Prematüre doğdu, 131 gün yoğun bakımda kaldı. Hayatını balık derisi tedavisi kurtardı Ona küçük denizkızım diyorum
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Eliana'nın hikayesi yaklaşık üç yıl önce başladı. Teksas’da yaşayan DeVos, 23 haftalık hamileyken 1 kg kilo ağırlığında bebeğini dünyaya getirdi.
Minik Eliana, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde 131 gün geçirdi ve bu sırada boynunda ciddi bir yaraya neden olan hayatı tehdit eden bir enfeksiyon gelişti.
CNN’e konuşan Anne DeVos, kızının geçirdiği enfeksiyon için “Neredeyse et yiyen bir hastalık gibiydi, vücudu boynundaki bir şeyi hedef alıyordu” dedi.
Eliana'nın vücudu enfeksiyona verdiği aşırı tepki nedeniyle sepsis geliştirdi. Bazı organları işlevini yitirmeye başladı. DeVos ve ailesi Eliana'nın iyileşmesi için sürekli dua etti.
Sepsis, bağışıklık sisteminin enfeksiyona karşı aşırı tepki vermesi sonucu organ yetmezliğine yol açabilen ciddi bir klinik tablodur. Erken teşhis ve tedavi hayati önem taşır.
Sağlık ekimi, durumu ciddiyetini koruyan Eliana’nın ailesine şaşırtıcı bir tedavi seçeneğinden bahsetti.
Eliana, yoğun bakımda kaldığı 86. günde kaldığı hastaneden Corpus Christi'deki Driscoll Çocuk Hastanesi'ne transfer edildi. Her iki hastanede de enfeksiyonu tedavi etmek için antibiyotik tedavisi de dahil olmak üzere çeşitli ilaçlar aldı ancak çocuk hastanesinde uygulanan balık derisi tedavisi onun yara bakımında yenilikçi bir çözüm olarak kullanılmaya başlandı.
Driscoll'da Eliana'yı tedavi eden pediatrik plastik cerrah Dr. Vanessa Dimas, “Mikroskobik olarak insan derisine o kadar yakın ki yaranın iyileşmeye başlamasına yardımcı oluyor” dedi.
GELENEKSEL TEDAVİ İÇİN ÇOK KIRILGANDI
Dr. Dimas, Eliana ile ilk tanıştığında iki şey yapması gerektiğini biliyordu: Ölü deri dokusu birikimini yaradan çıkarmak ve sağlıklı dokunun yeniden büyümesine yardımcı olacak bir tür tedavi ile yarayı kapatmak. Ancak ameliyat ya da insan derisi nakli gibi daha geleneksel yaklaşımlar Eliana gibi erken doğmuş bir bebek için ya çok riskliydi ya da uygulanabilir değildi. Durumu çok kırılgandı.
Dimas, CNN’e yaptığı açıklamada “Prematüre bir bebekti, yarası çok genişti ve oldukça hastaydı, bu yüzden ona cerrahi bir işlem yapmanın güvenli olduğunu düşünmedim” dedi.
BAL VE BALIK DERİSİ KARIŞIMI…
Dimas ve yara ostomisi hemşiresi olan meslektaşı Roxana Reyna, yarayı temizlemek için tıbbi bir bal solüsyonu kullandılar. Daha sonra bu bal ile balık derisi karışımını bölgeyi kaplamak için uyguladılar.
Yabani Kuzey Atlantik morinasından yapılan ve İzlandalı bir şirketi tarafından üretilen tıbbi bir ürün olan balık derisi, yeni deri dokusunun büyümesi için bir tür platform görevi gördü. Dimas, balık derisindeki bazı omega yağlarının ve diğer doğal elementlerin iyileşme sürecine katkıda bulunduğunu söyledi ve ekledi: “Temel olarak işini yaptığında, yaranın iyileşmesine yardımcı olduğunda, bir şekilde eriyip gidiyor.”
Bu balık derisi tedavisinin potansiyel riskleri arasında balık alerjisi olan çocuklarda reaksiyonlar yer alır. Bebeklerin alerjilerinin olup olmadığı bilinmeyebilir.
Dimas, “En büyük risk potansiyel olarak bazı sorunlara neden olabilecek bilinmeyen bir alerji olabilirdi.” dedi. Bunun dışında, bebeğin ameliyata ihtiyaç duyma ihtimalinin de olabileceğini, çünkü bu tedavinin bebeği iyileştirmeye ne kadar yardımcı olacağını bilmediklerini söyledi ancak Eliana için balık derisi tedavisi iyi tolere edildi ve iyileşmeyi desteklediği görüldü.
Balık derisi dünyanın dört bir yanındaki insanlarda yara bakımı için kullanılıyor ancak bebekler bir yana çocuklarda kullanımı bile nadirdir.
