PKK kendini feshedince, motora su kaynatan sorular!
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
PKK silah bıraktı..
Toplantının yapıldığı, ama kamuoyuna açıklamanın geciktiği belirtiliyor ve fesih bildirisinin bugün-yarın gelebileceği belirtilmiyordu.
Nitekim dün açıklama yapıldı..
Şimdi motor kaynatan sorular geliyor..
Mızıklık çıkaracaklar ya.. Kavga çıkaracaklar, silah bırakılması üzerinden bile, savaş çıkaracaklar ya..
Soruyorlar: “Silahları nereye bırakacaklar?”
Bu mızıkçıları kendi haline terketseniz, “silahı oraya mı bırakmalılar, yoksa buraya mı” diye tartışmaya başlar ve yeni bir savaş daha başlatırlar..
Ama onlar silahların nereye bırakılacağını merak etmişler, soruyorlar.
Biz de cevap verelim, “Silah bırakmaya karar verdiler ya. Bunda samimi olsunlar da. kaypaklık yapmasınlar da.. nereye bırakırlarsa bıraksınlar..”
Koca koca emekli generalleri, güvenlik uzmanları soruyor:
“PKK silah bıraktı diye niye seviniyoruz ki... Zaten PKK diye bir şey kalmamıştı. Peki silah bırakanlar, YPG’ye katılırlasa ne olacak? Esas soru bu!”
Dersiniz ki, sahte kahramanlıklarını anlatıp duran ulusalcı emekli generallerin sayesinde ve onların dönemindeki mücadele ile PKK bitirilmiş. Dolayısı ie haklı bir şekilde, “PKK’yı zaten biz bitirmiştik. Şimdi kendilerini feshetmelerinin çok büyük önemi yok” diyorlar..
Ulusulcı generallerin vazifede oldukları dönemde, karakollarımıza PKK’lı teröristlerin yaptıkları saldırılarda, askeri helikopterlerimizin 12 saat olay mahalline ulaşamadığı bile olmuştu.. Şimdi o karanlık günlerden, PKK’nın bitirildiği günlere, İHA’lar SİHA’lar sayesinde, TSK’daki FETÖ’cülerin tasfiyesi sayesinde gelmişiz.. Ulusalcı generallerin, TSK’yı laikçi bir yapıya çevirme arzusunu, PKK ile mücadeleden daha önemli gördükleri günlerden, bugünlere gelmişiz.. PKK bitmiş.. Adamlar, PKK’nın bitmesinin kahramanının kendileri olduğunu sanıp söyleniyorlar..
Onlar söylenedursunlar, biz meraklarını giderecek şekilde cevaplayalım:
“PKK zaten bitti diyorsunuz. Babanız mı bitirmişti, PKK’yı? Bu siyasi iktidar bitirdi PKK’yı.. Biten PKK, kendisini bir de feshetsin.. 50 yıllık terör örgütü kendini lağv etsin de.. Başı kim, sonu kim, kimlerden oluştuğu belirsiz YPG çok daha kolay feshettirilir. O da fesholdu çoktan ama. Varsayalım fesholmamış. PKK’ya göre, YPG’yi feshettirmek çok daha kolay olur.”
Çakma milliyetçiler, PKK’nın silah bırakma kararını açıklamasına kızıyorlar, ama kızdıklarını belli etmemeye çalışıyorlar:
“PKK’nın silah bırakmasına üzüldüğümüzü nereden çıkarıyorsunuz. Biz de tabii ki, herkes gibi, PKK’nın silah bırakmasını isteriz. Ama şimdi ne olacak. Pazarlığın sonrasında ne var, onu soruyoruz.”
Adeta, “Keşke PKK silah bırakmasa. askere, polise saldırılarını sürdürse, biz de bunun üzerinden nemalanmaya devam etsek” diye iç çekerek yapılan açıklamalardaki ahlaksızlığı bir kenara koyup, PKK feshi sonrasında ne olacağını soranlara cevap veriyorum:
“Siz PKK’yı, YPG’yi cesaretlendirmeyin, ‘sınırımızda cihadçılar olacağına, seküler yapısını bildiğimiz YPG olsun daha iyi’ türünden ahlaksızca övgülerde bulunmayın.. ‘YPG’nin arkasında Amerika var. 100 bin silahlı unsuru var. Başındakiler istese bile silah bırakamazlar’ türünden goygoyculuğu bırakın.. Terör örgütü ile pazarlık da olmaz, başka bir şey de olmaz.”
İyi Partili Turan Çömez, İngiltere’de uzun yıllar, kimin hamiliğinde kaldığını açıklamadan, şimdi PKK’nın kendini feshetmesi üzerinden soruyor:
“Sırrı Süreyye Önder bir açıklama yaptı. Öcalan’ı kastederek dedi ki, ‘Kendisinin ilettiği bir başka not var’. Neydi o not?”
