanlık firması Capital Economics’e göre, İran’ın petrol üretim ve ihracat altyapısının hedef alınması durumunda Brent petrol fiyatı 80 ila 100 dolar aralığına çıkabilir. Ancak, bu tür bir artış, diğer petrol üreticilerini arzı artırmaya teşvik edeceğinden fiyatlar da yeniden dengelenebilir. Ayrıca, yüksek petrol fiyatlarının akaryakıt fiyatlarına etki etmesi de enflasyonist gelişmeleri tekrar tetikleyebilir. Türkiye gibi enflasyonla mücadele eden pek çok ülke önümüzdeki dönemde petrol piyasasının sakin seyredeceğini öngörüyor ve planlarını buna göre yapıyordu. Ancak son gelişmeler enflasyonla mücadelede hedeflerin sapmasına neden olabilir.
PLATİN FIRTINASI
DEĞERLİ metaller, artan güvenli liman talebiyle yükseliş gösterirken, platin dikkat çekici bir performans sergiledi. Platinin ons fiyatı uluslararası piyasalarda 1.308,45 dolarla 4 yılın en yüksek seviyesini görürken, yıl başından bu yana yüzde 40’ın üzerinde artarak altın, gümüş ve paladyum dahil değerli metaller arasında en fazla değer kazanan ürün oldu. Özellikle otomotiv ve hidrojen enerjisi sektörlerinde artan kullanım, platine olan ilgiyi canlı tutarken, jeopolitik riskler ve küresel belirsizlikler yatırımcıların değerli metallere yönelmesini destekledi.
Haftalık bazda değerlendirildiğinde, platinin ons fiyatı yüzde 5 artış göstererek değerli metaller arasında öne çıktı. Altın ve gümüş de yükselirken, platin güçlü performansıyla piyasaların odağında yer aldı. Platindeki arz sıkıntısı ve artan talep fiyatları desteklerken, Trump’ın tarife planlarına dair belirsizlik ve jeopolitik gerilimler değerli metallere olan ilgiyi artırmaya devam ediyor. Paladyum fiyatları ise yılın ilk yarısında değer kazansa da Ekim 2024 zirvesinin altında kalmaya devam etti.