Dimas ve Reyna, Mart ayında İspanya'nın Barselona kentinde düzenlenen Avrupa Yara Yönetimi Derneği Konferansı'nda erken doğan bebeklere yönelik yaklaşımları hakkında veriler sundu.
Eliana ve abdominal yarası olan kritik durumdaki erken doğmuş bir bebeğin vaka çalışmaları hakkında konuştu.
Reyna, Eliana’nın balık derisi grefti uyguladığı gün 3 kilo ağırlığında, diğer hastanın ise tedavi sırasında 1 kilo ağırlığında olduğunu belirtti ve ekledi: “Eliana'dan bu yana, bu tedavinin artık daha küçük bebeklerde bile kullanabilecek kadar kendimize güvenebiliyoruz” dedi.
Amerikan Pediatri Akademisi Plastik Cerrahi Bölümü Başkanı ve Chicago Ann & Robert H. Lurie Çocuk Hastanesi Plastik Cerrahi Bölüm Başkanı Dr. Arun Gosain, insanlarda hasarlı dokuların iyileşmesine yardımcı olmak için balık derisi kullanma konseptinin yıllardır var olduğunu, ancak hâlâ çok yaygın bir uygulama olmadığını söyledi ve sözlerine söyle devam etti:
“Yaranın derinliğine ve ciddiyetine bağlı olarak yara tedavisi için “Pek çok farklı seçenek var” dedi. Bazı yaklaşımlar diğer hayvan türlerinden alınan dokuları içeriyor.”
Reyna ve Dimas, vaka çalışmalarında Eliana'nın tam katmanlı bir yarası olduğunu ancak balık derisi tedavisinin üçüncü gününde, çarpıcı sonuçlar gözlemlediklerini belirttiler. Her üç günde bir pansuman değiştirilmeye devam edildi ve yara temizlenip ölü deri dokusu çıkarıldıktan sonra, ilk balık derisi karışımı uygulandı. 10 gün içinde minimum yara izi ile iyileşti.
“Hiçbir yan etki görülmedi ve ek cerrahi müdahalelere gerek kalmadı” diyen Reyna ve Dimas, üç yıl sonra Eliana'nın yara izinin çok silik olduğunu, neredeyse hiç fark edilmediğini belirtti.
YENİ BİR ŞEY DENEMEKTEN KORKMAYIN
DeVos, balık derisinin kızının yarasının iyileşmesini desteklediğini görmenin kendisine ilham verdiğini ve Eliana'nın hikayesinin dünyanın balık derisini tıbbi bir araç olarak kullanılmasına katkıda bulunmasını umduğunu söyledi ve ekledi.
“İnsanların buradan çıkarmasını umduğum şey, modern tıp ve inancın gücü için minnettar olabileceğimizdir. Yeni bir şey denemekten asla korkmayın. Her zaman açık fikirli olun ve sadece inanın. Bir şey kulağa farklı geliyorsa veya daha önce hiç maruz kalmadıysanız, bir şans verin ve biraz inanın. Ve bizim durumumuzda, bu gerçekten harika sonuçlandı."
DeVos, küçük kızı Eliana'nın hiçbir şeyden haber olmadığını, elbette büyüdükçe geri dönüp ona resimleri göstermek ve neler olduğunu açıklamak istediklerini çünkü bunun onun eşşiz hikayesinin bir parçası olduğunu söyledi ve ekledi:
"Eliana'yı The Little Mermaid (Küçük Deniz Kızı) karakteri Ariel bebeği ile oynarken görünce çok duygulanıyorum ve ona ‘küçük denizkızım’ diyorum"
Peki, ülkemizde Türkiye'de balık derisi kullanımı üzerine yapılan çalışmalar veya uygulamalar var mı? Bu yöntemin yaygınlaşması mümkün mü? Balık derisi tedavisini tüm yönleriyle Kalp ve Damar Cerrahisi yara bakım uzmanı Prof. Dr. Emre Özker ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Kutlubay ile konuştuk.
Son yıllarda tıpta doğal ve biyolojik materyallerin kullanımı giderek yaygınlaşırken, tıbbi balık derisi özellikle yanık ve yara tedavisinde umut vadeden yenilikçi bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Prof. Dr. Emre Özker, balık derisinin iyileşme sürecine etkileri hakkında şunları söyledi.
Prof. Dr. Emre Özker
Kolajen ve Omega-3 desteğiyle iyileşme süresi kısalıyor
"Özellikle tilapia balığı derisinin insan derisine benzer yapıda olduğunu ve yüksek oranda Tip I ve Tip III kolajen içerir. Bu kolajenler, yara iyileşmesinde önemli rol oynayan fibroblast ve keratinosit hücrelerinin aktivitesini artırır. Ayrıca omega-3 yağ asitlerinin anti-inflamatuar etkisi iltihabı azaltırken ağrının hafiflemesine de katkı sağlıyor.