Cevap verelim, Londra’a yapılan camiye karşı çıkan Turan Çömez’e. Amerika’ya yapılan camiden rahatsız olan Çömez’e anlatalım:
“Notu da, kotu da, lotu da, botu da bitti Çömez.. Bittiniz Çömez.. PKK siah bırakmadan, teröristbaşı Apo için, ‘AİHM kararları hemen uygulanacak’ anlaşması yaptığınız HDP ile kirli pazarlığınız ortaya çıktı.. Afişe oldunuz Çömez.. Boşver notu, boşver ölmüş insanlar üzerinden algı operasyonlarını.. Biz burdayız, varsa elinde bir not, göster.. Yoksa cami düşmanlığının arkasında ne yatıyor, sen onu anlat. İngiltere’de yıllarca sana kim hamilik yaptı, onu anlat.. FETÖ’nün Akın İpek’i ile İngiltere’de nasıl buluştunuz, onu anlat. İngiltere’nin en zengin 100 isminden birisinin televizyonuna, sabah akşam hangi kirli anlaşma ile çıkıyorsun, onu anlat.. Bu kirli ilişki için, kimler kimlere ne notlar yolladı, onu anlat.”
İyi Parti’nin Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da, kafasını duvarlara vuranlardan.. “PKK olmayınca, ben partiyi ne yapayım. Siyaseti nasıl sürdüreyim.. PKK yok ise, biz de yokuz” dercesine..
Şöyle diyor Müsavat: “Terörsüz Türkiye’nin adı güzel, niyeti kötü.”
Niyet ne olabilir ki, kötü olsun, Müsavat?
Düne göre, bugün ne kötü ki, PKK’nın kendini feshetmesinden rahatsızlık duyuyorsun, Müsavat?
Devam ediyor Müsavat: “PKK, Kandil’de kiracı iken, Suriye’ye taşınıyor. Burada kurulacak teröristanla tapu sahibi oluyorlar.”
Bu niteleme, PKK’yı cesaretlendirme değilse, nedir?
Teröristlere, “Bak, böyle bir imkan var” diyerek, ayak sürtmelerini istemek değil de nedir? Suriye’nin federe-medere devlet olmadığı açıklanmadı mı? Ahmet El Şara, daha üç gün önce, Haseke de dahil olmak üzere, daha önce YPG’nin elinde olan bölgelere, onların istemedikleri bir komutanı, sorumlu olarak atamadı mı?
Ha Müsavat.. Ha mermer.. Gerisini boşverin.
Kimisi de soruyor: “PKK silahları bıraktıktan sonra nereye gidecek?”
Cevab basit. Bugüne kadar iplerini verdikleri Amerika’ya gidebilirler, Rusya’ya gidebilirler..
İtiraz edecek ulusalcı takımı: “Aaaa. Kandil’dekilerin serbest kalacağını mı söylüyorsunuz?”
Cevap veriyorum: “Bugüne kadar serbest değiller miydi? Laikçi seküler YPG’ye övgüler düzen Türker Ertürk amiralleriniz görevde iken Murat Karayılan hem serbest idi, hem belinde silah var idi, hem de sınırımızın dibinde idi. Canı istedikçe, emir veriyor, sınırı geçip askerlerimizi şehid ediyorlardı. Şimdi sınırın dibinden gidecek. Belindeki silahı atacak. Sınırımızdan bu yana zaten kimseyi emirle de, başka türlü de gönderebilecek gücü kalmadı.”
PKK’ya karşı, kendi siyasi iktidar dönemlerinde başarı elde edemeyen ulusalcıların baş ağrıları sürüyor..
2015 milletvekili seçimlerinde “CHP’lilere sesleniyoruz. Her evden bir oy CHP’ye, bir oy HDP’ye verilsin. CHP % 25 yerine % 28 alması seçimin nihai neticesini değiştirmez. Yine AK Parti tek başına iktidar olur. Ama CHP’lilerden bazıları HDP’ye oy verir ve bu partiye barajı geçirtirse, AK Parti tek başına iktidar olamaz” diyerek, PKK’nın uzantısı partiye oy verilmesini isteyen Sözcü takımı, Emin Çölaşan’lar, Bekir Coşkun’lar ve bugünkü uzantıları soruyorlar: “DEM ile Cumhur İttifakının görüşmeleri var.. Açık açık söyleyin, ne karşılığında DEM ile anlaştınız?”
Cevap veriyorum: “PKK’nın silah bırakması dışında hiçbir şart yok.. Onların istedikleri de yok, Türkiye’nin istediği de yok. Ama sizler, belediye başkanlığı koltukları, Cumhurbaşkanlığı koltuğu için, aynı DEM ile ittifak yaptınız. Şu an gündemde seçim yok ki, seçim anlaşması yapılmış olsun.. Dolayısı ile bugün DEM ile yapılan görüşmelerin amacı, Kent Uzlaşmalarından farklı olarak, seçim değil silahların bırakılması.. Nokta.”
Ulusalcı kemalistlerin içleri rahat değil.. Kendi kendilerine söyleniyorlar: “Şimdi PKK silah bırakıyor mu gerçekten. Yani artık Türk askerine kurşun sıkmayacaklar mı? Durun bu işe bir kılçık atalım..” Bu kapsamda Saygı Öztürk de, PKK’nın silah bırakmasından memnuniyetsizliğini izhar ediyor:
“İşsizlik ordusuna PKK’lı 15 bin kişi eklenecek” diyor..
Tek derdimiz bu olsun, hortumcu Cem Uzan’ın işçisi..
Zaten işsizlik ordumuz, 2.8 milyon kişi. Buna 15 bin eklense ne olur, eklenmese ne olur?
Yoksa PKK’lıları şu an, işçi diye görüyorsun da.. Silah bırakınca “işsiz kalacakları”ndan mı şikayetçisin..
Söyle Saygı, çekinme.
Yeni Akit