Tilapia balığının özellikle deri dokusunda omega-3 yağ asitlerinin yüksek oranda bulunduğunu biliyoruz; bu da hem iltihabı baskılayan etkiyi artırıyor hem de biyolojik pansuman olarak besin değeri açısından zengin bir altyapı sağlıyor."
Doç. Dr. Zekai Kutlubay
ADETA DOĞAL YAMA GİBİ
Doç. Dr. Zekai Kutlubay, balık derisindeki kolajenin, insan derisine çok benzediği için vücudun onu kolayca tanıdığını söyledi ve tıbbi balık derisinin yanık ve yara tedavisinde nasıl bir etki gösterdiğini şu sözlerle anlattı:
"Vücut balık derisini adeta doğal bir yama gibi kabul eder. Bu da iyileşme sürecini büyük ölçüde hızlandırır. Aynı zamanda balık derisinde bolca bulunan omega-3 yağ asitleri, iltihaplanmayı azaltarak yaranın şişmesini, kızarmasını ve ağrımasını önlemeye yardımcı olur. Bu yağlar, mikroplarla savaşarak enfeksiyon gelişme riskini de düşürür. Tüm bu özellikleri sayesinde, tıbbi olarak hazırlanmış balık derisi yalnızca bir örtü gibi kullanılmakla kalmaz, aynı zamanda vücudun kendi hücrelerini harekete geçirerek yaranın içten dışa doğru sağlıklı bir şekilde iyileşmesini sağlar. Bu sayede özellikle yanıklar, diyabetik yaralar, cerrahi dikiş izleri veya iyileşmeyen açık yaralarda balık derisi hem etkili hem de güvenli bir tedavi seçeneği olarak giderek daha fazla ilgi görmektedir."
Yapılan bir çalışmada, ikinci derece yanığı olan hastalarda tilapia derisi uygulamasıyla iyileşme süresinin 20 güne kadar kısaldığı ve hastaların daha az ağrı hissettikleri gözlemlenmiştir.
ÜLKEMİZDE KULLANILAN BİR YÖNTEM Mİ?
Türkiye’de balık derisinin yara tedavisinde henüz yaygın olarak kullanılmadığını ifade eden Prof. Dr. Emre Özker, bu alanda çeşitli firmaların Ar-Ge çalışmaları yürüttüğünü belirtti. Özellikle kolajen ve omega-3’ün yara iyileşmesine etkilerini araştıran girişimlerin varlığına değinen Özker, “Ancak balık derisinin tıbbi amaçla kullanılabilmesi için ciddi sterilizasyon işlemlerinden geçirilmesi gerekir. Kimyasal sterilizasyon, gliserizasyon ve ışınlama bu işlemler arasında yer alır. Marketten alınan balık derisinin doğrudan yara üzerine uygulanması kesinlikle uygun değildir ve enfeksiyon riski taşır,” uyarısında bulundu.
Türkiye'de balık derisi kullanımının standart bir klinik uygulama haline gelmemiş olsa da, son yıllarda hem akademik çevrelerde hem de bazı yanık ve yara tedavi merkezlerinde bu yönteme yönelik ilginin arttığına değinen Kutlubay,�özellikle Brezilya, İzlanda ve ABD gibi ülkelerde başarıyla uygulanan tıbbi balık derisi greftlerinin sunduğu hızlı iyileşme, düşük enfeksiyon oranı ve düşük maliyet gibi avantajlar, Türkiye’deki hekimlerin ve araştırmacıların da dikkatini çekmiş durumdadır. Ancak rutin uygulayan bir merkez henüz bulunmuyor.
Tıbbı balık derisi nasıl hazırlanır?
Doç. Dr. Zekai Kutlubay, tıbbi balık derisinin hazırlnma sürecinde derinin tüm mikroorganizmalarından arındırıldığını, yağ dokuları ve protein kalıntılarının uzaklaştırıldığını ardından sterilizasyon ve biyolojik uyumluluk testlerinden geçirildiğini söyledi. Bu materyalin belirli kalite kontrol süreçlerine ve Sağlık Bakanlığı onayına tabi olması gerektiğini, Türkiye’de henüz bu işlemleri endüstriyel ölçekte gerçekleştiren bir üretim tesisinin yaygınlaşmamış olsa da üniversiteler ve biyomalzeme araştırma merkezleri bu alanda öncü çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.
Balık kaynaklarının zenginliği göz önüne alındığında, yerli üretimin ve uygulamanın mümkün olduğunu ancak bunun için bilimsel altyapının güçlendirilmesi, mevzuatın düzenlenmesi ve sağlık personelinin bu yeni materyale yönelik eğitimlerle desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Kutlubay, tüm bu koşullar sağlandığında, balık derisinin Türkiye’de de özellikle kronik yara, yanık ve diyabetik ülser gibi zorlu vakalarda değerli bir tedavi seçeneği olarak yaygınlaşmasının mümkün olacağını sözlerine ekledi.


